вторник, 1 септември 2015 г.

ŞCHENGEN'E KABUL EDİLECEĞİZ Mİ

ŞCHENGEN'E KABUL EDİLECEĞİZ Mİ

"AB Konseyi'nin programında, Bulgaristan'ın Schengen alanına alınmasına ilişkin bir madde eklendiği  belli oldu. Eğer AB ülkeleri, Bulgaristan'ın Schengen üyeliğine destek verirler ise, Bulgaristan ve Yunanistan arasındaki sınır kontrolleri, buna "Makas" da dahil olmak üzere, kalkacak. Makas  sınır kapısında sadece tabelada ortak bir AB-devlet işareti olacak. Bundan sonra, araçların da kontrol edilmeyeceği için, şimdiki kuyruklar artık olmayacak."

Rafet ALİ,

"24 Kırcaali"


YATAĞIMIZDA Kİ DÜŞMAN

"En yakınındakiler senden nefret edip seni dışlamaya en yatkın olanlardır. Sırlarını biliyor olduğundandır bu. Sana çok yakın olmuş ve bütün zaaflarıyla sunmuşlardır kendilerini… Gün gelir, bundan ürkerler. Bildiklerin onları rahatsız eder. Bunu başkalarına aktarabileceğin korkusuyla senden nefret ederler. Yüzleşmekten korktukları geçmişleridir onları  esas rahatsız eden. En yakınlarındakiler, en içerden tanıyanlar olarak bunları deşifre edebileceğin endişesiyle düşmanlaştırırlar seni. Anılar ve paylaşımlar çoğaldıkça ilişkiler daha da sağlamlaşır sanılır ama aslında pamuk ipliğine bağlıdır her şey. Zaman, sağlamlaştırdığı kadar yıpratır da ilişkileri…Bize en çok benzeyenler, en içerden tanıyanlar, nefret duymaya en yatkın olduklarımızdır. Bir zamanlar sevgili, kanka,  karı-koca olanların sonradan nasıl can düşmanı oldukları malumumuz.ÖSürekli bir maske ile dolaşmamızı dayatıyor toplum. Kamusal alanda yarattığımız ve korumak durumunda olduğumuz imajlar,  gerçek kendimizi inkar etmemizi getiriyor. Bizi zaaflarımızla bilip kabul edenler bir yandan en yakınımız olurken bir yandan da sahte imajlarımızı tehdit eden düşmanlarımıza dönüşüyorlar. İnsanı ve onun mutluluğunu temel alan bir sistem kurulmamış çünkü dünyada… Her an birilerinin bizi yıkıp yok edeceği endişesi ile sürdürüyoruz hayatlarımızı… En sevenlerin bile her an ihanet edebileceğinin bilgisi  en acıtıcı olan… Çok iyi biliriz ki ne kadar çıplaksak o kadar savunmasızızdır. Aşk yatakları nefretlerin döllendiği yerlerdir işte bu yüzden… En sevdiklerimiz,  gün gele bize en düşman…"

Neşe YAŞIN,

"Dombıra"


DÜNYA LİDERLERİ MÜLTECİ SORUNUN ÇÖZSÜN   

"Başbakan Boyko Borisov “Mülteci dalgasının kaynağı kesilmezse Avrupa’yı güzel şeyler beklemiyor” dedi.Mülteci dalgasının kayneğının bir an önce kesilmesi gerektiğini savunan Borisov, bu kaynağın Afrika ve Arap dünyasındaki istikrarsız ülkeler olduğunu belirtti.Gazetecilerin “Bu dış müdahale ile mümkün mü?” sorusuna Borisov şu yanıtı verdi:Bunu dünyanın dev liderleri çözmeli."

 Aydın OSMAN,

"T Haber"


OLACAK BU İŞ...

"Dersler başlamıştı. Alfabeyi öğretiyordu bize öğretmen. Herşey orda “А, Б, В, Г, Д...” ile başladı.  Bu alfabeyi öğrenmiştim artık, okumaya da başladım. Ama okulda başka bir alfabe daha öğretiliyormuş, onu ikinci sınıfta öğrenebilirmişim. Arif muallim 2. sınıftan 4. sınıfa kadar talebelere Türkçe dersler veriyormuş. Bir gün o derslerin olduğu odaya girdim. Arkalarda bir yere oturdum. Arif muallim beni gördü, ama bir şey demedi, derse devam etti. Diğer talebeler bana kötü kötü bakmıştı, sanki “bir yasak çiğnemiştim” onların gözünde J Zaten alfabeyi çoktan geçmişler, artık kara tahtaya yazı yazmaya başlamışlardı. Çok zordu, tahtadan gördüklerimin “resmini” çiziyordum defterime. Evet, ben Türkçeyi harflerin resimlerini, yani benzerlerini çizerek, “yazarak” öğrenmeye başladım.
Arif muallim dersin sonunda defterime baktı, tahtaya baktı, bana  baktı ve gülümseyerek “Olacak bu iş...” dedi. Sevindim!

***
Beşinci sınıfa geldiğimde başka okula değişmiştim. Orada Türkçe öğretmeni bana “Siz diğer okulda Türkçeden ne öğrendiniz?” diye sorduğunda ben “Özne ve yüklemi öğrendik” diye cevap verdim. Öğretmen güldü, sevindi mi, cevabım ona komik mi geldi bilmiyorum. Ama o öğretmen bize Türkçenin “tüm zamanlarını” öğretmişti... Ben en çok geniş zamanı sevdim. Bir fiil “çekelim” beraber. Mesela ‘okumak’ olsun:

Ben okurum

Sen okursun

O okur

Biz okuruz

Siz okursunuz

Onlar okur"

Özlem TEFİKOVA,

"Bizim Gazete"

GÖÇ POLİTİKASI KRİZDE

"En fazla mülteci kabul eden ülkeler kuralların değişmesini ve AB‘ye ilk ayak basılan ülke uygulamasının yerine mültecilerin Birlik üyeleri arasında adil bir şekilde paylaştırılmasını ve her ülkenin hak ettiği kadar göçmen ve mülteci kabul etmesini istiyor. Dublin kuralları bundan 25 yıl önce Avrupa‘nın dış sınırlarını kaçak göçten korumak için kararlaştırılmıştı ve Almanya‘nın ‘güvenli üçüncü ülkelerden mülteci kabul edilmemesi’ formülüne dayanmaktaydı.

Göçmen sayısının hızla artması bu sistemi işlemez hale getirdi. AB son 20 yılda sınır güvenliğinin sorumluğunu transit ülkelerine devretmeye çalıştı. Libya yüklü bedel karşılığında Afrikalıların Akdeniz‘e açılmasını önlüyordu. Muammer Kaddafi‘nin devrilmesiyle bu uygulama etkisini kaybetti. Sadece Fas, kaçak girişlerin önlenmesinde İspanya ile etkili işbirliği yapabiliyor."

"BG Haber"

ELİMDEN GELEN HER ŞEYİ YAPARIM

"Bulgaristan'ın yeni Ankara Büyükelçisi Neynski, "Ekonomi alanında ikili ilişkilerin gelişmesi için elimden gelen her şeyi yaparım". Bulgaristan'da faaliyet gösteren Türk ve Bulgar iş adamlarını birleştiren Türk-Bulgar Sanayi ve Ticaret Odasının (TBSTO) ev sahipliğinde başkent Sofya'da düzenlenen bir çalışma yemeğine katılan Neynski, Ankara'da yapacağı görevin önceliklerini açıkladı."

Nilgün AHMED,

"Kırcaali Haber"

OLAYIN ÖYKÜSÜ KISACA ŞU ŞEKLİNDEDİR

"15 Ağustos 1913’te Kuşçubaşı Eşref komutasında hareket eden 116 kişiden oluşan müfreze, 16 Ağustos’ta Koşukavak’ta 1200 kişiden oluşan Domuzciev çetesini yok eder ve yerel hükümeti kurar.  Ardından da sırasıyla 18 Ağustos’ta Mestanlı, 19 Ağustos’ta da Kırcaali’ye girilir. Kırcaali’de ise Talat Paşa’nın dayısı Emin Ağa ve Mustafa Bey’in yardımlarıyla 600 kişilik bir silahlı müfreze oluşturulur. Bu arada yine hem Kırcaali’de hem de Mestanlı’da hükümet reisleri atanır.  Bölgeden katılımlarla birlikte gücü ve sayısı her geçen gün artan müfreze, çok kısa bir sürede Rodopların ve Batı Trakya’nın hemen hemen tamamında kontrolü ele geçirir. 31 Ağustos’ta Batı Trakya’nın merkezi konumundaki Gümülcine’yi; ardından da 1 Eylül’de de İskeçe’yi geri alır. Artık Ortaköy, Paşmaklı, Yenice, Habipçe, Harmanlı, Eğridere, Koşukavak, Kırcaali, Mestanlı, Cuma-i Bala, Darıdere, Nevrokop, Gümülcine ve İskeçe, kısaca tüm Batı Trakya, tamamı Süleyman Askeri Bey komutasındaki birliklerin kontrolü altındadır. "

Metin EDİRNELİ,

"Ajans BG"

TÜRKÇE DİLİ YABANCI MIDIR

"Bu soru çoğu zaman skandal olarak kabul ediliyor, fakat bu soru, halkının yüzde 10’unun Anadili Türkçe olan bir ülke için uygundur. 
Şayet dilleri yabancı ise, bu dili kullananlar ne olmalı? 
Onlar da yabancı? 
“Evet” ise, nereye kadar? 
Görüldüğü gibi “yabancı”  kavramının anlayış biçimi söz konusudur. Fakat bu anlayış, örneğin vergi ödemede uygulanmıyor veya Türkçe konuşan birisinin uluslararası bir başarı sağladığı zaman!"

Cevdet VELİ,

0 коментара:

Публикуване на коментар

Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.