Kendimi bildiğim kadarı ile her bir halta maydanoz olmayı sevmem fakat şu an, tenekede gazım var yazılacak yazım var, diyorum ve ahalimizi ilgilendiren bir mevzuya el atmaya karar verdim.
Konu seşim.
T.C yapılacak ve münafıklarla normal vatandaşların arasındaki gerçekleşecek seçimleri kastetmiyorum... Bulgaristan'daki belediye başkanları seçimleri konumuz.
Bugün Mestanlı'da, yürüyüş mü desem, ya da protesto mu desem, etkinlik varmış. Sebebi de ahalinin bir kısmı eski belediye başkanının yeniden aday olmasını istiyormuş.
Ben şahsen böyle kakafonyalarla ilgilenmem. Bu siyasetmiş, yok partiymiş, bana vız gelir tırs gider.
Nedeni ise gayet basit. Gençlik yıllarımda her zaman benliğime sonsuz saygı duydum ve duygumu muafaza etmek için savaş verdim.
Ve bununla gururluyum. Herhalde eşşek değiliz...
Son yıllarda, olanları gördüğümüzde, o partiye yada bu partiye, kalbimizde gönül verecek bir santimetre kare yer kalmadığından, elimizi ayağımızı çektik.
Bazen televizyonda tartışmalar oluyor. İki siyasi kurum birbirlerini hırsızlıkla suçluyor. Normal sokaktaki vatandaş ile söyleşi yapıldığında ise vatandaş da, sanki siyasiler ağzına tükürmüşler, o da filanca hırsız, diyor başka bir şey demiyor.
Ulan hıyar!
Eğer seni belirli bir mevkiye getirseler sen de çalacaksın. Neden mi? Çünkü Allahsızsın, peygambersizsin!
Ve ardından normal olarak şeref yoksunusun, edepsizsin!
Ve böyle bir ortamda Mestanlı seçimlere hazırlanıyor ve üste de belirtiğim gibi, bu işlerden uzak durmamdan dolayı, gayet tabi prosedürlerden haberimiz yok. Meğerse bu işler çetrefilliymiş...
Şoyle izah edeyim; Seçim öncesi adaylar Sofya'ya gidiyor ve orada eski, hala faliyetlerini sürdüren derin devlet elemanı, aynı zamanda partinin onursal başkanı 'Oturan boğa' sozde ince eleyip sık dokuyor. Yani kimin başkan olacağı adamın iki dudağı arasına. Mesela, senin kaşının altında gözün var denildi, yapılacak bir şey yok, kısıyorsun kuyruğu yalla Mestanlı'ya...
Akşam koyün gençleri yorum yapıyor... Akif efendi boklatmış, yerine filan kişi ...ve gelenin en önemli vasıflarından birisi de, adamın her akşam bir büyük rakısı varmış ve çok konuşuyormuş, yani şapşal. Taraftar değilim fakat bu Akifi bilmem, tanımam . Bizim koye seçilmeden önce, o zamanlar rahmetli Şerif ağa, sağ gelmişliği var. Rahmetlinin torunu da Akif'in kankası ve yardımcısı, köye gelmişken dedemi de göreyim demiş ve beraberinde eve damlamışlar. Laf lafı açmış ve ''Dede, bu Mastanlı'yın belediye başkan adayı '' diye tanıtmış.
Şerif aga da, nereli olduğuu sormuş .''Oyacılardanım!'' demiş Şerif aga gayet soğukkanlı bir şekilde.
''Valla, benim bildiğim Oyacılardan adam çıkmaz!'' demiş.
Dedim ya, hep uzak durdum ve durmaya devam edeceğim, çünkü bu memleket bana yalnız acılar verdi.
Amma gelelim gerşeklere. Bu adam Mestanlı'yı baştan aşağı kazıp, yeniden toparladı. Benim köyüme nice hizmetler verdi ve sonuç ,yiğidi öldür fakat hakkını da yeme.
Gelelim Sofya meselesine. Atatürk'ün dediği gibi: Milletler hak etikleri iktidarlar tarafından yönetilirler.
Cevcet Şahin
Mestanlı 22/09/2015
вторник, 22 септември 2015 г.
Абонамент за:
Коментари за публикацията (Atom)
0 коментара:
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.