Bizde şimdiye
kadar bu kadar uzun süren bir sokak-meydan itaatsizliği, protestocu
başkaldırısı, kitlesel eylem, pasif direniş ya da isterseniz ayaklanma
gelişmemişti. Göz ardı edilemeyen, halkın tepkili başkaldırma dalgasının arasız
yüklenmesi ve kararlılığı başarılı alınan yolunda her akşam yeni ileri adım atılabiliyor.
Örneğin dün Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev kendilerini
bir daha kutladı ve “ Bunalımı aşma yolu demokratik seçimdir. Seçimden
korkmayın!” dedi.
Yığınsal protesto eylemleri, Avrupa’da en düşük yaşam
kalitesi, en yüksek işsizlik oranı olan, genç işsizlerin şu mevsimde Batı
Avrupa iş merkezlerine otobüslerle akın ettiği, tarım üreticileri komşu
rekabetinden kurtarabilmek için domates ve biberlerini oto yollara döktüğü,
bizim ülkemizde güç kazanıyor. Direnişlerin bel kemiğini oluşturan gençlerle,
aydınlar, üniversiteliler ve orta kesim toplumun ana itici gücü durumuna geldi.
Zamanı dolmuş politikacıları hurdaya itiyor. Devrim enerjisi yüklü güçler muhalefet
saflarında birlik oluyor. Sık atkı ve dokusuyla yeni politik bir oluşuma doğru
gönül yelkeni açıldı.
Mücadele azminin şiddetsiz bir ortamda bu kadar yükselmesi, haftalarca dayanıp, güç
toplamaya devam etmesi gözlenirken, her
akşam başkent meydan ve ana caddelerini dolduran 25 bin kişi KENDİSİNİN İNSAN YERİNE KONMASI,
DİNLENMESİ, GÖRÜŞÜNÜN ALINMASI, KENDİSİYLE KONUŞULMASI VE KENDİSİNİN CİDDİYE
ALINMASI İÇİN YOLLARDADIR.
Dijital örgütlenmenin, modern iletişim araçlarıyla
aralarında sürekli temas halinde olan bu direnin ideolojik temelli yoktur.
Sivil toplum örgütleri bayrakları dalgalandıran bu insanlardan birçoğu
birbirini protestocu olarak ilk kez tanıdı. Direniş ruhunu ayakta tutan kudret
politik iktidarı devirmeye yöneliktir.
Özgün yanlarıyla gelişerek güç toplayan, bireysel
istekleri dile getirerek, belki farkında bile olmadan, onlar tüm toplumun,
hepimizin isteklerini ifade ediyorlar. Ayni ortamda kendisini bir kahraman bir
kurtarıcı olarak gören de yok. Hepsinde
biz işimizi yapıyoruz bilinci var.
Kuşkusuz bir de hem kendilerini, hem de toplumumuzu
değiştiriyorlar. Direnişin büyüsü de burada zaten. Bu güzelliğe dayanılmaz.
Hükümet gitmek zorundadır. Bu Bakanlar Kurulu’nu telefonla kuranlar, mafya
babaları ve onlarla birlikte HÖH/DPD yönetimi bir daha geri dönmemek üzere
gitmek zorundadır. Bu kadar rezillik yeter.
Şu
ya da bu politik partinin ardına takılmış olanlardan yeni bir politik oluşum,
kitle partisi beklemek zamanı geldi. Bu atılım, zamanı dolmuş partileri ve
politikacıları silindir gibi ezip geçecektir.
Bugün Bulgaristan’da 150’den fazla politik parti ve
hareket var. Bunlardan dördü 12 Mayıs’ta barajı aşıp parlamentoya girdi. Üçü
bir araya gelip bir hükümet kurdu. Bu iktidar esas itibarıyla Sosyalist
Parti’nin erkidir. Fakat Hak ve
Özgürlükler Partisi’nin de yamandığı bu hükümet ortaklığını Neo faşist “Ataka” partisinin
lideri Volen Siderov parmağında oynatmaktadır. İpleri çeken odur. Bir oyla
iktidar olan Siderov istediği tüm politik sisteme baskıyı uygulamakta ve
istediğini elde etmekte hürdür. Bu duruma tahammül edilemez.
Ne yazık ki, “Ataka” Partisi, Bulgar politik yaşamını asılsız,
aşırı, tutarsız, gerçekleştirilmesi imkânsız vaatlerle karıştırırken, AB ve
NATO’dan çıkılmamızı istiyor; yaşlılara 500 Avro emekli maaşı balonu uçuruyor;
Batı holding ve şirketlerine satılan sanayi tesislerinin geri alınmasında direniyor;
daha birçok “mili” talebi bir tek ben savunuyorum havası yaratıyor. Maalesef
inananlar az değil.
Gösterici, sivil toplum örgütleri temsilcileri Seçim
Yasası’nda değişiklik yapacak meclis komisyonuyla görüştü. İsteklerini ilettiler.
Bu çok önemli bir görüşmedir, çünkü halkın istediği bir yasa değişikliğinden
sonra yapılacak seçimlerde gerçek irade mecliste toplanabilir.
HÖH’ün meclise soktuğu mafya temsilcileri görülünce, partinin
temsil ettiğini savunduğu etnik azınlık menfaatlerine tamamen ihanet ettiği, sözde
Türk Müslüman partisi olduğu, aslında Bulgar ve yabancı tekelleşmiş mafyayı
temsil ettiği görüldü. O gün bu gün DPS/HÖH dilini yuttu. Belki de kendini fes
edip dağılma zamanı geldiğini anlamıştır. İçinde bulunan bazı kişilerin kendi
onurlarını koruyabilmek için böyle bir adım atması bekleniyor. HÖH’ün kendini
kapatması, Bulgaristan’da yaşayan Türklerin, soydaşlarımızın ve tüm Müslüman
kardeşlerimizin huzurlu, barışçı ve mutlu bir Vatan yaratma çabalarına yol
açacaktır. Böyle bir adım bekleyenlerimiz çoğunluktur.
Bunun bir başka nedeni de, Hak ve Özgürlük Partisi’nin
kitle protesto eylemleri karşısında yeni bir bakış açısı açıklayamamış
olmasıdır. Partinin maskesi düşmüş, mafya bağları pazara çıkmıştır. Görünen köy kılavuz istemez, ülkemizde TALAN
DEVRİ kapanıyor. Kapanmalıdır!
Bu
eylem politik biçim kazanıp birkaç ay sonra yapılması muhtemel yeni seçimlere
bir parti olarak katılabilir mi? Kurulacak parti sağ merkezci boşluğu
doldurabilir. Yoksa şimdiki protesto hareketi yeni seçimlere, majoriter
listeden, bağımsız milletvekilleriyle katılmayı yeterli mi bulacak! Çoğulcu
sistemle seçilenlerin mecliste yeni sağ merkez nüve oluşturması beklenen köklü
dönüşümler için yeterli olur mu? Biz Türkler, tüm Müslümanlar, etnik azınlıklar
böyle bir gelişmenin, yani yeni sağ merkez oluşumun neresinde oluruz! Kendimizi
laikiyle temsil edebilme imkânı bulabilir miyiz? Soydaş oylarıyla dernekçi,
partisiz aydın temsilcileri Sofya meclisine seçmek mümkün olacak mı? Ne de
desek, şu an hepsi tahminden ibarettir ama ülkemizde yeni bir politik mayalanma
olduğu dikkat merkezindedir.
Bulgaristan Stratejik Araştırma Mekezi
Yönetim Kurulu Üyesi - Şakir ARSLANTAŞ
4 коментара:
bunlar artık cok oluyorlar
yeter artık sızın baska ısınız yok herhalde
ısınız gucunuz bızı bolmek
HÖH HÖH hÖH baska yok
HÖH öldü bu hala HÖH diyor arkadaş HÖH mü OH mu anlayamadım valla
Seçmenimiz şimdiki HÖH yöneticilerine gelecek seçimlerde oy vermelidir. İsterlerse majoriter sistemden aday olsunlar. Gelecek seçimlerden 35 yaşın üstünde tek bir aday gösterilmemelidir. İhanetçi mafya partisinin zamanını doldurmuş lider bozmalarından kurtuluş yolu budur. Eski hainler hurdaya
10;14 arkadash sus sen ne konusuyorsun Ahmet Dogan ve Mestan ajanlari seni duyarlarsa dilini keserler
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.