вторник, 16 април 2013 г.

BİR TRAJEDİNİN HİKAYESİ

Bayram Geta ,5 Eylül 1938 tarihinde ,Blagoevgrad vilayetine bağlı Kornitsa köyünde, fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Hikayelerinde, Bayram Geta kendisinin ve Kornitsa halkın komünist rejimden neler çektiklerini anlatıyor. Hayat hikayesini bir milletin trajedisinin küçük parçasıdır. Rejimin uygulandığı baskı ve asimilasyon politikasının sonucudur.

"Kornitsa için kötü yıllar 1949’da başladı, o zaman komünist rejime karşı ayıklamalar ve örgütleme başladı, bu grupların liderlerinden bir tanesi da Spas Beluhov’du. Devlet gücünü ve rejimini kurumak için Miluş Trençev görevlendirmişti. Kendisi bu görevi de, suçsuz insanlara yapılan işkenceler ile yerine getirdi. İnsanlardan ihbar ve bilgi toplamak için Milli istihbaratın güçleri, ölesiye kadar dayak uyguluyorlardı, bazıları ise insanlara inanılmaz baskı yapıyorlardı. Kısa bir süre sonra yasa dışı örgütün lideri Spas Beluhov da öldürülmüştü. Örgütün bazı üyeleri hapis gönderildi, bazıları ise yurt dışına kaçmayı başardı. Bu olaylardan sonra Kornitsa’da protesto olayları durmadı. Beluhov, Madjirski, Agulev, Velişovi gibi ailelerin fertleri zorunlu Kuzey Bulgaristan’a sürgün edildi. 1957 senesinde zorunlu kooperatifler kurulmaya başladı, yine dayak yine baskı. İnsanlar kurtuluşu, kaçışlarda aradı. Kaçanların çoğu yakalandı ve dayaklar acımasız caydı, vücutlar mosmor, yarıları daha çabuk iyileşsin ve yanan bedenlerin ateşleri düşürmek için onları hayvan deri ile sarılıyorlardı.  Aynı sene Sofya’ya askere gittim. Kayıt yaptırdığım zaman: Adı: İbrahim, Baba adı: İbrahim, Soyadı: Getov, uyruk:“mohamedanin“ (Müslüman ) olarak yazıldı. Tezkereyi aldığım zaman, kimliğimi değiştirmek zorunda kaldım ve büyük şaşkınlıkla gördüm ki bu sefer beni „balgaro-mohamedanin" (Müslüman Bulgar) yazmışlardı.  1959’de askerlik bitti, ama bizim için İsim değiştirme olarak adlandırılan çile yeni başlıyordu. Bir gün işten eve gelirken köy meydanın insan ve polis dolu olduğunu fark ettim. İnsanlara yaklaşınca, gördüklerim beni ürküttü. Geleneksel kıyafetlerini değiştirmek için yaşlı kadınları toplanmıştı, etek ve pardösü alıyorlardı. Karşı çıkmak için cesareti bulana hemen ceza veriliyordu. Bu olaylar grevlerin ve darbelerin başlangıcıydı. 1964’de Mart ayında 30 kişi kadar Gotse Delçev’deki kışladı seferberlik için hazır tutuluyordu. Bir gün silah teslimi için emir geldi, tören alanında sırf Hristiyan’dan oluşan iki bölük hazır bekliyordu. Birisi Ribnova’ya diğeri ise Kornitsa’ya gönderildi.
Ertesi gün askerlerin isim değiştirmeleri başladı. Kornitsa’dan iki kişi Bayram Uruçev ve İbrahim Byalkov isimleri değiştirmek istemedikleri için, herkesin önünde komutan onları kırbaçla feci şekilde dövdü. Sıra bana geldi, bende karşıya çıkınca özel hareket servislere şikâyet ettiler. Yanıma komutan geldi “Arkadaşımsın, şükür et, başkası olsaydı şimdi kelesini toplamıştık ” dedi.
Seferberlik öncesi ona bir kamyon yakacak odun kestim ve bu beni dayaktan kurtarmıştı. Akşam saatlerinde ordunun dağıtılmasına karar verildi ve ben köyüme gittim. Kornitsa’ya giden yolda bir kaç komşu gördüm, evimde beni polisler beklediğini söylediler ve uzağa kaçmamı tavsiye ettiler. Onları sesleyip Balkana kaçtım ve köyümden diğer adamlar ile orada 3-4 gün kaldım. İsim değiştirme süreci hala devam ediyordu. Diğerlerini ikna edip köyümüze döndük. Evime girer girmez beni aramaya geldiler ama eşim onlara evde olmadığımı söyledi.
Birkaç saat sonra isim değiştirme sürecin ertelendiğini anladık. Köyümüzün meydanı insan ile doluydu. Köyün muhtarın yanına gittik ve bütün deklarasyonları alıp yaktık. Tabi ki Devlet istihbaratın tepkisi gecikmedi. Bir hafta sonra ajanlar köyümüze gelip araştırmaya başladılar. O zamanki muhtarımız her şeyi anlattı ve birkaç isim düzenleyici olarak belirtti. Ertesi gün belirtilen isimlerin ailelerini göç ettirmeye başladılar.
Böylece 1964 yılında ki ağlatı geçti ama maalesef üzüntüler sona ermedi. Beş yıl sonra her şey yeniden başladı. İlk önce 1972 yılın sonunda şiddetler Barutin köyünde ortaya çıktı ve sonradan Kornitsa’yı da etkilediler. İnsanları koruyabilmek için bekçi grupları düzenledik. Aynı zamanda köye köpekli polis görevlileri gönderdiler ve bu olay insanları aşırı derece korkuttu. Ocak ayı idi ve o soğuk günde meydana çıkmaya karar verdik ve ateş yaktık. Bu şiddetli isim değiştirme süreci karşı bir barışçı protestonun başlangıcıydı. Bu protesto eylemleri mart ayına kadar sürdü. Bu dönemde işe gitmedik, çocuklarımızı okuldan durdurduk ve bunun için para cezası ödememizi istediler. BKP’nin bölge konseyi başkanı Vladimir Sıbev köyümüze ziyarete gelince bu protestoların Türk şovenizm etkisi altında düzenlendiğini söyledi ve asla böyle saldırgan grupların oluşturulmasına izin vermeyeceğini ifade etti. BKP’nin Merkez Konseyine ve Millet meclisine hitaben birçok şikayet gönderildi ama hiçbir cevap gelmedi. Düzenlediğimiz protesto 28 Mart 1973 tarihinde Sofya’dan Angel Tsanev'in önderliğinde hareket eden hukukçular komisyonunun köye gelmesi ile sona erdi. İsmi geçen görevli kişi şiddeti başlattı. Protestoya katılanlara karşı sıcak su ile dolu olan itfaiye aracı kullandılar ve diğer taraftan polisler masum insanlara karşı ateş açtılar. Ortaya çıkan farklı farklı suçlamaları insanları dövmek için bahane olarak kullanıldılar.
Sonuç olarak 4 kişi öldürüldü, 100 kişi yaralandı, 10 kişi hapse atıldı ve 30 aile göç ettirildi. Bu şiddetlerden sonra Mart ayın sonunda insanlar üzüntü içinde isimlerini değiştirmeye karar verdi. Bu kararın gönüllü olduğunu söylediler ama gerçek bundan çok farklıdır çünkü insanlar sürekli silah tehdidi altındaydılar.
Beni de hapse soktular, ailemi Rabişa köyüne gönderdiler (Vidin ilçesi). Karşı devrimci grubun oluşturulması ve yönetimi, silahlı isyan ve cinayetler ile beni suçluyorlardı. Hapiste ki sorgulamalar iki ay sürdü ve sonuç olarak 12 yıl hapis cezası aldım. Sofya merkez hapsinde sadece 8 yıl ve 3 ay yattım. Hapiste ki zorluklar ve şiddetler devam etti. Hapiste de ismimi değiştiremediler. Ama buradan barışçı protestime devam ederek önemli kurumlara hitaben birçok şikayetler yazdım. Bir gün hapsin yöneticisi yanıma gelip birlikte idare bölümüne gitmemizi istedi ve oradaki görevli kişiye gerçek ismimi - Bayram İbrahim Getov, dosyama yazılmasını istedi. Böylece uzun ve üzüntüyle dolu hapis günlerim sona erdi."

Bayram Geta

Yazı Kaynağı: dombira.eu

1 коментара:

Анонимен каза...

Sağol Bayram Geta, zaten hakkınızda çok şeyler biliyoruz..çok şleyler de sonradan duymuştuk .yazınızdan etkilenmemek mümkün değil..

Публикуване на коментар

Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.