8 Mart Uluslalararası Kadınlar
Günü'nden sonra Mayıs 2013 Parlameto Seçimleri de tüm Bulgaristanlı Müslüman
kadınları, Türkiyede ikamet eden soydaş bayanları politik sahnenin ana aktörü
olarak baş aktör durumuna getiriyor.
Hem Bulgaristan'da hem de
Türkiye'nin değişik kentlerinde seçimler öncesi BULTÜRK tarafından
I.U.Profesörler odasında gerçekleştirilen Kadın Çalıştayları'nda ana konu olarak POLİTİKA SADECE ERKEK
İŞİ MİDİR, Türklüğe ihanet edenlere ders verelim, tartışıldı.
Bulgaristanlı Türk kadınları siyaset konularını gazete ve TV yayınlarından
yakından ilgiyle izledikleri gibi, hem Bulgaristan'da hem de Türkiye'de aktüel
politikanın ana sorunlarına birçok çözüm önerileri de sundu. Otoritesi hele
2013'te günden güne artan BULTÜRK Kültür ve Hizmet Derneği tarafından
düzenlenen seminerlerde ise, özellikle liseli ve üniversiteli kızlarımızın
kalabalık katılımlarında, genç annelerin politik atılımlar içinde halen
dezavantajlı durumda oldukları, çok çocuklu aillere ekonomik ve sosyal yardım
yapılmasının kaçınılmazlığı dile getirildi, köyleri bekleyen yaşlıların da
gözleri yoldadır.
KADINLAR SİYASETTE:
Bulgaristan'daki Müslümanlar son
yüzyılların tarihsel gelişimi içinde ana erkil bir toplumda yaşamaya devam
ediyor. Bunun fiili durumun ekonomik ve toplumsal nedenleri var. Osmanlı'nin
18. ve 19. yüzyıllarda ordularını Müslüman gençlerimizi toplayarak oluşturması,
gidipte gelmeyen erkeklerin sayısının çok büyük olması, Çarlığın ve sosyalist
Bulgaristan iktidarlarının da erkeklerimizi hele genç yaşlarda askerde,
cephelerde, yedekte, inşaatlarda, daha sonra Sovyetler Birliği'ndeki
kuruculuklarda, Komi'de ağaç işlerinde v.b. yani evden, köyden, aile ocağından
ırak tutması, kente göçlerin binbir bahaneyle engellenmesi, planlı ve örgütlü
gerçekleşememesi, öncelikle tütüne ve tahıl üretimine dayalı köy yaşam
tarzınndan kopamayanlar ANA ERKİL aile ve toplum yapısını bugünlere kadar
ayakta tutup yaşattı. Bulgaristan'da yerleşik olan bu yaşam biçiminde adet,
örf, gelenek ve göreneklerimizin ayakta tutulup düzgün yaşatılmasında
kadınlarımız başı çeken rol oynadı.
Sosyalist Bulgaristan şartlarında,
kadınlarla ilgili zamanını doldurmuş, batıl görüşler aşılarak, onların
doğuduğundan itibaren ikinci sınıf vatandaş olarak görülmesine son verilip, bu
alndaki yasal uygulamalara geçilmesinden ve geleneklerin yeniliklere açık
kalmasından, hele genç kuşaktan kızlarımızın kollektif emek ve eğitim öğretim,
klültür cephelerinde eşit haklı yer alabilmeleri yolunda önemli adımlar
atılmıştı. Türk gelenek ve kültürü Avrupa renkleri almıştı.
Eğitimli öğrenimli ve ekonomik
özgürlük de kazanan kadınlarımız 1980'lerden başlayarak çok baskıcı bir rejim
olan Totalitarizme karşı mücadelede hem Güney ve hem de Kuzey Bulgaristan'da
hele Deliorman ve Güney Doğu Rodop yerleşim yerlerinde örgütlenip oyun düzen
rol aldı. Temel faktör oldu. O ağır sabır yıllarında hem Razgrat köylerinden
hem de Kırcali kasaba ve köylerinden, Yablanovo ve Gotse delçev köylerinden 50'den fazla Türk
kadını yargısız tutuklandı, işkence gördü, hapse atıldı. 18 kahraman kadın
Belene ölüm kampından geçti. Bulgar köylerine sürüldü. Bir lokma ekmeğe muhtaç
bırakıldı.
Devlet şiddetine karşı verilen ağır
savaşım içinde kadınlarımız çok önemli rol oynadı. Birçok yerde mücadeleyi
yüreklendirmekle kalmayıp ön saflarda yer aldılar. Direniş saflarına katılan
kadınlarımızda özgüven ve cesaretle Türklük uğuruna özveri ve dayanışma hat
safhada gelişip pekişti. Türk öğretmen ve işçi kadınlar direniş alaylarında
başı çekti. Aynı zamanda, bu ağır kavga şiddeti zayıflamadan yıllarca devam
ettiğinden dolayı Türkler arasında erkek kadın dayanışması da biçimlenip
gelişti, toplumda kadının külkedisi durumu aşıldı, kadınımız yüzünü aştı, başkaldırdı.
Kamusal alanda, devlet ve toplum işlerinde imkân oldu her yerde erkeklerle omuz
omuza yer aldı. 1989 Mayıs ayaklanmalarıyla, açlık grevleri, köy protestoları,
yürüyüşler ve toplantılarla T. Jivkov'un totaliter baskı rejimini
sıkıştırdılar, zülmün zırhlarını çatlattılar, katliyamların önüne set çektiler,
tankaların üzerine çıktılar, Türklük ve adalet, insan hakları bayraklarına
sarılarak şehit olurken zafer mücadelecidiler. Böylece Bulgaristanlı Türk
kadınları siyasal arenada erkeklerle omuz omuya yer alarak paha biçilmez rol
oynadılar.
Bundan 25-30 yıl önce meydana gelen
bu tarihsel olayların özünde çelikleşen Bulgaristanlı Türk ruhlu kadınlar
politika sahnede erkek dünyasına güç verdi, demokrasi denen topolumsal
yapılanmaya götüren zaferlerin yolunu açtı, insancıl yaşam biçimini hayata
çağrıp "politikanın kadın işi olduğunu" bütün dünyaya gösterdi. Bu
savaşım sonucu Bulgaristan Türk kadını, Emel Etem'in kişiliğinde Bulgaristan
Cumhuriyeti Başbakan Yardımcılığına yükseldi. Amma o da erkekler gibi sınıfı
geçemeyenlerden di.
1989 Ağustos trajedisinde öz
Vatanı'nı gözyaşlarıyla, toprağa sarılarak, arkada bıraktığı mezar taşlarımızı
öperek ayrılırken, elindeki çanta, kucağındaki çocuklarıyla göç ederken,
politikanın tam göbeğinde daha da geniş ve gündem belirleyici bir rol hak etti.
Türkiye ile Bulgaristan, dolayısıyla Avrupa Birliği sınırı 1990'dan sonra açık
kaldıysa, Türkiye'ye yerleşmek zorunda kalan soydaşlarımız çifte varandaş
olarak Bulgaristan kimliğini koruyabildiyse, emeklilik, mal mülk, ev bark
haklarını koruyabildiyse bu büyük davanın içinde, kadınlarımızın paha biçilmez
rolü oldu. Bu seçimlerde hepinizi bir daha göreve davet ediyoruz.
23 yıldan beri Türkiye'ye yerleşen
soydaşlarımız fırsattan yararlanarak ve imkânları dâhilinde olmak üzere, kız ve
oğlanlarını Yüksek Öğrenim için Bulgaristana gönderme yolunu seçtiler ve iyi
ettiler. Göçlerle gençlerimizin seyreldiği bir dönemde, son yıllarda
Bulgaristan Yüksek Enstitülerinde hele Sofya, Plovdiv ve Varna Akademilerinde
10 bine yakın yerli ve Türkiye'den gelen genç kız ve oğlanımızın okuması
gönlümüzü ferrahflattı. Onları bilim dünyasına delege edenler yine ana oldu.
Vatanı unutamayan analardır.
Üniversiteli gençler yeni hayat tarzı
özlemlerimizde ümit oldular. Bulgaristan'da Türklüğü yaşatan atımlarda yer alıyorlar.
Yaşlılara bir selam verseler yine yeter. Kuşkusuz, bu atılımların içinde
öncelikle anaların duygusal öngörüsü çok kuvvetli olan kadınlarımızın oynadığı
yeni rol tarihsel niteliktedir.
Önemle belirtiyorum, ailede
erkeğinin her yönlü tam güven ve desteğini hak eden kadınlarımız 23 yıldan beri
yerinde sayan ve Hak ve Özgürlük Hareketi önderleri tarafından kişisel yarar
uğruna istismar edilen politik güven kaldırılıp yeni güçlere verilmelidir.
Politikada yön değişikliklerinin belirlenmesinde kadınlarımızın yer alacağına
kesin inanıyoruz. Doğru yönü yine onlar saptayacaktır. Gün gibi ortada olan
gerçek, Türkiye'de, Kuzey Kıbrısta ve Avrupa ülkelerindeki soydaşlarımızla
Bulgaristan'da yaşayan Türk, Pomak ve diğer Müslümanların menfaatleri aynıdır.
Hepimizin yeni bir yapılanmada güç toplayıp, bu seçimlerde isabetli oy
kullanarak birçok şeyi değiştirmemiz gerekmektedir. Uyanık politik bilinçli
olduğumuzu ve kadınlarımızın da bu davada birinci ve en büyük yoldaşımız
olduğunu şimdi kanıtlamalıyız.
Erkeklerinin yanında ve saflarında bilinçli
örgütlü Bulgaristanlı Müslüman-Türk kadını bu seçimlerde olaya yeni baştan el
atıp, Türklük davasına ihanet edenlerden hesap soracak, politikanın hem de
kadın işi olduğunu bütün dünyaya hakkıyla gösterecektir. HÖH’e karşı savaşınızı
da destekliyor, takdir ediyorum ve 12 Mayıs’ta Başarınız kutlu olsun!
3 коментара:
90 yilarinda simdiki HOH baskani Lutvi Mestan-ajan Pavel Mestanli SDS baskaniyken imza topluyordu HOH kapatilsin diye.Bu bir gercektir, ve yoklana bilir.Bas ajan pis Dogan bu adami HOH baskani yapti.HOH yonetimde oanlara bir bakin- Hristo Biserov, Ramadan atalay-ajan Vergil, Yordan Conev, ve bir cok daha ajanlar.Bunlar mi koruyacak bizim hakimizi ? Bu ajanlara, ve serefsizlere artik oy
vermiyelim.NPSD-6 numaraya verelim oyumuzu, ve bu kanemicilerini cezalandiralim !
LÜTVİ - SDS !!! Allah Allah!!! SDS dekiler de ajan demek ..ondan diyorlar ki SDS bulgaristanda bütün partilerin anasıdır..
Türklük davasına ihanet edenlerden hesap soracak,
12 Mayıs’ta Başarımız kutlu olsun Hocam
Elinize beyninize sağlık bizi aydınlattınız için tesekkurler
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.