Kırcaali’de, kreşlerde Türk afacanlara domuz etli menüler
sunulması tartışılıyor.
Hatta, bu konu, kreş ve okullardaki Anadili eğitimin önüne
bile geçti. Her Müslümanın haysiyet ve vecibeleri bilinir.
Bir kere, Müslümanın, domuz etinden uzak durması buyrulmuş!
Bizim dindar kesim, bu kurala uymaktadır ama çoğunluğumuz
günah işlemekteyiz.
Tabi ki, kreş çağındaki bir yavrunun günahından bahsedemeyiz!
Anne ve baba, dışarıda her türlü eti kullanmakta.
Genelde, memlekette, benim bildiğim Türkler eskiden evine
domuz eti sokmazdı. Şimdiki durumu bilemem!
Göçmen mahalelerinde de her zaman domuz lukankası,
sucuğu ve nadenitsası boldur...
Bakmayın siz, Kırcaali sokaklarında dinden ve imandan
bahseden ikiyüzlü göçmenlere...
İlginç olan, Türkiye’de yetişen genç nesillerin bu eti ağzına
sokmamasıdır. Ayrıca, anne ve babalarını bile ayıplıyorlar!
Demek ki, Din Kültürü dersinin faydaları da dokunmakta...
Domuz etini tercih edenler, şimdi kalkıp ta, çocuğunun bu
eti yememesi için efor filan harcamazlar, kardeşim, kendi
kendimizi hiç avutmayalım.
Altay Derneği mensuplarını, bu konuyu dillendirdikleri için
kutluyorum ama belediyeye kimsenin bu yönde tek bir
dilekçe sunmadığını da yadırgıyorum...
Türkçe eğitim konusu, nasıl umursanmıyorsa, bu konuya
da aynı yaklaşım sergilenmekte.
Sonuçta Volen Siderov’u suçlayamayız!
Boyko'nun da çok umurunda!
Gerçi, bizim bir de Baş Müftülük kurumumuz yoktu mu?
Asıl onun görev alanını kapsamıyor mu bu sorunun çözümü?
Kırcaali ilinin köylerinde pek hristiyana rastlanmaz.
Haftalık yemek menüleri, ilçelerde veya köylerdeki Türk
memur veya müdürler tarafından hazırlanmakta. ,
Aynı memur takımını, neden sen menü listesinden domuz
etini çıkardın diye kimse sorgulamaz. Zaten devletin işi değil
bu! Bir tek, bir Türk köyü ahalisinin bu yönde tavır takınması gerekiyor.
İşte bu arzu ve tavır yok!
Lafta ise, hepimiz Türküz ve Müslümanız!
Ramazan günde, öğlen restoranda afiyetle domuz pirzolasını götürüyoz, akşam da HÖH veya DOST partisinin toplu iftarına,
oruç açmaya koşuyoruz. Hatta, kirlenmiş ellerle veya yüzlerle
duaya bile kalkışıyoruz. Göçmen iftarlarındaki tablo da aynısı.
Acaba, oruç tutmayan, öğlen domuz eti tercih eden, akşam
da toplu iftarda bir bardak su ile oruç açıp dua eden, bizden
başka "Müslüman" var mıdır?
Bizim anne ve babalarımız asla bunu yapmıyordu!
Bizler ise birer ikiyüzlü sahtekarız, dinimizin kurallarına da
liyakat değiliz!
Ramazan ayını, usulüne göre idrak edenlere saygı ve selamlarımla!
Mümin TOPÇU
четвъртък, 30 юни 2016 г.
Абонамент за:
Коментари за публикацията (Atom)
0 коментара:
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.