четвъртък, 26 май 2016 г.

ŞAPKA DÜŞTÜ, KEL GÖRÜNDÜ

Cebel kakafonisini bolca yazıp  çizdikten sonra, Kasım Dal’ın bugün bir medyaya verdiği demeci okuyorum. Partisinin temsilcilerini bu yıl anma törenlerimizde nedense göremedik. Geçen yıl ise Dal’dan başkasını Persin’de görememiştik.

Kasım Dal, son zamanlarda Lütfi Mestan ile görüşmediğini belirtiyor. DPS’li bir deputat, kendisine Lütfi Mestan’ın ajan Pavel olduğunu izah etmiş ve buna göre ona güven olmazmış. Ayrıca, DPS, DOST ve NPSD’in ortak Cumhurbaşkanı adayı çıkarması mümkün görünmezmiş.

Reformator Bloğu olarak, onlar ne DPS’ye, ne de DOST’a çalışıyorlarmış, tek gayeleri Bulgaristan’mış. GERB’le beraber bir sağ adayı desteklemeleri mümkünmüş. DPS’deki eski arkadaşlarıyla bağlantısı yokmuş, kendilerine zarar vermek de istemezmiş, çünkü şimdi korku içindeymişler. Kasım Dal, Bulgaristan siyasetinde olup bitenleri yakından takip etmekteymiş...

Evet, Bulgaristan’daki siyasi arenayı bir tek siyasetçiler izlemiyor. Bizlerin de biraz söz hakkı bulunuyor.

Şimdilik üç partimiz oldu ama nedense bunların ne liderlerinin, ne de üyelerinin biri birilerine tahammülü var. Olacak iş değil bu! Örnek olarak, çok güçlü ve herkesin sevdiği bir Türk, Cumhurbaşkanı adayı oluyor ve kazanması da mümkün ama üç partimizin liderleri bir araya gelip bu adayı destekleme kararı alamıyorlar...

NPSD, Bulgaristan için çalışıyormuş. Ya diğer iki parti acaba Patagonya için mi mücadele etmekte? Bir de aklıma şu takıldı, acaba Kasıl Dal, DPS’deki eski arkadaşlarına neden zarar vermek istemiyor?

Bugünlerde DPS’lisi ve NPSD’lisi kafayı Lütfi Mestan’ın kayıp dosyasıyla bozmuş. Galiba ellerinde başka bir koz kalmadı...

Mübarekler, ilk önce, kendi kokuşmuş çöplüklerine bir baksalar derim, sonra başkasının bahçesine uzansalar.

Acaba neden, bu Rusya sevdasının kaynağına hiç dokunmuyorlar, aralarında bunca haksız yere milyoner olanlara ne demeli?

Şimdiye kadar kaç milyar dolar çalındı halkımızın cebinden?

Şöyle bir durum da ortaya çıkıyor, bu kayıp dosya ortaya çıkmış olsa, acaba ne değişecektir ülke siyasetinde? İnsanımız, sadece bu durumdan çıkış yolu bulacak bir lider istiyor

Lütfi Mestan’nın geçmişi gizli değil ama şimdilerde DPS'ye, Ahmet Doğan'a ve diğer temiz olmayan güçlere karşı mücadeleye kalkıştı ve salt bundan dolayı halkımızın sempatisini kazanmaya devam etmekte. Şimdilik takım toplamakta, demeçler vermekte.

Yarınki gün ne olacağı belli değil.

Lütfi Mestan’ın hızını ve önünü kesmek, DPS ve NPSD’ye mi kaldı?

Kardeş kardeşi neden baltalıyor?

Acaba bunu becerebilecekler mi? Güçleri yetecek mi? Kendilerine izin verilecek mi?

Bu Cebel’deki eşek gibi nara atmaya pek benzemiyor! Bazen insanın ses telleri de kısılır, hatta kopar! Şapkası da yere düşür ve kel görünür...

Aynı zamanda DPS'nin ne olacağını da kestirmek zor. Öyle tezelden suya gömülecek cinsten değil onların teknesi.

Paranın(Rus parasının) gücü onlarda.

İmanın ve inancın gücü kimde?

Ayrıca  bir tek Türklerin meselesi de değil bu. Ülkemizdeki Türkler, topyekün olarak, bağımsız ve özgür bir siyasi oluşumdan yana hiç bir zaman olmadılar.

Hala vurdumduymazlık diz boyu. Korman ve Kasım, öncü liderlik fırsatını kaçırdılar, ama eğer Lütfi Mestan, halkımızı etrafına toplamayı başarırsa, o zaman herkese onu desteklemek düşer...

Mümin TOPÇU

0 коментара:

Публикуване на коментар

Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.