вторник, 26 април 2016 г.

AYIP ETTİN, BOZBEY!

Bozbey, sevilen bir belediye başkanıydı ama gözümden düştü.
Göçmenlerin oylarıyla kazanırdı. Baktım ki, arkadaşlarını da
 yanına alarak, ansızın Sofya’ya uçuvermiş...

Son kez kendisini, Bursa’da bir yemekte görmüştüm.
Hacı İbrahim sofrasında, Dal’ı ağırlıyorlardı yerli godomanlar
ve hepsi bir ağızdan o malüm Türk düşmanına ateş püskürüyordu.

Sofya’da Bozbey, aynı düşmanımızı selamladı...
Herhalde, bunu göçmenlerin adına yapmamıştır.

Yalova kaymakamının haberi olmadan, bir başkası ise o kanlı ellerin
temsilcisine bir resim tablosu sıkıştırıyordu. Git de sen, Türkün
düşmanına, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranın resmini armağan et...

Nereden bilsin o zat, çakmak gözlü ilk Mareşalimizin resmini,
bizim dedelerimiz ve babalarımız kutsal kitap Kur-an-ı kerim
sayfaları içinde gizlediğini...

Biz, küçük afacanlar ise, kimse yokken, bu kitabı açar ve ilk kez
o mavi gözlüyle tanışıyorduk.

Daha sonraki yıllarda, Bozbey ve Yalovalının, arkasını sıvazladığı
 o Türk düşmanın dava arkadaşları, bahsettiğim o kutsal kitabı da,
mavi gözlünün resmini de ateşe verip yaktılar.

Sorgusuz sualsiz kurşuna dizdikleri Türk mücahitlerin cesetlerini,
Belene adasında domuzlara yem ettiler.

Türklerin, kimliklerini ve gözlerini çalmaya kalkıştılar.

Atalarımızın mezar taşları çakıl taşı oldu.

Sakın unutmayın, bu son Sofya çıkarmanız tarihe bir
kara leke olarak düşecek,  yoldaşlar!

Bir hainin arkasını sıvazlamanın anlamı nedir?

Kendi öz  Anavatan’ında, memleketinde, Türk yerine konmamaktır.

Halbuki, Balkanlar da Anavatan’dır!

İstanbul’da, Konya’da, Ankara’da Osmanlı yokken, bizim  Filibe’de,
Kırcaali’de ve Rusçuk’ta akıncı ecdatlarımız at koşturuyordu.

Aramızdaki hainlerin izni ve onayıyla, bugün Kırcaali’de,her saat başı
saat kulesinden, o şerefli akıcı ecdadımıza hala küfür edilmekte.

Aynı şehirde bulunan, Türklüğümüzün ve dinimizin simgesi olan tarihi eski Medrese binamız, bugün müzeye çevrilmiş durumda ve Kırcaali ilinde Türkün izi olmadığını ispatlamak ta.

Bu şehir ise çeyrek asırdır, sizin el salladığınız, şefkatle arkasını sıvazladığınız hainlerin yönetiminde.

Siz hiç Deliorman’a, Dobruca’ya, Tuzluk’a gittiniz mi?
Çağdaş kölelerin yaralı bereli ellerini  gördünüz mü?
Gözlerindeki sönmüş umutlara hiç dokundunuz mu?

Oralardaki  yeni yetme toprak ağalarının bey babaları,yine nefretle
bahsettiğim, Sofya’daki Türk hainler olduğunu biliyor musunuz?

Ensesine sarıldığınız işte o hainlerin sayesinde, Tombul  Cami
ve İbrahim Paşa Camileri çoktan viraneye dönüştü.
Nevrokop’takine ise habire kesik domuz kellesi asılmakta.

***
Bir takım karadayılara şunu da hatırlatmakta yarar var.

Anadolu topraklarına, aklanması ve çoğalması için, Bulgaristan’dan
kara para aktaranların çetelesi açıklanmalı.

Tabi ki, bunların  buradaki ortakları da enselemek gerekiyor.

Acaba, Sofya’ya akın edenlerin arasında, dün bir mukavva bavulla gelip,bugün tezelden milyoner olanlar da gitti mi?Güner’in fotograflarını incelemekte yarar var.

Belli ki, çok yakında birilerinin arkasından teneke çalacağız...

Mümin TOPÇU

0 коментара:

Публикуване на коментар

Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.