вторник, 22 март 2016 г.

TEZAT

Pazar sabahı hem önemli bir haber konusu olarak gördüğüm için hem de biraz da Bulgaristan ve Yunanistan’dan gelecek konuklar ne söyleyecek diye “Su Taşkınları ve Bölgesel Çözümleri” adlı toplantıyı izlemeye gittim.
Toplantının Pazar günü sabah çok erken bir saatte olması elbette ilginin az olmasına zemin hazırlamıştı.
Boş bir salon bekliyordum ama Edirne Ticaret ve Sanayi Odası’nın toplantı salonuna vardığımda durumun o kadar vahim olmadığını gördüm.
Bulgar çevreci dostum Gradimir Gradev sabahın köründe Filibe’den kalkıp gelmişti.
Yine Sofya’dan gelen Rumen Markov adlı inşaat mühendisi yerini almış ve ilk kez duyduğum (Doğrusunu isterseniz biraz da uçuk bulduğum) Meriç Nehri’ne paralel olarak yapılacak ve üzerinde limanların bulunduğu bir proje anlatıyordu.
Yunan çevreci avukat Maria Gougiuskidou da oradaydı ve taşkınları, çözüm yollarını Yunanistan’dan bir bakışla anlatıyordu.
Maria ile geçen yıl Dimetoka’ya bir grup gazeteci ve turizmciyle birlikte yaptığımız gezi sırasında tanışmıştık.
Taşkınlara, çevreye duyarlı bir avuç Edirneli de oradaydı.
Ne var ki yerel basınımız orada yoktu.
Bu panelin tanıtım toplantısına giden muhabirler arasındaki birisinin Ayten Eren’e; “Takip ettiğimiz bir olay var. Bir saatlik bir boşluk oldu. Biz de boşluğu değerlendirmek için buraya uğradık” dediğini arkadaşlarım bana söylemişlerdi.
Yerel basındaki arkadaşlarımızın bir kısmının (böyle düşünmeyenleri tenzih ediyorum) böyle düşündüğü bir ortamda basının çok ilgili olmasını beklemiyordum.
Bu zihniyete yerel gazetelerin çok az sayıda muhabirle çalıştığı gerçeğini eklersek tabi ki bu toplantı basın tarafından izlenmez.
Oysa nehir taşkınları Edirne için olduğu kadar Türkiye için de önemli.
Nehirlerdeki taşkın zaman zaman bir hafta – 10 gün Türkiye gündemine oturuyor.
Ve orada yerel gazeteler için rahatlıkla çıkarılacak manşetler vardı.
Nitekim GÜNDEM’in genç ama gelecek vadeden muhabiri Burak Ay kendisine oradan güzel bir manşet çıkardı.
Bulgar inşaat mühendisi Markov’un projesini dünkü gazetemizin manşetinde okudunuz.
Tekrar olmasın diye bir – iki cümleyle özetleyeyim.
Bulgarların yaptığı ve 5 milyar dolara mal olacak projeye göre Meriç Nehri’ne paralel bir kanal açılacak ve taşkın bu şekilde önlenmiş olacak. Bu kanalda gemiler çalışacak, limanlar olacak. Kanalın Pityon’a kadar olan kısmı (Uzunköprü’nün karşılarına denk geliyor) Yunanistan topraklarında olacak. Ondan sonra Türk topraklarına geçecek ve Saros Körfezi’ne kadar Türk topraklarından devam edecek. Proje 5 yılda bitecek.
Uçuk filan denilebilir ama imkansız bir şey de değil.
Uluslararası nitelikteki toplantıya Edirne Belediyesi’nin ilgisi de olmadı.
Toplantıya maddi destek vermişti belediye, doğru.
Başkan Recep Gürkan, aynı gün Edirne’ye gelerek bir takım açılış ve toplantılara katılan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun toplantısına katılmak zorundaydı ve bu toplantıya katılamadı, kabul.
Ama Edirne Belediyesi’nde kaç tane başkan yardımcısı var?
Bu yardımcılar maaşlarını ‘belediye başkan yardımcısı’ olarak alırken böyle durumlarda üzerlerine düşen görevi de yapmalılar.
Pazar mazar; gel belediyeni temsil et.
***
Toplantıya duyarlılık gösterip CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu gelip konuşma da yaptı.
Sonra gidip Eroğlu’nun toplantısına katıldı.
Hatta Eroğlu’nun “Ergene’yi CHP’li belediyeler kirletiyor” söylemlerine karşı çıktı.
Yerel basın bunu ya görmemiş ya da laf olsun diye iki satırla yazmış.
Pazar günleri gazetelerin yazı işleri biraz eksik çalışır.
Dolayısıyla bazı haberlere yeterli özen gösterilemiyor.
Bizde de öyle oldu.
Gazetecilik aksiyonlu işleri sever.
Tezatlardan yararlanmayı da.
Örneğin Okan Gaytancıoğlu’nun Eroğlu’yla tartışmasına karşılık diğer CHP Milletvekili Erdin Bircan’ın AK Partililerle kol kola fotoğraflarına yeterince vurgu yapamadık.
O da bizim Pazar hantallığımızdan.
Neyse ki, bu iki tezat durumun parti içinde yansımaları var.
Belki onları aktarırız.

Murat Savaş,
Gündem

0 коментара:

Публикуване на коментар

Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.