İrfan’ı ailesi daha çocukluğundan Türklük ve anavatan sevgisi ile yetiştirmişti. Lise yıllarına geldiğinde artık İrfan muktedir bir delikanlıydı. Tek amacı vardı; yıllarca hayalini kurduğu anavatana, Türkiye’ye yerleşmek. Böylece dilini, dinini, milli kimliğini rahatça yaşayabilecek, aile kurup çocuklarını huzurla büyütebilecekti.
Şumnu’lu bu delikanlı lise yıllarında 2 defa Malko Tırnovo sınır kapısından Türkiye’ye kaçmayı denedi. İkisinde de başaramadı ve Bulgar polisi tarafından yakalandı. Sorguya çekildi, işkence gördü ve hapis yattı. Devletin kayıtlarına “milliyetçi” olarak işaretlenmişti ve Bulgar devleti için “tehlikeli Türkler”dendi artık.
18 yaşına geldiğinde sürpriz bir mektup aldı İrfan. Türkiye’nin Burgaz konsolosluğundan geliyordu mektup. Sonunda Türkiye devleti İrfan’ı fark etmişti ve onun ne kadar değerli olduğunu anlatıyordu mektupta. Türk konsolosluğu onu konsolosluktan bir yetkili ile gizlice buluşmaya çağırıyordu. İrfan artık amacına ulaşabilecekti.
İrfan motosikletine bindi ve söylenen vakitte belirlenen yere doğru yola çıktı. Şumnu-Rusçuk yolunun SilistrE sapağına vardığında yol kenarında arıza yapmış bir araba gördü. Arabada Türkiye flamasını ve diplomat plakayı görünce bu kişinin Türk yetkili olduğunu anladı İrfan ve hemen yaklaştı arabaya. Kendini Ahmet Vatansever olarak tanıtan Türk yetkili ile buluştular. Bulgaristan’daki Türklerin durumu ve sorunları hakkında derin bir sohbete daldılar. Sohbetin sonunda Türk yetkili İrfana Türk bayrakları ve rozetler hediye ederek kendisiyle 5 gün sonra tekrar buluşmak istediğini söyledi. Bu buluşmaya gelirken elindeki evrakları da getirmesini istedi ve ayrıldılar.
Anlaştıkları saatte İrfan buluşma noktasına geldi. Akşam vaktiydi. Arabayı ilk anda göremedi bu defa. Biraz ileriden bir araba selektör yapınca o tarafa yöneldi İrfan. Arabaya yaklaştı ancak Türk yetkiliyi gördüğü anda arabadan 4-5 kişi indi ve İrfan’ın üzerine çullandılar. İrfan boğuşmadan bir anda sıyrıldı ve çalılıklara doğru kaçmaya başladı. Peşinden silah seslerini duydu ama şanslıydı, isabet almadı. Karanlıkta bir çukur buldu ve saklandı hemen. Adamlar İrfan’ı bulamıyordu. Yarım saat kadar geçmişti ki bir askeri birlik olay yerine geldi ve İrfan’ın etrafını sardılar. Yapacak bir şey kalmamıştı. Bulgar askeri İrfan’ı yakaladı ve merkeze götürdü. Aylarca sorguya çektiler, işkence ettiler bu 18 yaşındaki Türk gencine. 1978 yılıydı. Nihayetinde 1 yıla yakın sorgu, işkence ve hapis sürecinden sonra mahkemeye çıkardılar İrfan’ı. 19 yaşındaydı ve 20 yıl ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırıldı. Eski Zağara cezaevine gönderildi. Yıllarca ağır şartlarda hapis yattı, gençliği elinden alındı.
1989 yılında, Bulgaristan’da yaşanan olaylar sonucunda af ile hapisten çıktı. Hayatı onu pusuya düşüren ve kendini Ahmet Vatansever olarak tanıtan Türk yetkilinin aslında kim olduğunu merak ederek geçti. Ta ki Bulgar devleti komünist dönemdeki DS’nin dosyalarını açana kadar.
Dosyalar açıklanınca dört elle araştırmaya başladı İrfan. Ve sonunda aradığını buldu. Ona pusu kuran, hayatının 11 yılını çalan, gençliğini hapiste ağır şartlar altında geçirmesine sebep olan DS ajanını bulmuştu. Sava kod adlı bu ajan HÖH lideri Ahmet Doğan’dı.. Hapiste yıllarca mıh gibi zihnine kazınan o silüeti unutması mümkün değildi. Dosyadaki fotoğrafları, belgeleri tek tek inceledi. Hatıralarındaki adam gözlüklerine kadar aynıydı. Başından aşağıya kaynar sular döküldü bir anda ve o zaman karar verdi: Bu hainin gerçek yüzünü herkes bilmeliydi. Kendisini kandırdığı gibi bütün bir halkı kandıramamalıydı. Gençliğini elinden alan, hayatının 11 yılını çalan bu adamın Bulgar ajanı olduğunu herkese anlatmaya başladı İrfan. Bugün hala her fırsatta Bulgaristan Türklerini ve hatta Türk yetkilileri bu adamın gerçek kimliğinden haberdar etmek için çalışıyor. İrfan Beyti’nin bu ibretlik hikayesinin detaylarını kendi ağzından internette dinleyebilirsiniz. Ve şunu unutmayın ki bu anlatılanlar masal değil gerçek. Bu ve benzeri birçok olay yaşandı Bulgaristan’da. O yüzden biz bu hainlerin ceza almalarını istiyoruz. O yüzden siz de kendinizi İrfan’ın yerine koyun ve bu hainlerin gerçek yüzünü görün. Adalet yerini bulmalı ve vicdanlar huzura ermeli artık.
Dr. Özcan ŞİMŞEK
петък, 25 март 2016 г.
Абонамент за:
Коментари за публикацията (Atom)
0 коментара:
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.