Dilimizde, Ehven-i şer, kötünün iyisi, ya da iki kötülüğün en hafifi anlamında kullanılır. Bulgaristan’daki siyasi gelişmeleri yakından izleyen herkes, Türklerin üzerinde bir tür Ehvenü- i şer projesi devreye girdiğini kanıtlamakta.
Türkiye’deki iktidarı sevmeyen bazı Bulgaristan’daki tanıdık çevreler, son zamanlarda yeni bir orta oyunu sergilemek üzereler, yani zaten apolitize olmuş, korkutulmuş ve sindirilmiş Bulgaristan Türkü’ne lanse ettikleri projeye göre, başka ihtimal ve alternatifiniz yok denerek, en hafif kötülüğü seçmeye mecbur ediyorlar...
Büyük zarar küçük zararla giderilir sözleri, genel zararı önlemek için kısmi zarar seçilir gibi ifadeleri kullanıp, değerli reylerimize yeniden talipler anlayacağınız. Millete şunu aşılıyorlar; “En az zararlı olan partiye oy verin! “ Daha kötüsü var veya şu partiye oy vermezsen, senin ve akrabaların için iyi olmaz, işlerin kesilir, diyerek bizlere zorla dayattıkları partiye oy vermemizi isteyenler, ya siyasi basiretsizliğinden dolayı, ya da eski komünist sistemin parçası haline geldiklerinden dolayı, bu istekleri ile bizlerin aslında bu kötü habis sistemi onaylamamızı istemektedirler ve sistemin ayakta kalmasını bizim onaylarımızın üzerinden sağlamak derdindedirler.
Böylece sistem, halktan daha çok kişinin onayını almış olmanın rahatlığıyla, geçmiş yıllarda olduğu gibi şimdi de zulümlerin devamını sağlayabilecektir. Biz Bulgaristan’daki Türklere, 45+26 yıldan beri totaliter komünist sistemin dayattığı, illaki bir şerri tercih etmemiz gerektiğini aşılamaktadırlar, bu vahim durumun artık gerekip gerekmediğini iyi analiz etmemiz elzemdir.Tercih etmemiz için önümüze sürülen seçeneklerin gerçekten de iyi olup olamayacağını artık sorgulama zamanıdır. Çünkü sürekli baskı ve zulüm, düşmanın en etkili silahıdır ve böylece inancımız kırılacak, hür düşüncelerimiz ayakta kalamayacaktır diye sevinmektedirler.
Bu durumda ehven-i şer “sözde” Türk partiler neyi neye karşı tercih etmemiz için türlü türlü laf cambazlığı yapacakları şimdiden bellidir. Aslında ortada iki parti değil, tek bir şer parti vardır ve biz bu Rus güdümlü partinin uzuvlardan hangisini tercih edersek edelim aynı şerri tercih etmiş olacağız. Üstelik hiçbirini tercih etmeyip, zihnimizi, ruhumuzu ve yüreğimizi özgür kılma ihtimalimiz de varken, illaki şerri tercih etmenin dayanağı nedir? Sol koldan yumruk yememek için sağ kola yanağımızı uzatmanın neresi doğrudur? 26 yıl Boyana’daki şeytanla dostluklarını defaatle arz edip, onunla aynı değerlere ve amaçlara sahip olduklarını beyan edenler, şimdi birden bire saf değiştirdiklerini ama sol zihniyetten bir türlü sıyrılamadıklarını ve on gün sonra yeni kurulacak partinin hiç utanmadan sıkılmadan Bulgaristan’daki Türklerin haklarını savunacağını ifade ediyorlar.
Boyana sarayında, totaliter Bulgar eski istihbaratı tarafından eğitilmiş şeytanın derebeyleri, yıllarca Deliorman’da, Dobruca’da ve Rodoplar’da zulüm ettikleri insanımızdan yine oylarına talip olduklarını söylüyorlar. Fitnenin ve zulmün kadim ülkesi Rusya’dan üstün hizmet madalyası alanlar, Balkan ülkesi Bulgaristan’ı viraneye döndürenler ve bu ülkeyi nasıl bir kara para aklama şirketine çevirdiklerini dünya alem bilmektedir.
Anavatan Türkiye’de bunların uzuvları mevcuttur, dünün koyu solcuları ne hikmet ise birden sağ merkezci olup, renk değiştirip, Türkiye’de mevcut iktidar partisine ve hükümete sinsice yaklaşıp, Bulgaristan’daki Türkleri pazarlama ürünü gibi görüp, gösterip, günahları yaygınlaştırıp, çalanlar, çırpanlar ve hakaret edip, nefret kusanlar, sırtladıkları pazarlanan reyleri paraya çevirip yürüyen merkep sürüsünün üyeleri yine o habis ellerini ovuşturmaya başladılar anlaşılan.
Bizlere ehven-i şer projesini dayatılanların amaçları ayan beyan ortadadır. Bulgar totaliter sistemin alternatifi biziz diye, kendilerini bize sunanlar, aynı habis düşünceden doğma kardeş payıdır bunlar. Bu yüzden karşımızda, başımızda, yıllarca duran ve Bulgaristan’daki Türkün dertlerine hiç bir çözüm bulamayan, sadece kendilerini düşünen bu ehven-i şer projesinin ürünleri önce DS ve Rus uşaklığından el çekmeli...
Ama bunu yapacaklarından şüpheliyim! Ankara, sen sen ol ve iyi düşün!
Yeni bir Balkan Truva atını kucaklayıp, sahiplenecek misin?
Erdinç Halim İMAMOĞLU
понеделник, 8 февруари 2016 г.
Абонамент за:
Коментари за публикацията (Atom)
0 коментара:
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.