TÜRK VE MÜSLÜMANLARIN MALLARINA EL KOYDULAR
"Bulgaristan uzun süredir tartışma konusu olan ve mahkemelere de yansıyan Türk ve Müslümanlara ait vakıf mallarına resmen el koydu.Sofya Temyiz Mahkemesi, Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü'nün Bulgaristan Prensliği, Bulgaristan Krallığı ve Bulgaristan Halk Cumhuriyeti döneminde var olan Müslüman toplulukların ve bin 500'den fazla vakıf mülkünün yasal halefi olmadığına karar verdi. Karar, Müslüman Sünni-Hanefi Diyaneti tarafından başmüftülüğün meşruluğu hakkında açtığı dava sonucu alındı. Mahkemenin bu kararından sonra başmüftülüğün vakıf mallarını iadesi için açmış olduğu tüm davalar düşecek."
ajans bg
PASAPORT ŞUBELERİ YAVAŞ ÇALIŞILIYOR, ÖNLEM ALINSIN !
"Kırcaali ve ilçelerinde faaliyet gösteren Pasaport Şubelerinin yavaş çalışmasından şikayet eden göçmenler Kırcali.eu'ya konuştu.
Ne söylediklerini görelim?
"Sıra gelmiyor, kimlik yenilemenin içine ettiler.İnternetten yapılacak bir işlem olsa Kırcaali'ye gelmem, bu kadar yavaş olmaz ki! Аmerika'ya bile daha hızlı gidiliyor!"
Anife Gürsoy
"Buraya sinir olmaya geliyoruz, sinir olmadan işini halledip ayrılmak imkansız.On yıl öncesi de böyleydi, hep aynı, ağır çalışıyor, çok kalabalık.."
Halil Güneş
"Çok yavaş bir şube" (Kırcaali).
Fatma Ay
"Kırcaali'de 5 vezne var, sadece 2' si çalışıyor.."
kırcali.eu
ATAKA YİNE ÇILDIRDI!
"Aşırı sağcı Ataka sözde Osmanlı-Türk soykırımı karar önerisini meclise sundu.Halk Meclisinin ilk çalışma günü aşırı sağcı Ataka Meclis Öbeği (grup) adını halkvekili Desislav Çukalov, Osmanlı İmparatorluğunun Bulgar halkı üzerine 500 yıldan fazla sözde soykırım uyguladığını ve 17 Mayıs günü sözde Batak kıyımının yıldönümü olarak Bulgar halkına yapılan kıyım günü olarak kabul edilmesi önerisini Halk Meclisi gündemine alınmasını sundu. Ayrıca bu günün anısına Sofya’da anıt yapılması da önerildi. Karar tasarısı Ataka Partisi ve Meclis Öbeği Başkanı Volen Siderov tarafından meclis kürsüsünden okundu.Öneri reddedildi. Tüm HÖH halkvekilleri karşı oyu kullandı."
haber.bg
ÜZÜLDÜK; HIDRELLEZ ŞENLİĞİNDE BALKAN TÜRKLERİNE BULGARCA ŞARKILAR... "
10 Mayıs 2015 günü İstanbul- Haraççı’daki ‘Bulgaristan ve Balkan Göçmenleri Kültür ve Hizmet Derneği’ İstanbul-Balaban Köyünde bir Hıdrellez şenliği düzenledi.Bu şenliğe Arnavutköy Balkan Türkleri Derneği ile Esenyurt, Gaziosmanpaşa, 500 Evler’deki Balkan dernekleri de üyeleriyle katıldı.Ancak Hıdrellez şenliği sırasında Bulgaristan’dan getirilen Bulgar şarkıcının baştan sona Bulgarca şarkılar söylemesi çevredeki insanları ve bu olayı duyanları şaşkınlığa ve üzüntüye itmiştir.Hıdrellez, Orta Asya’dan itibaren beri Türk dünyasında kutlanan bahar bayramlarından biridir. Hıdrellez şenlikleri, İran, Irak, Anadolu ve Balkanlarda asırlardır yerleşmiş bir gelenek olarak sürdürülmektedir. Türk ve Müslüman dünyasına ait geleneksel bir şenlikte Bulgar şarkıları dinletilmesine hiç bir anlam verilemediği gibi herkesin de tepkisini çekmiştir."
t haber
KAYACIKLAR ÇEŞMESİNE ÇEVRE DÜZENLEMESİ
"İstanbul'da oturan Recep ve Münevver Apti ailesi, Skalişte (Kayacıklar) yolu kenarında bulunan çeşmenin, babaları Mehmet Ali usta tarafından yapıldığını ve en yakın zamanda çeşmeye ve bulunduğu alana düzenleme yapacaklarını belirttiler. Çeşme hakkında bilgi veren Münever Apti; "Bu çeşme, eşim Recep ile evlendiğimiz yıl, yani 1963 yılında babam tarafından yapıldı. Çeşmemize kaynak olan su kaynağı 10 metre ileride bulunuyor. Yerin altında bir toplama havuzu var. Çeşmenin bakımını devamlı biz yaparız. Bundan 2 yıl önce eşim ile birlikte Bulgaristan'a tatile gelmiştik. Bir çöküntü nedeniyle çeşmenin sularının azaldığı haberini aldık. Hemen tatilimizi yarıda kestik ve Skalişte'ye gelerek dehlizinin tamir edilmesini sağladık. Kırcaalili bir firma tarafından, Skalişte köyü muhtarı aracılığı ile, 'Çeşmeyi yıkarak yenisini yapacağız, daha güzel bir hale getireceğiz, ayağa kaldıracağız" dediler, hatta para teklif ettiler, fakat eşim razi gelmedi. İnşalaah, biz kendi gücümüz ile çeşmenin çevre düzenlemesini yapacağız", dedi Münevver Apti.
24 saat kırcaali
BULGARİSTAN BAŞMÜFTÜSÜ MUSTAFA HACI; "SOFYA TEMYİZ MAHKEMESİNİN KARARINI İSTİNAF EDECEĞİZ"
"Sofya Temyiz Mahkemesinin Bulgaristan Başmüftülüğü ile ilgili vermiş olduğu karar hakkında Bulgaristan Müslümanları Başmüftüsü Mustafa Hacı Kırcaali Haber gazetesine şu açıklamayı yaptı: “ Sofya Temyiz Mahkemesinin almış olduğu karar ile ilgili Bulgar medyasında yer alan haberler gerçeği tam olarak yansıtmıyor. Bizlere şu ana kadar resmi yoldan bir karar gelmedi. Bu karar nihai bir karar değildir. İstinaf mahkemesinde daha bir aşama var, bizde tabii bu kararı istinaf edeceğiz ve temyize çıkaracağız. Hukukçular alınan bu kararın çok tutarsız bir karar olduğunu söylediler. Ben bunlardan bir iki tanesini sizlere saymak istiyorum: Birinci, bizlerin varis olduğumuza dair bütün belgeleri mahkemeye vermiş bulunuyoruz ve daha önce Sofya şehir mahkemesinin kararı olduğuna göre, demek ki bunu Sofya şehir mahkemesi tanımış. Tanımakla birlikte Nedim Gencev tarafından daha sonra ihlas edilen bir din olarak itiraz etmesi çok tutarsız bir şey. İkinci, Bulgaristan’da malumdur Osmanlı döneminde ve Osmanlı döneminden sonra burada yaşayan tüm Müslümanlar Hanefi’dir ve Sünni’dir, dolayısıyla burada ikinci bir din söz konusu değildir. Maalesef Gencev’in kurduğu Müslüman Sünni-Hanefi Diyaneti teşhis edildi ve böyle devam ediyor. Üçüncü, avukatların bizlere söylediklerine göre gerçekten varis olduğumuza dair doğru yoldan tespit etmişiz. Çünkü daha önce yalnız mahkemeden değil, Diyanet Müdürlüğünden de elimizde belgeler var ve Müslümanlar Diyaneti bu 1949 senesinden önce tüzel kişinin varisi olduğuna dair belgeler var ve bunu tespit ediyor. Buna rağmen mahkeme böyle bir karar vermiş. Orada ilginç bir şey var, mahkeme karar verirken 3 hakimden bir heyet oluşuyor, heyetten 1 kişi itiraz ediyor, bu kararı tasvip etmiyor, kararda onun görüşü de var. Dolayısıyla avukatlarla görüştüğümüzde istinaf ettiğimizde temyize çıkarttığımızda inşallah o zaman lehimize sonuçlanır. Bütün vakıf mallarını kaybettik demek değildir. Bir defa iade ettiğimiz bazı vakıf malları ile ilgili yürüttüğümüz davalar devam ediyor. Misal olarak burada bir davamız var o devam ediyor. Basında yayınlandığı gibi elimizde olan vakıf malları söz konusu değil. Söz konusu iade edilecek olan vakıf malları, onlar da 1500 değil. Biz 54 vakıf malı için davaya gittik.”
kırcaali haber
VARNA'DAKİ CAMİLER
"17. yüzyılda Balkanlar'a yaptığı seyahat esnasında Evliya Çelebi Varna'ya uğradığında 41 cami ve mescit müşahade edip Seyahatnâme'sine kaydetmiştir. Ne ki, birbirini izleyen savaşlar sırasında ve özellikle 1828-1829 yıllarındaki Rus-Türk Savaşı'nda şehirdeki bir çok İslâm eseri yakılıp yıkılmıştır. Fakat herşeye rağmen Varna'nın Türk idaresinde bulunduğu son dönemlerde şehirde 20 dolayında cami faaliyet göstermiştir. Varna camilerinin bir kısmının isimleri şunlardır: Abdurrahman Efendi Camii, Ahmed Paşa Camii, Çavuşzâde Camii, Osman Paşa Camii, Kavaklı Camii, Kale Camii, Hacı Ali Camii, Teşvikiye Camii, Küçük Hoca Mescidi, Hayriye Camii, Tekke Camii, Subhşâh Hâtun Camii, Aziziye Camii vs.Bugün Varna'da üç cami çalışmaktadır. İkisi Osmanlı yadigârı Aziziye ve Hayriye camileri, biri de Hak ve Özgürlükler Hareketi partisinin desteğiyle 2005 yılında Asparuhovo semtinde yapılıp ibadete açılan Sessevmez Camii.Yukarıda sözü edilen tarihî yapıların ve vakıf binalarının pek çoğunun, bu arada Hayriye Camii’ne bağlı medresenin yerinde bugün yeller esmektedir. Ayakta kalabilenlerin ise durumu içler acısı; bir kısmı devletçe işgal edilmiş, bir kısmı hain ellerce satılmıştır. Müslüman halkın hizmetinde, camilerin dışında tek bir bina bulunmaktadır. Hayriye Camiinin hemen yanında bulunan büyük bir yapı kiraya verilmiş ve Varna Cemaat-i İslâmiyesi’nin son derece kısıtlı bütçesinin ana damarını teşkil etmektedir. Oysa 60-70 yıl öncesi Hayriye Camii'nin etrafı tamamen vakıf binalarıyla çevriliymiş. Şu andaki Gabrovo ve Tsaribrod sokaklarında hep vakıf binaları varmış.Bu acı tablo yıllardır Müslümanlar üzerinde oynanan oyunların hem bir sonucu, hem de açık bir göstergesidir. Buna rağmen, Varna günden güne yenilenmeye, İslâmî bakımdan yeşermeye meyilli gözükmektedir. Son 15-20 yılda Arap ülkelerinden ve Türkiye Cumhuriyeti’nden yüzlerce işadamı ve öğrenci Varnaya yerleşmiştir. Bunun yanısıra Kuzeydoğu Bulgaristanın değişik köy ve kasabalarından Müslüman işçi ve tüccarın özellikle son 15 yılda şehre akın ettiği dikkati üzerine çekmektedir."
bizim gazete
BULGARTABAK'TAN PKK'YA YARDIM
"Son yıllarda sigara ve içki kaçakçılığı olaylarında artış yaşanırken, kaçakçılık organizasyonlarıyla ilgili önemli raporların kaleme alındığı ortaya çıktı.Ankara merkezli başlatılan ve Mersin’in yanı sıra Doğu, Karadeniz ve Güneydoğu kentlerinden bazılarını kapsayan sigara ve içki kaçakçılığı organizasyonlarıyla ilgili Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı başmüfettişlerinin ayrı ayrı hazırladığı özel raporlara ulaşıldı.Türkiye’deki kaçak sigara piyasasında en çok rastlanan markaların Bulgartabac firmasına ait olduğu, firmanın ürettiği sigarayı Kuzey Irak’taki Salam Qader Faraj’a sattığını saptadı. Mersin Limanı’ndan transit edilen sigaraların konşimentolarını inceleyen müfettişler, aracı firmanın Eagle Group adlı firmayla ilişkisini ve PKK’nın Avrupa’daki yan kuruluşlarınca Kuzey Irak’taki örgüt kadrolarına para gönderilmesine aracılık ettiklerini ortaya koydu.MASAK uzmanları, kaçakçılık organizasyonlarında yer alan kişi ve şirketlerin ticari faaliyetlerinin yanı sıra mal varlıklarını incelemeye alırken, Gümrük ve Ticaret Müfettişleri ise kaçakçılık organizasyonlarının yurtdışındaki faaliyetleriyle ilgili önemli bilgi ve belgelere ulaştı. Yürütülen adli soruşturma kapsamında 2012’de dönemin Özel Yetkilendirilmiş Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen raporlara göre, içki kaçakçılığının Gürcistan üzerinden, sigara kaçakçılığının ise Gürcistan, Kuzey Irak ve İran üzerinden yürütüldüğü belgelendirildi.Türkiye bağlantılı bir ithalat ve ihracat firmasının da adının geçtiği raporlarda özetli şu bilgilere yer verildiği görüldü:- Sigara kaçakçılığı amacıyla Irak’ta, 1420 lira sermayeli olarak T.A.A ve D.S.F. adlı firmalar kuruldu. Bu firmaların ticaret hacmi ile sermaye miktarlarının uyuşmadığı ve T.A.A. firmasının, Türkiye’deki firmaya aldığı ticari maldan daha fazla tutarda para havalesi yaptığı belirlendi.– Türkiye’de kaçak sigara piyasasında en çok rastlanan markalar başında Bulgartabac firmasının ürettiği Prestige marka sigaranın oluşturduğu, ayrıca bu firmanın ürettiği MM, Victory, Eva markalarına da kaçak piyasasında sıkça rastlandığı, Bulgartabac firmasının Kuzey Irak’ta bulunan Salam Qader Faraj’a sattığı ve Mersin Limanı’ndan transit edilen sigaraların konşimentoları incelendiğinde bildirim bölümünde Kar Dış Ticaret Şirketi’nin kayıtlı olduğu saptandı.– Bu şirketin ortaklarının Faruk Mustafa Rasool, Ömer H. Ahmad ve Hiwa M. Rauf Ali adlı kişiler oldukları, Kar Dış Ticaret firmasının, Nihat ve Serdar Barzani’nin sahibi olduğu ve Erbil’de faaliyet gösteren Eagle Group adlı firmayla ilişkili olduğu anlaşıldı.– Ayrıca, söz konusu firmanın ortaklarından Faruk Mustafa Rasool ile Al Miran’in PKK’nın Avrupa’daki yan kuruluşlarınca Kuzey Irak’taki örgüt mensuplarına para gönderilmesine aracılık ettikleri görüldü.– Bulgaristan, Almanya, Yunanistan ve Türkiye’de üretilen sigaraların çoğunluğunun yasal satışının Kuzey Irak’taki Salem Qader Faraj, Tarık Abdullah Amin ve Dolovan Sadeeq Farman gibi firmalara yapıldığı, bu sigaraların Irak ve İran’dan Türkiye’ye sokulduğu, Ağrı, Van, Hakkari ile civar kentlerde toptan satışı yapılan sigaraların ülkeye dağıtıldığı belirlendi.– Organizasyon içinde yer aldığı belirtilen Türkiye’deki firmanın perde arkasında Ghazwan KhAbdo adlı kişinin olduğu anlaşıldı.– Mersin’in yanı sıra, Bulgaristan ve Avrupa’da üretilen sigaraların önce Irak’a, buradan İran’a ve İran üzerinden ülkemize sokularak ülkemizdeki kaçak sigara satışı ve bunun finansal boyutunda soruşturmada yer alan şüphelilerin ve para transferinde kullanılan çoğunluğu İstanbul ve Ağrı’da yer alan döviz bürolarının suç gelirlerini aklama suçu işledikleri saptandı.– Bankalardan alınan hesap bilgilerinin incelenmesi sonucunda, Ağrı’dan İstanbul’a doğru para akışlarının olduğu, Ağrı’daki döviz bürolarının, İstanbul’daki döviz bürolarına yüklü miktarda para transfer ettiği, ilk belirlemelere göre bu tutarın 450-500 milyon liradan fazla olduğu belirlendi. Sigara satışından elde edilen bu paraların döviz bürosu ortakları tarafından nakit çekilerek izinin kaybedilmeye çalışıldığı, bu yapının arkasında başka güçlü bir kişi ya da örgütün olduğu değerlendirilmelerine yer verildi."
bghaber
BULGARİSTAN'DAKİ MÜSLÜMANLAR ÇOCUKLARINA DOMUZ ETİ YEDİRİLMESİNE KARŞI ÇIKIYOR
"Komünist döneminde Bulgaristan’daki sosyal hayata karışıp da domuz eti yemeyen pek Türk yoktur. Hayatta kalmak için domuz eti yenmesinin, dinen bir sakıncası olduğunu zannetmem. Ancak şartlar değiştikten sonra bu damak alışkanlığını hala sürdürmek sakıncalı olsa gerek... Ancak zararın neresinden dönersen de kar olsa gerek. HÖH/D(p)S yönetiminde olan Kırcaali bölgesinin 7 belediyesinin tamamında Türk çocuklarına daha kreş yaşlarında bu damak alışkanlığı aşılama gayretlerinin hala sürdürülüyor olması da hayli garip olsa gerek. Bulgaristan’daki domuz eti yeme konusu, senelerdir çeşitli platformlarda tartışılmış olsa da, Bulgaristan Türklerinin çoğunun bu damak alışkanlığı bir toplum sırrı olarak görülmekteydi.Nihayet, Mehmet Ahmet Tefik önderliğinde, Kırcaali’de HÖH/D(p)S muhalifi bir grup Müslüman Türk, Bulgaristan Parlamentosundaki, “Sivil Toplum Kuruluşları(STK) ve Vatandaşların Şikayetleri ile ilgili İşbirliği Komisyonuna” ve bir suretinin de Bulgaristan Başmüftülüğüne gönderdikleri şikayet dilekçesine şunları yazmışlardır: “Sayın Milletvekilleri, Aşağıda imzaları bulunan biz, Müslüman dinine mensup Bulgaristan Cumhuriyeti vatandaşları, Bulgaristan Cumhuriyetindeki kreşlerde ve okullarda Müslüman çocuklarına helal gıda seçme hakkı verilmemesine şiddetle karşıyız. Sizin de bildiğiniz gibi, şu an Bulgaristan’daki kreşlerde, çocuk yuvalarında, okullarda ve hastanelerde Müslüman çocuklarına helal gıda seçme hakkı verilmemektedir; Almanya, İngiltere, İskandinav ve diğer ülkelerdeki Müslüman çocuklarının bu sorunu, kanun ve yönetmeliklerle çözülmüştür..."
dombıra
неделя, 17 май 2015 г.
Абонамент за:
Коментари за публикацията (Atom)
0 коментара:
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.