İYİ NİYET ELÇİLERİNE; "EYVALLAH!" KÖSTEKLERE; "YALLAH!"

Bazı dernekler var ki, bir tek tabeladan ibaretler.

Bunların ne bir etkinliği bulunmakta, ne tanıyanı , ne de bileni.

Tabela derneği bundan denir onlara.

Başındakilerin tek gayesi, günümüzün godomanlarına şirin gözükmek,

hatta en büyük emelleri, onlarla beraber bir fotograf karesine girebilmek.

Hele sonrası, yok mu sanal alemde boy boy bu fotografları paylaşmak

ve altlarına ilk beğeniyi  çakmak...

Bu moda trendindeki bazı Avrupalı derneklerimiz arasında

çapkın ruhluların gayesi ise bambaşka.

Bunlar, kendilerini güçlü tanıtarak, bazı ekonomik sıkıntı içinde olan

güzel hanımefendilerin peşindeler.

Nedense, yardımseverlik nagonu ilk patlamasını

hep loş ışıklı barlarda gerçekleştiriyor...

"Bakar mı sızınız, agalar, ben ne oldum ve kimlerle sarmaş dolaşım!"

Bu boş pozlara inanmayalım derim.

Bizim için kimin ne yaptığı kıstası önemli olmalı.

Beni sakın yanlış anlamayın.

Buradaki sözüm, devletimiz, halkımız ve çocuklarımızın geleceği için

var gücüyle didinenlere karşı değil.

Ben aramızdaki iki yüzlü deyyuslardan bahsediyorum.

Eskiden komünist idarecilere yalakalık yapan ihbarcılar,

bugün karşımıza hayırsever sivil toplum kuruluşlarımızda çıkmakta.

Ama bu tembel zübükler, yine popolarını kımıldatma makta ve

eskiden olduğu gibi, kalem uydurması çabaları herkesi aldatmaya yönelik.

Uyanık olalım ve bu hokkabazlara asla prim vermeyelim.

Bizim menfaatlerimiz için uğraşanlara "eyvallah" deriz,

fakat köstek olanlara ise "yallah"demeliyiz.

İçimizdeki, kurulu şekilde unuttuğumuz saatlerin çalma zamanı gelmedi mi...

89' yazından sonra bütün dünyaya çil yavruları gibi dağıldık.

Hepimiz iş ve aş peşindeyiz.

Halkımızın suçu yok bu perişanlığa.

Şimdi biz intikam peşinde de değiliz.

Bir tek gayemiz insan gibi yaşayabilmek.

Her gün yeni bir derneğimiz doğuyor,

siyasilerimiz de armut ağacının dalları gibi çoğaldı.

Ama, halkımıza liderlik ve önderlik yapacak olan şahıslar nerede?

Onları nedense önümüzde göremiyoruz?

Neden ve hangi sebepten dolayı

bir Türk Topluluğu olarak

biz Milli Kongremizi yapamıyoruz?

Bu kongrenin ilk mecburi kararı,

neden çocuklarımızı anadilimizde okutmak olmasın...

Kanaatimce, işte o zaman biz saygın bir topluluk oluruz!

Bizim daha fazla ikiyüzlü sahtekarlarla işimiz olmamalı.

Her fırsatta bunları deşifre etmeliyiz!

Şimdi onların arasında Türkçülük ve milliyetçilik moda oldu.

Bakıyorsun ki, dernekçinin ağzından Türkçülük düşmüyor,

ama evde hanımı yabancı,

gelin ve damatları da bizden değil,

torunlar Türkçenin esamesini bilmiyor...

İşte böyle tipler, vakti geldiğinde, Bulgaristan'ı da satar, Türkiyeyi de...

Ben İsveç'te yaşamaktayım ve siyasetten ilgileniyorum.

Bizim buralarda da Balgöç var, DPS  örgütlenmesi bulunmakta.

Sorarsanız, hepimiz büyük işlerle uğraşmaktayız.

Adeta dağları biz yaratmaktayız...

Geçenlerde bizim DPS lideri ve dernekçi Halid Osman  seçimlere katıldı.

On binlerce  Bulgaristan ve Türkiyeli Türkün yaşadığı üç büyük İsveç şehrinden

bizim Halid agaya sadece 15 oy çıktı.

Yani yalnız aile eşrafının gönlünü kazanabilmiş...

Tabela derneğinin ve siyasi partinin, arkasında kimse durmaz.

Bu yazımda işte bu denli ikiyüzlülüklerden bahsetmek istemiştim.

Sofya'da ve Ankara'daki godomanlara selamlar!

Tabela dernekçisinle poz vermeyin, çünkü sizin adınız da lekelenir.

Bu ikiyüzlüler defterini kapatalım artık.

Ne dersiniz?

Seval Öztürk,

İsveç