Büyük sular, her
milletin yaşamıyla,
kaderiyle içiçe olmuşlardır.
Ortaasya
halklarını Sırdarya,
Amudarya’sız,
Rusya’yı bir Volga’sız
düşünebilir misiniz?
Hele şu bizim Alişimizin
Tuna’sı Balkanlar’da,
hatta Avrupa’da dahi
bir sıra ülkelerin varlığını
doğrudan doğruya
etkilemez mi?
Rodop Türk’ü için de Arda nehri aynı ağırlıktadır!
“Arda boylarına ben kendim gittim
Dalgalar arttıkça can teslim ettim...”
Diyebilen bir kişi, bu büyük suyu ne denli benimsediği
apaçık ortadadır. Yüzyıllar boyu bu hep
böyle süre gelmiştir. Bir bakmışsın Arda Rodop
insanının kardeşi, canyoldaşı, sır ortağı, kaderdeşi,
bir bakmışsın onunla bütünleşip ebediyete yolculuk
ediyor...
Annemin o enfes ninnilerinden hemen sonra
kulağımda çınlayan ilk nameler, o adsız halk ozanının
bestelediği” Arda Boylarında” destanı olmuştur.
Zamanla kına gecelerinde, düğün şenliklerinde
Selime kızın fedakarlığını, aşkı uğruna canını dalgalara
teslim etmesini, dile getiren dizeler, çiçeği
burnunda delikanlı kızların en sevdiği türkü haline
geliyor.
“Arda Boylarında” yöre hudutlarını çoktan
aşmıştır. Tıpkı binlerce derecikten, kıyıcıktan toplanan
sularla büyük Arda oluşarak okyanuslara
ulaşmışsa, Ercebine olan aşkını kendini dalgaların
koynuna atı vermekle kanıtlayan Selime kızın katıksız
sevgisi, dünyanın dört bir köşesine çoktan
ulaşmıştır.
Günümüzün müzik anlatımı sayılan kliplerle
de “Arda boylarında” daha geniş bir izleyici kitlesine
ulaşılmaya çalışılmıştır.
Ancak bu türkü-destanda gerçeğin payı nedir?
Dile getirilen olayların ne kadarı efsanedir?
Hala hayatta olan tanıkların anılarına göre, Ardino
/Eğridere/ ilçesine bağlı Terzi köyünün Aşağı
mahallesinde,1930’lu yıllarda yaşanan bir trajik
olay sonucu dillere destan bir aşk öyküsü doğar. İşte
ben bu öyküyü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Salih Hoca dar ufuklu bir adamdır. Kızı Selime
ise imrendirici güzellikte bir sarışın... O, komşusu
Erceb’e gönül kaptırmıştır. Delikanlı öksüz ve garibandır...
İki sevgili gizlilik içindeki buluşmalarında
yarınlar için birbirinden güzel hülyalarla yaşarlar.
Ama bu hülyalar boşunadır. Salih Hoca, Erceb’in
sözünü bile ettirmez. Bu arada kızını köy zengini
Halit’e nişanlamıştır bile. Bu Selime’den habersiz
olur. Çünkü kız, Ercep’ten gayrı hiç kimsenin adını
bile duymak istemez. Olursa o olur, olmazsa...
Ne var ki, Ercep aynı kararlılık içinde değildir.
Nasıl olsa yoksulluğun bir ezikliği vardır üzerinde.
Sonra yörede her şey hacıdan hocadan sorulur.
Ve zoraki kına gecesi gelip çatmıştır. Şarkı
ve türkülerden sonra gelin adayına kınalar yakılır.
Selime her şeyi kabullenmiş gibi görünse de içinde
fırtınalarla boğuşur. Eğlence, neşe derken vakit gece
yarılarını
çoktan bulmuştur. En nihayet misafirler
uğurlanır. Selime ile akrabası Refi ye baş başa kalırlar.
Selime’nin gözüne uyku girmez... Doluya koyar
almaz, boşa koyar dolmaz. Derken kız arkadaşı
Refiye’nin yüreği geçer geçmez, Selime kendini
sokakta bulur.
Mevsimlerden bahardır. Mart ya da Nisan ayının
ilk günleri. Bir bahar yeli sarı saçlarını savurur
da savurur. Büyük bir kararlılık içinde yüksek
taş duvarı aşar. Geniş portanın üzerine dokuz kilit
vurulduğunu iyi bilir. Bu kargaşa da yemenilerini
/ayakkabı/ bir türlü bulamaz. Ayaklarındaki taze
kına henüz erimekte olan karlara kan gibi bulanır...
Bir solukta yavuklusu Erceb’in kapısına ulaşır.
Bir kuş gibi çırpınır. Ne var ki, Erceb şaşkın ve
çaresizdir.
Nurgözlüsünü içeriye almak için kendinde
cesaret bulamaz.
Selime’nin bu durum karşısındaki yıkılışı sözle
tarif edilemez. Her şey ortadadır. “Gönlümü böyle
birine nasıl olur da kaptırmışım!?” diye hayıfl anır.
Baba evine dönecek hali yoktur artık...
Bundan böyle düşünmeye de değmez. Yaralı
ceylanın yolu Arda’dır! Kanlı Arda...
Selime dönüşü olmayan yollara düşer. Bu yerlerde
her şey bildiktir ona. Taşı toprağı, çalısı çırpısı...
Bir süre sonra tabiat da uyanacaktır kurdu kuşu,
yılanı ciyanı ile... Selime’nin yılgınlığı yoktur hiçbir
şeyden...
Kıyıya ulaştığı zaman artık sabah şavgı yüksek
tepelerin alnına düşmüştür. İnşallah, onu bu haliyle
kimseler görmez.
Ama içinden körük körük sesler gelir. Bu seslere
bir türlü gem vuramaz. İsyan sesleridir bunlar. Bu
isyan seslerini ağıta dönüştürür yaralı kız:
“Arda’nın boylarında ılgın kökleri
Nerde kaldı o Erceb’in vaatleri...”
Sesini dağa taşa ulaştırır. Dağ taş da alır sesleri,
uzaklarda yankılandırır.
Selime artık Arda sularına tepeden bakan bir
kaya üzerindedir. Elinde bir kızılcık dalı... Kızılcık
dalını bırakmaz elinden.
Başı üzerindeki gökyüzüne kayar bakışları...
Bu ancak bir anlıktır. Sabah kuşları, kara kartallar
anlamışlardır kızın halinden. Yardım için kanat çırparlar...
Uzaklardan duyulur ötüşleri...
Ne var ki, elinde kalınca kızılcık dalıyla Selime
kendini sulara bırakır. Ta uzaklarda, Şeytan köprü,
gerdan kıvırır.
Bir tesadüf eseridir ki, bu içler acısı manzaraya
tanık olanlar da bulunur. Eğridere’ye inen birkaç
Ürpek köylüsü, genç kızın ağıtını duyarlar. Çok
uzaklardan bir yankılanmadır bu. Sesin geldiği yöne
doğru koşarlar. Şu yanık sese bir yetişebilseler, bir
yetişebilseler...
Neden sonra büyük suların kıyısında bulurlar
kendilerini... Nehir bu yerde bir virajdan çıkar bir
başka viraja girer. Suların dirsek misali büküldüğü
yerde bir karartı ilişir gözlerine. İşte bu, Selime’nin
cansız bedenidir!
Uzun saçları kızılcık dalına dolamış ölümsüzlüğe
doğru gidiyor. Aşkın, sevginin ölümsüzlüğü
bu...
Ancak ağartı yiter gözlerinden. Bir ses duyulur
uzaklardan... Dağda taşta yankılanır bu ses. Kurt
kuş eşlik edercesine. Sevdiğine kavuşamayanların
sesidir bu:
“Gitmeyecem ana, “Kara Duran’a,
Bubam maram anlamaz, yalvar agama.
Arda boylarında zerdali ağacı
Bubamın dilleri zehirden acı
Arda’nın suları bal gibi akar
Bem imansız bubam paraya tapar
Şoşa boylarında tomofi l durdu
İmansız bubam paraya doydu
Arda boylarında sarı karınca
Nerelere varayım sabah olunca
Mezar taşlarında gırmızı yazı
Dalgalar aldı ya gelinlik gızı
Uyu uyan Erceb'im ben gidiyorum
Şu şafklı dünyayı terk ediyorum
Arda’nın suları akmaz oldu ya
Erceb'in davulları ötmez oldu ya
Mümin Topçu
3 коментара:
arkadaslar bakin okuyun.bu yorumlari sonra silebilirler
3 YORUM:
Şaban dedi ki
https://www.youtube.com/watch?v=zoupGdR7K5w
Evgeni Mihailov Sezginin adını bile almadı azına.Tasarı Evgeninin işi. Sezgin benim işim diyor ve yalan söylüyor ve kahraman olmak istiyor. Boyko gibi diktator ve lider olacak hahaha İnsanları DPS kadar tanımıyor ve insan arasına çıkmıyor ve DPS gibi eski kafalı. Boyacıyı işleti ve parasını vermedi. Bundanmı bük dava adamı olcak.Her işi para için yapıyor.Yakınlarından bilem saklıyor yürütü paraları. Kimseye güvenmiyor ve korku içinde zından gibi hayat yaşıyor.1000 lv. için adını kirleti ve medya yapçamış.Sezgin rezil oldunu bile anlamicak kadar kafası boş.
Biri fitiledi Sezgini. Sezginde hemen skata dava açtı.Sezginin şimdi korkudan sesi çıkmıyor.Adamlar parlament de. hükümet skatın elinde.Sezgin rezil oldu ama gene anlamadı bunu.
Akılı insanlar Sezginin yanında susuyor ve gerçekleri yüzüne söylemiyor. Gerçekleri söyledin zaman Sezgin eziliyor ve hayvan gibi saldırgan oluyor.Pros küylüler gibi ana avrat sövüyor.
Sezgin ajan diyorlar ama sezgin azında laf tutamıyor.Böle insandan ajan majan olmaz.
Sezgin kendi kardeşlerinden bilem korkuyor onlar öne çıköak ben arka planda kalcan diyor
21 Kasım 2014 - saat:10:58'da
Rüstem dedi ki
Sezgin allaha tapmıyor paraya tapıyor
Sezgin halk kahramanı olmayı planlıyor
Biri gelsin hep Sezgine sen bir numarasın sen en büyük adamsın desin. Sezgin bunu istiyor hahahhhhahaaahahaaahahha
Sezgin para bekliyor
21 Kasım 2014 - saat:09:12'da
nuris saksuka dedi ki
o zemanlar avrupa bon boştu,kimse bunları görmedi,görmezden deldi.
16 Kasım 2014 - saat:20:37'da
http://www.thaber.bg/?pid=3&id_news=1459
arkadaslar bakin okuyun.bu yorumlari sonra silebilirler
6 YORUM:
sadık dedi ki
kulandı arabanın gumalarını kesti haberlere çıkayım ve kahraman olayım dedi. bizde aptalız bu numarayı anlamadık.sezgin gibi super kahramana yakıştımı.
20 Kasım 2014 - saat:20:34'da
sadık dedi ki
sezgin her şeyi para için yapıyor
deklaracia mecliste desteklendide neden beni kahraman yapmadılar diye sinirden kuduruyor
ajans bg nin çok bük açılışını yaptımda neden para akmadı diye deliriyor
sezgin türkleri sevmiyor
sezgin türkleri küçümsüyor
seginin gözünde türkler hayvandan bile aşa
sezgin yaşlı dayılara bile barmış bunu duydum insanlardan. onları köpek gibi aşalamış.türk kültüründe ona bunu aşalamak yok.sezgin daha türk kültürünü tanımıyor.sofia da bulgarlarla yatıp kalkıyor.sezgin türk kültürüne göre yaşamıyor bulgar kültürüne göre yaşıyor.
sezgin insan arasında dolaşmıyor.türkler ne istiyor ne düşünüyor bunları bilmiyor. sezgini kaç kişi tanıyor bakalım bir anket yapalım.sezgini 1% insan bile duymadı.
herkez mektup yaza bilir bu kahramanlık diilki
sezgine yazılarını bile başkası yazveriyor ve t habere gönderiyor.sezgin onu bile yapmıyor.
evde palı cep telefonuyla oynuyor ve palı laptopuyla porno bakıyor ve 31 çekiyor.
kafa desen komunis zamandan kalma küylü kafası
facebok profili bile açamıyor
bu gün konuştuklarını yarın unutuyor
allah aşkına böğle kahraman lidermi olur
adamın kapasitesi
super kahraman sezgin hahahahahaha
bunları dedim için bana dava açsın da gören kam razgrad danım çok isterse evimin adresini verem.
20 Kasım 2014 - saat:20:28'da
http://www.thaber.bg/?pid=3&id_news=1447
en asadaki yoruma bakin sezginin sinif arkadasi ne yazmis
vijdan zakirüğlu dedi ki
Bende okul arkadaşın olmaktan utandım. Abe kato beşe uçenik beşe tıp i tıy si ostanal.
Her şeye rağmen HÖH bizim partimiz türk partisi.
Sende eski günleri unutma
23 Ekim 2014 - saat:20:06'da
http://www.thaber.bg/?pid=3&id_news=1407
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.