Okuyucularıma beslediğim saygı ve sevgiden dolayı, hiç
tereddüt etmeden, merkez caminin oradaki randevuya gittim, ama bekleyenim filan
yoktu. Kaydettiğim numarayı tekrar aradım, fakat nedense Kırcaali’den
uzaklaşmışlar benim anonim konuklarım. Şu numaradan beni aramışlardı;
00905324356562. İstihbarat şefimiz Jale Filibeli için bu telefonun sahibini
anında çözmek hiç sorun olmadı zaten.
Evet, benim adım Rafet Ali. Adım, adresim, işim ve soyum
belli!
Ya sizler kimlersiniz, bana ses yükselten ve akıl vermeye
kalkışanlar, hatta tehdit etme cüretinde bulunanlar?
Ben dobra insanımdır, siyasi tercihlerimi de asla kimseden
gizlemem.
Daha Belçika’da yaşadığım yıllarda sıkı bir Tayip’çi oldum
ve şimdi her seçim zamanında Bursa’ya gider ve oyumu AKP’ye veririm.
Geçenlerde yine bunca yol katettim ve Tayip Erdoğan için oy kullandım.
Bulgaristan siyaset yelpazesinde ise antidoganizmi seçtim,
hatta daha yıllar öncesi Kırcali.eu medyasını bu uğur doğrultusunda yarattım,
çünkü şehrimizdeki o malum yandaş gazete gerçekleri yazmıyordu.
Lafın kısası, kendi inanç ve doğruluk duygularım yön verir
bana. Bulgaristan’daki Türklerin partisine gelince. Ben bu siyasi gücün
demokratikleşmesinden ve şeffaflığından yanayımdır.
Her zaman çevremdeki iki yüzlülere karşı belirli ve sağlam
bir duruşum vardır.
Rant kapılarından hiç bir zaman uzaklaşmayan sözde siyasi cüce ve fırıldaklar ise her
zaman beni karşılarında bulur.
Bu basiretsizler genelde beni gördüklerinde ya süratla
uzaklaşırlar, ya da gidip arkamdan dedikodu üretirler. Bana diş geçiremedikleri
anlarda ise sülalemden sayılan bir hayırsızın ismine takılıp kalırlar. Halbuki
onun sayesinde benim ailem vaktinde Ana Vatanımız Türkiye’ye göç edemedi.
Rahmetli babam her gün karakola gidip imza atıyordu, yani sıkı kontrol altında
ve ev hapsinde tutuluyordu. En sonunda üzüntü ve kahırdan erken yaşta vefat
etti…
İşim icabı, ben her çeşit düşünce ve mevki sahibi şahıslarla
görüşmekteyim. Bazen bazı göçmen aktivistleri öyle bir havalar atıyorlar ki
buralarda, sanki bizim Türkiye’nin siyasi gündeminden hiç de haberimiz yok…
Bizim buralarda ekmek yok ya, biz yeşil çayırlarda ot
otlamaktayız…
Ayrıca kendilerini bizlerin birer kurtarıcısı ve can simidi
olarak ilan etmeyi de ihmal etmediklerinde ise adeta pes diyorum.
Ben normal bir insan olarak gülüp geçiyorum kendilerine!
Dediğim gibi, ben Tayip Erdoğan’a yanımda kimseye laf
söyletmem!
Bir de Atatürk’e!
Son günlerde, birden bire yüzlerine sıkı AKP taraftarı ve
Tayip Erdoğan sevdalısı maskesi takanlar, düne kadar Kırcaali sokaklarında
benimle aynı Tayip Erdoğan için sert bir şekilde tartışıyorlardı ve onun
Türkiye’ye ne kadar zararlı olduğunu bana izah etmeye kalkışanlardı..
Demek ki, bunlar kara kedi misali, her zaman dört ayak
üstüne düşen cinsten.
Bizler ise her zaman yüzüstü zemine çakılanlardan!
Yutmazlar be kardeş bu tiyatro oyununu!
Şimdi ise aynı şahsi bir rant ve çıkar peşinden koşturanlar,
yedi kişinin eline birer Tayip posteri tutuşturmakla çok büyük bir iş
bitirdiklerini sanmakta.
Sanki Tayip Erdoğan’nın ve AKP’nin bu tür şaklabanlıklara
hiç ihtiyacı var…
Belli ki, kendileri açısından yalnız medyalara haber
olabilmek önemli, yüzlerce defa amelleri doğrultusunda isimlerinin ve
fotograflarının paylaşılması ise daha da önemli.
Şimdilerde çıkmış bir kadıncağız ve kendini acil elden bizim
yeni Jeanne d'Arc'ımız ilan edivermiş.
Emel ve Filiz'imiz ne güne duruyor ki bizim?
Halbuki bakıyorum, düne kadar Ankara’daki MHP genel
merkezinden çıkmayan bu kadın, bir gecede sıkı Tayip’çi oluvermiş.
Ayrıca Cebel’deki Bahri Baba’nın karargahına Türkiye’den
heyetler de götürmekte.
Seçimler yaklaşıyor, bu
kadının iyiliklerini sakın unutma Mestan çavuş!
Bizim çocuklarımızın Ana Dil konusunu ise çeşitli Türk
Dünyası toplantılarında çoktan çözmüş bu kadın, ama nedense bu işin sırrını bir
tek biz anlayamadık gittik.
Şimdi bu takım fırıldaklara karşı dil uzattığımız için ben
suçluyum tabi ki.
Onlar ise masum birer melek ve büyük hümanist.
Acaba geçen yıl neredeydi bunlar, sayın Bürge ve takımı
buralarda totalitarizmin uzantılarına karşı mücadele ederken?
Olanlar oldu, ama torbalar dolmadı galiba?
Benim bildiğim Ankara'nın
boş laflara ve vaatlere karnı tok!
Zaten aldığım bir duyuma göre, bütün fırıldakların ve
yalakaların bu kalenin kapısından girmesi yasaklanmış…
Yeni Türkiye’de galiba adetler değişecek!
Rafet Ali,
Kırcaali
Huseyin Burge / Kırcaalı
2 коментара:
bu bahsetin kısı kadın mı erkek mı
travestit talking about
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.