Ekilecek tohumu bulmak ve toprağın tohum beklediği zamanı denk düşürmek, stratejinin en esas gayesidir ve sonuca gidebilecek en kısa yoldur. Bu işi yapanlar ise insanlardır, bilgili, donanımlı,geçmişe bakıp geleceği görebilen olgun insanlardır. Bazen durup ve dönüp derinlere dalıp bir düşünürüz. Gölge yapacak bir ağacımız var mı diye kendimize sorarız ve bir karaltı dahi görebilirsek, seviniriz! Yürüdüğümüz yollarda arkamızdan gelecek olanlar artık yönünü görsün ve yeni bir model düşünsünler deriz, bekleriz. Çünkü gençlerimizin temeli sağlam ise filizimiz bizim saldığımız köklere dayanacaksa gökyüzünü daha iyi görebilmeleri mümkündür. Yıldızlar aynı mesafede olsa da, yeniden bir daha denememek ve zaman kaybetmemek için. Birlikte denemek, beraberce uzanmak ve yıldız düşmesini beklemeden, atılım zaman yakalamak için. İnsanımız memleketin varlıkları kemirilmiş , hainlerce zenginlikler satılmış , ipler monşerlerin eline geçmiş durumları tartışırken, Dünya, karıncalar gibi kalabalıkları süründürecek , her yerde olan hayatı değiştirip yeni bir düzeni dizayn etme peşinde. Bulgaristan artık uyandı. Zengin olabilmek için her zaman her yerde olmak gerektiğini gördü. Hainliğin dostu paranın olduğunu öğrendi ve yok etmedi A. Doğan'ı. İnsan oğlu ve insanlar toplum olalı tohum alınamaz bitkiyi bahçesine bile almaz, bırak sarayda yaşatmayı. Bu yıl, boğulanlara biraz hava, topluma biraz özgürlük verdiler ama bilgiyle beslenenleri aç bıraktılar. Tahttakiler ve kendinden başka kimseyi beğenmeyenlerin egemenliği hat safhada devam etmektedir. Kim kimdi ve neden hiçbir şey değişmedi? Bu yıl 9,2 milyar dolar kazanan Bill Geyst dünya birincisi oldu. Bulgar bankalarında her 10 günde bir yeni milyoner doğdu. Milyonerler çetesi 700 oldu. Banka mahzenlerindeki paralar 36 milyar leva. Güneş görmeden yaşayan her şey bir karayılandır. Bilinmeyen geleceği beklemek, kötünün kötüsünü yaşamaktan, çok daha zordur. Bu yüzden protesto eden adam yılın adamı seçildi. İşe giden politikacılardan hiç biri dereceye bile giremedi. 2013’te Bulgaristan’da gündemi belirleyen 10 kişiden biri iş adamı, politikayı en fazla etkileyenler arasında Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) Başkanı Sergey Stanişev altıncı, Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) fahri Başkanı Ahmet Doğan ikinci yerde. Dikkatinizi çekerim, bu kalabalıkta yedinci olansa Hak ve Özgürlük Hareketi milletvekili Delyan Peevski. Herkesin gönlünde, ne güneşte ne de gölgede olmak, tohumsuz kalmak pahasına da olsa, sarayda olmak var. HÖH eşittir Ahmet Doğan; Ahmet Doğan eşittir HÖH formülüne göre, hocasız gömülmeyi bekler oldu, evet bekleyin hepiniz çok yakında göreceksiniz. Yılın başka alternatifi yok. 2013’ten nasıl çıkarsak 2014’e öyle gireceğiz. Cesaretini toplayıp değişimi arzu edenler geleceğe biraz olsun umut saçabilmek adına 10 ay sokaklardaydı. Fakat toplumun ümitlerine tercüman olan dilde konuşamadılar. Kitle olmalarından doğan yetkileri kullanmayı bilemediler. Değişiklik çağını başlatmak için öfkeli, sloganlı ve meydandan meydana dolaşan kalabalık olmanın yeterli güç olmadığını anlayamadılar. Fakirler acınası duruma düştü. Avrupalı olmak bir şey değiştirmedi. Yoksullar sefil olmaya zorlandı. Suriye’den gelen 1000 çocuğa yemek veremeyen bir devletin hakikatten bitmiş olduğunu bütün dünya gördü. 2013’ün kaynayan kazanından yeni lider çıkmadı. Eski Başbakan Boyko Borisov’un lambası yanıp sönmeye başladı. Işıktan korkanlar gözlerini kapatırken, yarasalar uçuştu ve güneşi görenler pat pat yere düştü. Sosyalist lider Sergey Stanişev, PES’e de ışık verdiğinden, lambası patladı. Sosyalistler tren değiştirme garında, umutlarını yeni istikametlerde aramak zorundalar. Çünkü çaresiz vatandaş özündeki sosyal adalet ve eşitlik fikrini bir asır önce eken “ataları” Dimitır Blagoev’in Blagoevgrat kent merkezindeki anıtını Noel Dede olarak boyayarak, suratına beyaz sakal, başına püsküllü kep takarak, çocuklara hediye olarak çantasında getirdiği gazete başlığında, büyük harflerle istifa yazarak anlamlı bir mesaj gönderdi. Hem oligarşinin çıkarını kollamak hem de yoksulların haklarını savunmak, yönetmek bir düğmeye basmaktan ibaret olduğu XXI. yüzyılda bile çok ama çok zor. Sol görünüp sağ politika izlemekle yani komünist görünüp kapitalist olursanız daha da zor. Üçüncü parti olan HÖH, yılın başında at değiştirdi. Ahmet Doğan koşudan alındı ama at ahırına bağlanmadı. Yokuş aşağı giden arabadan nal sesleri geliyor. HÖH seçmen kitlesi tren yolcusu gibi, lokomotif makinisti ile ilgilenmiyor. Ahmet’i ve seçmenlerini yazarken, zamanın dev düşünürü Voltaire’in “satılmışlık” üstüne sözlerini hatırladım. Yarattığı kahraman Babuk, bizde şimdi parlamentonun karşısındaki “Aleksandır Nevski” meydanında eski madalya ve apoletlerin bedavadan ucuz satıldığı gibi, onur nişanlarının açık artırma ile satıldığını gördüğünde, “Bu kitleyi yok eden olmazsa, kendi kendini yok eder” demişti. Ve önünde yem, su ve tuz, sayadaki kurbanlık gibi melemek değildir, insanı adam eden,ruhu ve dilidir.İnsanı adam, aile, toplum ve halk eden. Amerikan parasıyla “Türk okulu açıp” İngilizce tedrisatla olmadı işte. Irmakların ters aktığı gibi, Bulgarca ve Türkçe de ters, kaynaşır deseler de, kaynaşmıyor işte. Dördüncü parti “Ataka” partisidir. “Ataka” hücum demektir. Çingenelere saldırıyla başladı. İşin içinde güya Ahmet Doğan'ı avlamak da vardı. Türk ve Müslümanları nasıl rahat bırakacaktı? Bizim it yan gelip yatsa da, komşu köyde köpekler hav layacaktı. Derken “Ataka” iti değişti, kapı kulundan kâhya, sonra da damat oldu. “Herkese daha büyük komat” istedi ve hükümete ortak oldu. Bu örneklerin başında Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev’in biyografisi gelir. Ne yazık ki, makamını dolduramayan ve dolayısıyla toplumsal dönüşümlerin gerçekleşmesini etkileme gücü olmayan R. Plevneliev, eski bir “Lada” ile gittiği Almanya’dan nasıl oldu da milyonlarla döndüğünü halka anlatamadı. Yunanistan adalarındaki sayfiye saraylarını kimin parasıyla aldığını söyleyemedi. Babasının bir öğretmen olmaktan başka, Blagoevgrat BKP İl Komitesi ideolojik sorunlar sekreteri görevinde bulunduğunu, annesinin de komünist propaganda makinesine katıldığını halktan gizledi. Bir biyografinin yarım açıklanması, ağacın kabuğu altında kurtların yaşadığına işarettir ve o kurtlar o ağacı mutlaka kurutur. Bizler Bultürk derneği olarak ve bize bağlı Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi Başkanlığı yeni bir atılım için hazır olduğumuzu duyuruyor ve hepinizi dönüşüm saflarına davet ediyoruz. Görüşlerimiz açık ve nettir. Parçalanan halkımızı yeniden birleştirip kimlik davamızı gençlere devrederken yeni mutlu günlerimizin hayırlara vesile olmasını arzu ve temenni ediyoruz. Bizim için en değerli olan husus başka devletler değil, bizim için önemli olan Bulgaristan’da yaşayan tüm Bulgaristan vatandaşlarıdır. Amacımız Bulgaristan’a hak ve özgürlükler getirilsin,halkımız hür ve bağımsız olabilsin.
Rafet Ulutürk
сряда, 1 януари 2014 г.
Абонамент за:
Коментари за публикацията (Atom)
3 коментара:
Helal olsun.
sen once kimlere calıstını soyle
bu bilgileri sana kim veriyor
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.