сряда, 18 декември 2013 г.

DÜŞMAN TUNA’YI ATLADI-4

Faşizmden, komünizmden, darbelerden, diktatörlüklerden hep korktuk ve demokrasi, insan hakları, cumhuriyet  gibi içi boşaltılmış süslü laflarla tanımlanan yönetim şekillerini övüp durduk. Siyasi partinin parti tüzüğünün ve planlarının tek satırını okumayan insanlar bu partiye oy veriyor. Siyasi parti genel başkanı kimi emrederse o aday gösteriliyor. Siyasi parti genel başkanı nasıl emrederse ve kime emir verirse, onlar o şekilde öyle konuşuyor. Bunun dışında sorular sorulanlar ‘’ Ben bilmem büyüklerim bilir!’’ diyorlar. Siyasi parti genel başkanı siyasi partisinin kralı oluyor ve eğer bu siyasi parti kazanırsa ülkenin kralı oluyor! Astığı astık, kestiği kestik,’’ içeri atın, kodese tıkın!’’ diye emir verdiğinde de , yaka paça, karga tulumba aynen öyle yapılıyor! Canı hangi kanunu isterse o kanunu emrettiği birkaç bakana imzalatıp çıkartıyor, hangi geçmiş kanun hoşuna gitmezse onu bakanlar kurulu imzasıyla ,iptal ediveriyor. Kendisine özel resmi uçaklar, helikopterler, yatlar, zırhlı otomobiller tahsis ediliyor, hem de bir veya üç tane ile de yetinilmiyor, yedi, sekiz, dokuz, al alabildiğin kadar, parası nasıl olsa cebinden çıkmıyor, bir yerden bir yere giderken yüzlerce araç konvoyu, binlerce, hatta on binlerce resmi koruma, sivil polis, özel güvenlik görevlisi, eskort, falan filan. Dolgun milletvekili, bakan maaşları, yurt dışı ve yurt içi harcırah görevleri, en lüksünden ve sınır tanımayan sağlık, telefon, İnternet harcamaları, örtülü ödeneklerden keyfi harcanan on milyarlarca liralar. Canı isteyince mecliste ona, buna, tarihi büyüklere hakaretler, sövmeler, tekmeler, yumruklar. Demokrasi ve cumhuriyet bu mudur? Faşizmden, diktatörlüklerden, imparatorluklardan, darbe yönetimlerinden, komünizmden, din kuralları ile, cihat örgütleri ile  yönetilen toplumlardan ne kadar farkı var ki? O yönetimlerde insanlar kırbaçlanıyor, taşlanıyor, bu yönetimlerde de biber gazı, tazyikli ve kumlu, zehirli olduğu iddia edilen sularla, gaz bombalarıyla ,plastik mermilerle insanlar manda  gübresi  gibi püskürtülüyor! Ortak nokta tüm yönetimlerde bol hapishane, gani gani dayak ve sürekli ‘’ Kes lan! Sus lan! yoksa seni gebertirim lan! Sülalene kök söktürürüm lan!’’ tehditlerinin çeşitli üsluplarda ve dillerde  ifade tarzları oluyor. Adam veya bayan Mardinli, Konyalı, Trabzonlu  mesela ve Bursa ile alakası yok ama Bursa’dan partinin genel başkanı tarafından milletvekili veya belediye başkanı adayı gösterilebiliyor ve kazanırsa Bursa milletvekili oluyor. Ama bir sorun var, adam Bursalı değil, Bursa’yı bilmez, Bursa’nın tarihinden, sosyolojik ve psikolojik yapısından, örfünden, ananesinden anlamaz.

Atom bombası yapan insan, Ayda astronota yürüyüş yaptıran insan, uzaya uydu  kameralar gönderen insan, Mars’ın, Venüs’ün, Güneş’in patlamalarının fotoğraflarını çeken insan;  demokrasi, cumhuriyet, özgürlük diye birbirine yalan söylüyor ve sevginin, güvenin, barışın, huzurun, mutluluğun ne olduğunu bilmiyor! Herkes aksırıncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyiyor ve işkembelerine kadar her tarafını dolar, altın, sterlin, avro ile donatmak istiyor ve ondan sonra da ‘’ Aman ha! Darbeler çok kötüdür, insanlık dışıdır’’ naraları atıyor ve Rabia işaretleri ,zafer işaretleri yapıyor.

Kusura bakmayın lan! Artık bu ‘’lan!’’ kelimesi devletin en resmi ve en yetkili ağızları tarafından en resmi yerlerde kullanılıyorsa serbest ve sakıncasız demektir! Ama yine de bu lan sözüm meclisten de dışarıdır, meclisin dışından da dışarıdır, değerli okurlarım beni mazur görsünler.

Göktürkler, Hunlar, Selçuklular, Altın Ordu Devleti, Şeyh Şamil’in ve Timur’un ve daha bir çok atamızın kurdukları imparatorluklar, devletler;  daha demokratikti, daha cumhuriyetti, daha özgürdü, daha adaletliydi  ve hatta Vikinglerin, Angılların, Saksonların, Vandalların, Vizigotların, Abbasilerin,Emevilerin, Mohikanların, İnkaların, Azteklerin dahi; az buçuk bilinen tarihlerden anladığımız kadarı ile, şu anki dünya devletlerinden ,hükümetlerinden, yönetim şekillerinden daha mert, daha aklı başında, daha güvenilir olduğunu anlayabiliyoruz. Yeryüzünün gelmiş geçmiş en acımasız, en affetmez ve adaleti daima kılıcının ucunda taşıyan Hun imparatoru Atilla’ya ve Moğol imparatoru Cengiz Han’a bir çok konuda derdimi rahatlıkla anlatabilirim ama bugünkü polislere, bakanlara, milletvekillerine, savcılara, hakimlere, belediye zabıtalarına, ben derdimi anlatabileceğimi hiç sanmıyorum.

Top ve hafif silah atışlarında ‘’ Atış Serbest!’’ komutunun anlamı, mermilerin, şarjörlerin tükenene kadar veya hedefleri yok edene kadar atış yap demektir. Bu söz bile çarpıtılıp ‘’ Yalan serbest!’’ haline getirilmiş ey mübarek insanlar! Biz bu sözü ‘’ Yazmak serbest!’’ anlamında kullanalım! Yalansız yazmak! İrtifa, dirisa, menzil ,namlu ve şarjör, mermi değiştirip atışlara devam edeceğiz! Yani inandıklarımızı yazmaya devam edeceğiz! Herhangi  bir hedef vuruyor muyuz! Hayır! Darbe yapıyor muyuz! Hayır! Kimseye sövüyor muyuz!  Hayır! Kimsenin cebinden bir dolarını veya arabasından bir fincan benzinini çalıyor muyuz? Hayır! Vergi kaçırma, naylon fatura, uyuşturucu, hal mafyası ,arazi ve silah mafyası, kaçakçılık işlerimiz var mı? Hayır! Cinayete ve banka soygununa yeltendik mi? Hayır! Afrika’dan, Uzak Asya’dan insanları kaçıracağız ve Onları daha güvenli ülkelere iltica ettireceğiz  diye, onları  çürük gemilere soğan çuvalı gibi  doldurup Akdeniz’de batırıyor muyuz? Hayır! Eski Sovyetler Birliği ,eski Yugoslavya kadınlarını çocuk bakıcılığı yaptıracağız diye Türkiye’ye getirtip fuhuş sektöründe zorla, döverek çalıştırıyor muyuz? Hayır! Vatana, millete ait sırları satıyor muyum? Bin kere hayır! Birincisi vatan, millet hakkında , sokaktaki seyyar satıcı, kahvehanedeki çaycı  ne kadar biliyorsa, ne kadar hissediyorsa, ben daha fazlasını bilemiyorum, hissedemiyorum. ikincisi istenilirse tuvaletimizi nasıl yaptığımızı hiç sıkılmadan ve iğrenmeden seyreden bu uydulu , gizli kameralı, fişlemeli, izlemeli meraklı;  istihbarat, tele kulak, böcek alemi sayesinde, ne CIA’nın, ne KGB’nin, ne MOSSAD’ın satabilecekleri veya satın alabilecekleri  hiçbir sırrı kalmadığına eminim. Amerikan, Rus, Çin, İngiliz, Fransız, Alman  başkanları  ve bakanları artık evde yalnız bile olsalar, burunlarını bile karıştırmasınlar ve başka şeyler yapmasınlar!
Çünkü kesinlikle izleniyorlar!

http://vedatkusakli.com/

0 коментара:

Публикуване на коментар

Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.