Sosyal, basılı, görsel medya böyle diyor. Amerikalı ünlü ve zengin golfçu köprüde golf topuna vuracak diye İstanbul trafiği 1 saat alt üst oldu. Topa geldi vurdu adam! İstanbulluların, dünyanın, Türkiye’nin eline ne geçti? Hiç bir şey! Sadece 1 saat müthiş bir sıkıntı!
New York’ta, Berlin’de, Paris’te, Londra’da Obama için, Putin için bile hiçbir yolu 1 saat trafiğe kapatmazlar sanırım. Daha doğrusu kapatamazlar. Kapattırmazlar.
Belki bu golf sporcusuna çok büyük paralar da vermişlerdir, İstanbul’un reklamını yapıyor diye.
Daha öncede James Bond filmi çevirmek için İstanbul’da Eminönü trafiği halka kapatılmıştı.
Türkiye’ye ne zaman Amerikalı, Avrupalı, Rus, Çinli bir diplomat, artist, manken, sporcu, kemancı, siyasetçi ,çok zengin iş adamı gelse, geldiği şehirde, hatta ülkede seferberlik ilan ediliyor sanki.
Çok önem verilen insanlar gemiden, uçaktan, trenden, otomobilden inerken ayaklarının altına kırmızı halı sermek gibi bir şey bu.
Bir kişiye dalkavukluk etmek için, binlerce, milyonlarca kişiyi mağdur ve sinir etmektir bu uygulamanın ayrıntıları. Bir kişiye akıl, yürek, mantık sınırlarının ötesinde saygı göstermek için, yüz binlerce ve milyonlarca kişiye saygısızlık etmek de denilebilir bu işlere. Misafir severlikle, centilmenlikle ilgisi yoktur bu işlerin.
Bunun yanında insanlığa hizmet eden bilim adamları vardır. Eğer insanları yok etmek için silah üretiyorlarsa bunları bütün devletlerin istihbarat teşkilatları tanır. Peşlerine ajanlar takılır. Hatta bu insanlar bazen kaçırılır, bazen de öldürülür. Bazen de bunlara şantaj yapmak için aile yakınları, çocukları rehin alınır. Ama insanların hayrına, faydasına iyi ve güzel şeyler üretiyorlarsa, keşfediyorlarsa, icat ediyorlarsa bunları kimse tanımaz. Havaalanlarından, gümrük kapılarından, gemi iskelelerinden geçerken bu bilim adamları veya bilim kadınları, bin bir zorlukla misafir gittikleri veya konferans, seminer için davet edildikleri ülkelerde, bazen donlarına, çoraplarına kadar bile aranabilirler. Hatta terörist muamelesi görebilirler, tutuklanabilirler.
Uğruna milyonlarca kişiyi mağdur ve sinir ettiğin kişi belki de eroin ve seks bağımlısıdır, belki psikopattır, belki sapık, belki uluslararası tarihi eser veya uyuşturucu kaçakçısı, belki de beş kere beşi çarpamayacak kadar aklı zayıf çalışır. Ama Onun ününün gölgesinde serinlemek için, Ona dünya kraliçesi veya dünya padişahı muamelesi yapılır.
Belki de siyasetçiler, bürokratlar dikkatleri böyle şeylere çekerek; öbür taraftan asıl sorunlardan sürü gibi gördükleri insanların akıllarını, dikkatlerini, yorumlarını, önerilerini uzaklaştırıyorlardır.
Bu yetmez! Baş örtüleri, türban ile insanların dikkatleri dağıtılır. Bu yetmez! ‘’ Öğrencilerin kaldıkları evlerde fuhuş yapılabilir, terörist saklanabilir, uyuşturucu kullanılabilir, bu konuda şikayetler var, evlere baskın yapalım’’ tartışmaları bütün ülkeye yayılır. Bu yetmez! ‘’ Camilerde öpüşüldü, içki içildi ’’ denilir! Bu yetmez! Belden yukarısı çıplak 100 kişilik erkek grubu, türbanlı kadına, hamile kadına sarkıntılık etti, Ona karşı işedi’’ gibi uydurma laflar ortalığa yayılır! Kız ve erkek öğrenciler ilk okulda aynı merdivenleri kullanmasın, öğrenci yemekhanelerinde aynı masada yemek yemesin denilir. Kızların ve erkeklerin parkta aynı oturma bankında oturmalarına ahlaka aykırı denilir.
Namus, ahlak, din konuları üzerine ne kadar ahkam kesersen kes, ne kadar yatırım yaparsan yap, boş çıkmaz! Böyle konularda istediğin kadar atıp tut, en çok kazanan olursun! Çünkü insanların ruhu, vicdanı, merhameti, şefkati, Yaratan korkusu böyle konular karşısında acizdir, zayıftır.
Ancak; asıl mesele, dulun, yetimin, öksüzün haklarının yenip yenmediğidir.4 milyona yakın işsiz gençtir! Kadına atılan dayaklardır, kayıt dışı, sigortasız çalıştırılan milyonlarca insandır. Suriye’den, Libya’dan, Irak’tan, Mısır’dan, Afrika ülkelerinden, Uzak Asya’dan, Türkiye’ye ve Avrupa’ya yapılan kontrolsüz göçlerdir, insan kaçakçılığıdır. Açlıktan ve borçtan intihar eden, çıldırıp ailesini katleden, böbreğini satan insanlardır. Bebeklerini çöp varillerine atan genç annelerdir.12 yaşında evlendirilen çocuklardır. Çocuklara yapılan cinsel tacizlerdir. İlkokul önlerinde esrar ve uyuşturucu hap satışlardır. Mezarda emeklilik denilen geç emeklilik yasalarıdır. Üniversite öğrencilerinin büyük şehirlerdeki yatacak yer, barınma, yeme ve içme sorunlarıdır. Kredi kartları borçları yüzünden insanların delirmesidir. Plansız, programsız olarak devlet, kamu mallarını ve arazilerini özelleştirme adı altında satmaktır. Mahkemelere, hukuka güven duymamaktır. Polisten , savcılardan, yargıçlardan, siyasetçilerden padişah cellatlarından, şeyh-ü İslam fetvalarından, padişah fermanlarından korkar gibi korkmaktır. Parası olmayanların hasta olmalarının suç olduğunun, ölmeleri gerektiğinin bilinmesidir. Devleti kuran tarihi büyükleri ve devletin, milletin milli hassasiyetlerini hiçe saymak, onları birer ikişer yok etmektir, tarihteki izlerini silmektir.
Golf topuna vururken sopası ile o ünlü golfçü, aslında milyonlarca İstanbullunun ve milyonlarca Türk insanının kafasına vurdu.
Ejderha bana bunları anlattı. On beşinci kaydımızı da böylece tamam eyledik.
Ben kayıtçı adam! Anlatılanları taş plaklara kaydeden adam! Anlatan da meçhul mağaradaki kayıp ejderha. Yıl Milattan Sonra 2013.Tarih bugün. Kasım ayının 7.günü. Bebekler çöplere atılıyor! Golf ustası sopasını bütün Türk Milletinin kafasına indiriyor! Tam İsabet!
www.vedatkusakli.com
четвъртък, 7 ноември 2013 г.
Абонамент за:
Коментари за публикацията (Atom)
2 коментара:
Fikir olustursak daha iyi olurdu,hata aramakta ustumuze yoktur benim patron maasimi geciktiriyor, bazilarına odeme bile yapmiyor bir turk, pardon , kurd, oda arkadasimin patronu- bir hollandali, her 3 ayda cukolata , semsiye ..yani maas haric baska seyler de hediye yapiyo bu bir mantik meselesi
YASA AGA
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.