ON BİRİNCİ MUHABBET ( KİM KİMDEN UTANIYOR? )

Havuç, havuç olduğunu;  domates, domates olduğunu söylemesin mi? Sebzeler arasında ayrımcılık mı olur? Pırasaya ayıp mı olur? Elma ‘’ben elmayım!’’ demesin mi? Armut ’’  Benim adım armut ’’ diye kendisini tanıtmasın mı? Meyvelere karşı ırkçılık suçu mu işlerler? Ayvaya, portakala karşı haksızlık mı yapmış olurlar? Kırmızıya, yeşile, maviye, sarıya, siyaha, beyaza;  sahip oldukları renklerin isimleri söylenmesin mi? Renkler arasında faşistlik mi olur? Ermeni, Kürt, İtalyan, Rus, Çinli, Arap, Zaza, İngiliz, hangi milletten olduğunu göğsünü gere gere söyleyecek, hatta dolardan başka hiçbir ortak noktası olmayan Amerikalı vatandaşlar gerine gerine ‘’ Ben Amerikalıyım! ’’ diyecek ama  ‘’ Ben Türk’üm! ’’ dersem ben, insanlık suçu mu işlemiş olurum? Türk olduğumu söylemek, boyumu, kilomu, yaşımı, mesleğimi söylemek kadar doğal değil midir? İnsanları sadece siyah ırk, beyaz ırk, sarı ırk, kızıl ırk diye renklerine göre dört guruba ayıramayız. Sadece Müslüman, Hıristiyan, Yahudi diye de ayıramayız. Tarihine, kültürüne, yaşadıkları coğrafyalara göre, sosyolojik yapılarına göre, geleneklerine göre insanların ait oldukları milletleri, ulusları veya etnik kökleri vardır. Bunları söylemek bölücülük, ayrımcılık olmaz. Bölücülük, ayrımcılık; eline silahı alarak, ekmeğini yediğin ulusun, vatanın, milletin, devletin topuna isyan edip ‘’ Ben sizden birisi değilim! Ben farklıyım! Ben sizinle birlikte anılmak istemiyorum! Ben sizden uluyum!’’ demektir ve bu uğurda bebekleri, kadınları, savunmasız ihtiyarları gözetmeden, asker veya sivil olduğuna bakmaksızın, önüne geleni gece pusuları ile, arkalarından kurşunlayarak veya yollarına mayın döşeyerek katletmektir. Bulunulan, işgal edilen, atama veya seçim ile emaneten görev gereği üzerine oturulan, yapışılan  makamdan, mevkiden, rütbeden güç alarak , bana milli kimliğimi ibraz etmemin faşistlik, ırkçılık, kafatasçılık olduğunu söyleyenler, kendilerinin çok akıllı, çok zeki ve kendilerinden gayrı kişilerin de çok düşük akıl, zeka düzeyinde olduğuna inanan kişilerdir. Kadına yaşı, erkeğe de kazandığı maaşı, yevmiyesi nezaketen sorulmaz ama kişiye vatanı, memleketi, milliyeti ,mesleği sorulur ve bunda herhangi bir ayıp, kabalık yoktur. İnsana dinini, mezhebini  sormak bence çok ayıptır! Çünkü kişinin Yaratan ile arasında nasıl, hangi yöntemlerle, ne şekilde bir bağ kurabildiğini veya kuramadığını sormak, Onun Yaratan ile arasındaki olan ya da olmayan muhabbetini, sevgisini, hürmetini sorgulamak ya da sorgulamaya çalışmak olur. Bunun önüne geçmek için de laiklik diye alkışlanacak ve saygı duyulacak bir ilke bulunmaktadır. Kişinin Türk veya Fransız, Alman olup olmadığı mahrem değil, doğal bir durumdur. Kişinin annesi Rus, babası da Arap veya Çinli olabilir. Bu da doğal bir durumdur. Yani faşist, ırkçı, kafatasçı, bölücü, ayrımcı olmamak uğruna;  milli kimliğini reddetmek, inkar etmek asıl büyük ırkçılıktır, asıl en çirkin faşistliktir. Atalarına, tarihine, kültürüne, özüne uyguladığın  faşistliktir. ’’ Müslümanım Elhamdülillah’ ’demek  doğal geliyor da ‘’Türk’üm!’’ demek  neden doğal gelmiyor beyefendi? Türk olmak ve Atatürk’ü sevmek; sağcı, solcu, faşist, komünist, darbeci olmak demek değildir. Atatürk’ün tam adı da Mustafa Kemal Atatürk’tür. Gazi Paşa, Gazi Mustafa Kemal demek; Onun İstiklal Savaşındaki kahramanlığını, liderliğini, önderliğini ve savaş sonrası 15 yılda ülkeyi koşar adımlarla medeniyete doğru koşturmuş olmasını inkar etmektir, reddetmektir, küçümsemektir, aşağılamaktır. Bugün bu vatanda ahkam kesen, ukalalık yapan, nankörlük yapan her kim var ise, bu ahkamlarının, ukalalıklarının, nankörlüklerinin bile özgürlüğünü Mustafa Kemal Atatürk’e borçlu olduğunu hiç utanmadan ve böbürlenmeden itiraf edebilmelidir. Herkes ülkesini kuran tarihi büyüklerine hürmet eder ve Onlar  ile onur, gurur duyar. Türk milleti kendi devletini, vatanını kuran, milletinin istiklalini cebine koyan öz atasından utanıyor mu yoksa?
Ejderha bana on birinci muhabbet olarak bunları anlattı ve ‘’Bayramın Kutlu olsun ey asker!’’ dediVedat KUŞAKLI