YEMİNİNİ BOZMAYAN TÜRK

Bazı Türkler vardır,eşi emsali yoktur.

Yiğit ve mağrurdurlar.

Gurur ve şerefinden asla ödün vermezler.

Muharrem Mehmedov - Terzi,işte bunlardandır.

Hotaşlı(Rusalsko)dağlarında kaldı onun göbek bağı.

Kalbi İstanbul boğazında atar,

gönlü Rodoplar ve Deliorman'da akıncı atı koşturmakta.

Gençlik yılları Ardino bölgesinde geçti.

Barış Manço'nun gibi uzun saçları vardı,kimseden korkusu yoktu,

söylemek istediğini sakınmadan söylerdi,

arkasından bıçak yarası gibi iz bırakırdı,

fakat böyle bir öğretmene ihtiyacı yoktu

ajan ve yalakaların esir ettiği Memleketin.

Hotaşlı sırtlarında,kendi kendine asker oldu,yemin etti,

talim etti,silah kuşandı,ama arkasından gelen olmadı.

Ve biçare halde özlenen Ötesinin gizli ve kaçak yolunu tuttu.

İstanbul'daki Türk ocağına sığındı,

fakat Bulgaristan pasaportunu hep göğüsünde tuttu.

Kardeşlerini unutamazdı.

Buranın otunu biçti,gülünü suladı,kitabını ezberledi.

Artık güçlü ve cesur ülküdaşları vardı.

Kızıl Moskova'nın düzenini yıkacaklardı ve sonra

Kırca Ali'nin toprağındaki kardeş ve bacılarının

özgürlüğünü bağışlayacaklardı.

Büyük ve aptal Rus ayısı kendiliğinden dört nala dikili kaldı.

Bulgaristan'daki Türkler

ise daha yıllar boyu boyunduruk altında ezildi,

bütün hayal ve umutları öldürüldü,

kimlik ve benlikleri gözardı edildi.

Muharem Mehmedov'a artık Memleket yolu gözüktü.

Kandaş ajan hainlere kafa tuttu.Siyasete atıldı.

Kırcaali'den Milletvekili adayı çıktı,Kostof'un partisinden.

Şimdi genç kuşaklara,

kendini tanıtıyor,ülküsünü okuyor,

özgürlüğün ve Türk olmanın gururunu yaşatıyor...

Mümin TOPÇU / dombira.eu





FOTO : Muharrem Mehmedov - Terzi