събота, 2 март 2013 г.

DELİ ORMANIN AKILLISI

Orda bir kara toprak var uzakta...
O toprak bizim toprağımız.
Orda bir dağ var uzakta...
O dağ bizim de dağımız.
Orda bir orman var uzakta...
O orman bizim ormanımız.
Adı Deli Orman.
Gidememiş olsakta, ulaşamasak ta; o topraklar, dağlar, ovalar, ormanlar, ırmak ve köyler bizim.
Doğduğum ve çocukluğumun geçtiği o toprakları, artık sadece anılarımda sahiplenmek yetmez oldu.
Uzunca zamandır gidip, oralarla sarmaş dolaş olma hevesim içimde buram buram tütüyor.
İnşallah,yakında rüyalarım ve hayallerim gerçekleşir.Heyecanımı söndürme vakti.
Nihayet Deli Ormanın deli ve asırlık ağaçları ve güçlü insanıyla buluşup, hasret gidereceğim...
Acaba,hısım,akraba ve eski komşular,yıllar sonra yabancılık hissi yaratır mı.Beni tanıyan ve anımsayan çıkar mı. Bilemem. Ama hiç tanımadığım bazı insanlar da bana çok yakın ve sıcak kanlı gelebilir kanısındayım.
Hele ki, bir isim var dikkatimden kaçmayan...
Kültür ve eğitim alanında başarılarınla, düşünce ve fikirlerinle hayranlık duyduğum birisi.
Onu yazıma konuk, başıma taç ettim ve bahsetmeyi vazife bildim. Mutlaka,onu bilenler vardır ve eminim benimle aynı düşünce sahibidir.
Geçenlerde, Memleketimizde tertiplenen Ana Dili etkinliklerinde kendisi isyan bayrağı açtı.
Sözde siyasilerin haddini bildirdi.
Sitem ve öfke dolu sözlerle Türk halkına seslendi;
"Türk halkım,işsiz,ilgi görmeyen,bir lokma ekmek için artık çıkış yolu bulamayan,20 yıldan fazla umutla yaşayan Türk halkım..."
Nurten Remzi'nin bu yürekler sızlatan haykırış ve çığlıklar.
Etkilenmedim, heyecanlamadım dersem, yalan olur.
Şahsen hiç tanışmamış olmamıza rağmen, sosyal medya ortamından tanıdığım ve izlediğim kadarı ile Nurten Remzi ismini, Türk kimliği ve kültürüne, Türkçe dilimize imzasını başarıyla atmış bir şahsiyet olarak her yerde yazabilirim...
Zamanında bir dergide Nurten'in "Deli Ormanın delisi" yazısına denk gelmiştim. İtirazım var;
Ağaçlarının deli olduğu bir yerin; insanları ancak akıllı olabilir...
Mehmet Efendi'den Türk kahvesi götüreceğim ona.Belki kum ocağında bana bir kaymaklı kahve pişirir...

 Asiye Umut

5 коментара:

Анонимен каза...

del'ormanin delileri guzel yazilar yaziyorlar ama yabancilik hissi konusunda haksiz soyle ki insanlar hayvanlardan daha beter cunku bunu hristiyanlar da kabul ediyor muslumanlar da. bir adam taniyorum 15 yil kopek besliyor bir defa olsun kopegi bos disari birakmadi gezinsin filan diye 15 yil hayvancagiz bagli hayat suruyor //evi bile yok kopegin - yemek dersen 4 gunde sadece bir defa -- bu adam sizce isanmi

Анонимен каза...

SOUK INSANLAR , YANI KAPALI , MISAFIR PERVERLIKTEN HALDEN HABERLERI YOK

Анонимен каза...

Bırakın şu ana dili hikayesini türkçe öğretmenlerin bile çocukları türkçe okumuyor siz hangi dilden bahsediyorsunuz, sorun bakalım Kırcaalili Harun Bekirin çocuğu türkçe ders görmüş mü ha s-r...

ALEM каза...

"DELİ ORMANIN AKILLISI"LARINI TANIMAYANLAR BÖYLE SAÇMA SAÇMA YAZILAR YAZMAKLA KENDİLERİNİ KÜÇÜK DÜŞÜRÜR.
KENDİ DÜŞÜNCE, SOĞUKLUK, KAPALILIK, DARGÖRÜŞ VE DAVRANIŞLARINI, TANIMADIKLARI ÖRNEK İNSANLARA YÖNLENDİRİR

Анонимен каза...

Eyyyyyyyyyy akıllılar, sorun filan filancıya çocuğu ana dili okuyor mu eyyyyyyyyy gaflet içinde insan sen nasıl bu yazıyı yazarsın? Her çocuk bir saat ne olursa olsun kırmaya bakar ben de zamanda ara sıra Türkçe dersinden kırardım.
Zorunlu olduğundan dolayı kırmanın cezasını alırdım.
Hangi ders zorunlu olursa olsun çocuklar sorumluluğunu bilerek derse giriyorlar.
Bulgaristan'da sorun ZORUNLU ana dil eğitimi eyyyyyy gaflet içindekiler.
HÖH/DPS yönetimi Bulgar'a hizmet ettiğinden dolayı ana dile zorunluluğu getirmek istemiyorlar.
Eğer parlamentoda başaramıyorlarsa açlık grevine başlasınlar bütün Türk halkı onlara destek verecekler eyyyyyyyy gaflet içinde olanlar.

Публикуване на коментар

Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.