Zengin deneyimden doğan bu politik eser, HÖH beyin
merkezinde yıllarca çalıştıktan sonra kaleme alınmıştır. Yazar, Bulgar milli
bilinçten söz ederken, XX. y.y. da Bulgar halkına çok yara açan milliyetçi
hortlamaları, zamanı dolmuş değer yargıları kıstasıyla sunuyor. Demokratik
toplumda karşılıklı hoşgörü kültürünün galip gelmesi zorunlunu sanki göremiyor.
Avrupa Birliği'ni de, tüm farklılıklara yaşam hakkı tanıyan yeni bir medeniyet
olarak algılamıyor. Kuşkusuz, ana fikirleri HÖH merkezindeki gözlemleri
esnasında oluşan bu eserde, Hak ve Özgürlükler Hareketi akıl hocalarının ideolojik yetersizlik içinde bocaladığı, daha
doğrusu tosladıkları ortaya çıkıyor.
Yapıtta,
azınlıklarıyla yaşayan ülkelerde ulusal sorunların başarılı çözümü
örneklenmiyor. Başka bir değişle "ulusal
bütünlük tasarımına azınlık ve etnik halk topluluklarının öz hakları tanımadan
çözüm aranması" yeğleniyor. "Bir
AB üyesi olan Bulgaristan'da Anayasa
etnik ve azınlık haklarının tanınmasına günümüzde de kapalıdır. Hak edilen
adalet, demokratik toplum düzenine rağmen, Bulgarlar dışındaki etnesitelere
tanınmıyor. HÖH Merkez Konseyi'nde çalışmış bir hukukçu aydının idesel politik
açıdan bu düşüncede olması düşündürücüdür. Olayın da parlak açılması açısından
Yapov, Bulgaristan'da Türklük ve Müslümanlık konusunu ele alırken Başkan A.
Doğan'ı bir yarasaya benzetse çok iyi olurdu.
Yarasa Ahmet, DS ve KGB çıkarlarını zifiri karanlıkta bile görürken, Türk azınlığın, Pomakların ve
Müslüman Çingenelerin, işsizlerin, açların,
dilenciler ordusu problemlerine sanki sabah güneş doğunca bakıyor.
Bilirsiniz, Yarasa hava ağırınca karşısındaki dağı bile göremez. Aynı örnek
Bulgar milli menfaatleri için de söylenebilir.
Eserde,
ana sima, Ahmet Doğan'dır. Yazar şeytanın DS ve KGB maskesini indirmeye
çalışıyor. Olay bir tiyatro oyunu gibi sahnelenmiş. 3 perdelik bu
oyun.
Birinci
perde: HÖH lideri DS ve KGB tarafından eğitilip kalıplanıyor. Ne
için mi? DS gayretleriyle Bulgar Bilimler Akademisi'ne Felsefe doktoru olarak
atanmış bir "aydın", yine aynı kurumun hesaplarında Federal Almanya
ya da Birleşi Amerika'ya gönderilip daha sonra T.C.'ye yönlendirilecek. Bu iş
için gerekli olduğu sanılan ek eğitim hapislik yıllarında cezaevi dışında kurslarla veriliyor. Ne ki, bu kurslarla
ilgili A.Doğan dosyalarında geniş bilgi yok. Hapiste İngilizce öğreniyor. Almanca okuduğu iddia ediliyor.
Oysa, A.Doğan'la 1990'daki temaslarımla onun Almanca iki söz bilmediğini tespit
ettim. Türk dili eğitimi aldığı anlatılıyor ama yine 1990 Haziranında liderin
Kırcali'de Türk TV ekiplerine verdiği ilk demeçlerde, Türkçe gramer kurallarına
uygun tek tümce kuramadığı herkesi şaşırtı, "Kim bu?" "Ne
oluyor!" diyenler oldu!
Okurda
soru doğuran şöyle bir problem var. "Seçilen kişi neden Ahmet!"
"Yani askerde DS -Ajanı olan birtek Ahmet mi?" "Ahmedin en çok
insanı ele verdiği ve en fazla can yaktığı doğru olabilir mi?" Bu ölçüt
belki DS ajanlığından yarar sağlamada işe yarayabilir, ama KGB bu kıstasları dikkate
alır mı? Okuduğumuz kriminal, casusluk, köstebeklik kitaplarından birikimlerde
KGB "kişiliksiz", "soysuz", "benliksiz"
"bohem" gibi enteller arar. Ahmette bu vasıflar var mı? Ahmet
İsmailov Ahmedov ana tarafından Kırım Tatarı bir soydan geliyor.
Kırım Tatar atlılar Birinci Viyena
Kuşatması'nda Osmanlıya ihanet etmiş, İkinci Dünya Savaşı'nda ise Hitlere Ordu
vermişlerdir. Demek oluyor ki, Moskova açısından "dönek" bir
millettirler.Baba tarafından Varna şoparı soyundan gelen Ahmet, Çingene
çizgilerini yüzünde ve gözünde taşıyor. Bunlar onun benliksizliğin en belirgin
özüdür. Yazar onu çok izlemiş olacak ki, defalarca "vicdansız" ve
"merhametsiz" demekten geri durmuyor.
Aralarında kişisel birşey geçtiğine inanmak istemiyorum. Olay kişisel
olmaktan çok uzaktır. Yani, DS'nin A. İ. Ahmedov'u köstebek olarak
seçerken müzevirliğe yatkın olması,
gen soy özellikleri, yetersizliği yeterli olabilirken, KGB'nin A. Doğan'ı kabul etmesinin temelinde
yalnız "hain" karatkterli olması yeterli olmuş olabilir mi???
Yazarın,
kitabın adına "ŞEYTAN" demesi de ilginç. Hem de DS ve KGB kötü adamı
anlamında... Şeytan demekle kötü adam demek
istiyor belli... Tabii bizi ilgilendiren, A. Doğan'ın Türklüğe,
Bulgaristan Müslümanlarına, İslam dinine yaptığı kötülükler mi, hepimizi
süründürmesi mi daha büyük kötülüktür yoksa Bulgar devletini soyması, Bulgar
halk nimetlerini Rusyaya peşkeş çekmesi ve AB fonlarından alabildiğine çalması
mı? Yazar bu soruları sorarken, birinci bölümdeki acı ve çekilere değinmiyor. O
da yarasa bakışlı. Türkleri ve Türklüğü göremiyor...
Yazarı
"Uikent" gazetesindeki haftalık yazıları ve kitapları dışında
tanımadığımızdan dolayı "Demon" – "Şeytan" – "Kötü
Adam" derken, tam neyi tarif etmek istediğini anlamak pek kolay değil.
İkinci ve üçüncü sahnede "Şeytan"ı iplerini çekerek oynatan
KGB'dir. Bu ouunda okuru çok etkileyen
bir çığlık var: Şeytan'ın iplerini çeken onu Bulgaristan Türklerine ve
Müslümanlarına karşı dolaysız kötülük, direk saldırıdan alı koyuyor. Bütün
kötülükler "hiç birşey yapmamaktan", "çocuklarımıza ana
dilimizi kültürümüzü öğretememe acısından", "tarımı
geliştirmemeden" "kimseye iş göstermeyerek" "insanlarımızı
bezdirerek" ,"sosyal yardımları geciktirerek" "her iş için
her kesten rüşfet talep edilerek", "insanımızı seçimden seçime büyük
büyük vaatlerle yalandırarak" "boşu boşına oyalayıp bekleterek",
"beklerken bayıltarak" v.b.
v.b. Yöntemler uygulanıyor.
Bunlar hep demokrasi koşullarında olduğundan, yazar Bulgaristan yönetimine
HÖH şahsında Türklerin de katılımından gocunduğunu gizlemiyor, bir de aynı
zamanda A. Doğan'a Bulgar Milli
Menfaatleri açısından "hain" demekten geri durmuyor, fakat
"hain" nitelemesini onun Bulgaristanda Türklüğe, Türk kültürüne,
İslam medeniyetine ihaneti için de geçerli olduğunu vurgulamıyor.
Tabii,
A. Doğan zamanında zengin olan Türk, Pomak, Çingene yok mu sorusu halkıdır?
Var, öyleleri de var. Bazı milletvekilleri, 10-15 çingene baron bunlar
arasındadır. Onlar A.Doğan kasasına parayı torbayle taşıyanlarındandır.
8 коментара:
SEN bir buçuk metre boyunla saçmalıklarını kes artık.
Çok değerli bir araştırma.
Tercümesinini seçmenlerimize sunulması çok isabetlidir.
Yapov sağdır ve kitabı Bulgaristan'da her yerde satılıyor. İsteyen alıp otijinalini okuyabilir.
Çok derin bir araştırma sonucu kale alınmış.
Kanımca dahafazla Bulgar okura hitap ediyor.
Adam öyle bir çalışıyo ki yazılarını bile başkalarına yazdırıyo..
bu yazıların altına imza atmak önemlidir arkadas ben kendisini kutluyorum ve taktır edıyorum
За имаш бъдеще в ДПС трябва да си бил доносник на ДС и да се кланяш на баш доносника Доган.По добре с Касим Дал, отколкото с гнусния Доган и пасмината от доносници около него.Само НПСД !
Rafet bey görüşlerin iyi hoş da bu millete bir yol haritası ne zaman çizeceksiniz. Sadece eleştiriyorsunuz. Alternatif sunun da görelim. Yeterin artık, havan su dövmelerle bu işler yürümez. Bu halk bir beklenti içinde, bir arayış içinde fakat çözüm öneren yok. Ajanlarla bu iş olmayacağını beşik tekiler de anladı, fakat yok çare.
Bu kadar bılgıyı nereden alıyorsun rafet bey bıze de soyle bızde orenelım
yoksa sadece ajanlara mı verılıyor bunlar
Mestanlili göcmen
Halkimiz artik cok iyi bilmelidir ki,halkimiza yillarca kan kusturan hainlere dur demeyi.
23 yildan beri halkimiz icin bu seytanlar hainler hic bisey yapmadilar.
Dahada geriye gidersek,1985-1989 yillari arasi bize bu ayni kisiler kan kusturdular,biz e keci sakalli halk hainini ve halk dusmani PAVELi ve yanindakinlerini cok iyi taniyanlardaniz.
ANAMIZI AGLATTILAR KOMUNISMA DÖNEMINDE BIZE TURK HALKINA YAPMADIKLARINI BRAKMADILAR,bugunde cikmislar prefsizler halya oy istemeye devam ediyorlar.
Uyan halkim uyan artik bunlara oy asla vermeyín,yoksa sizleri bizleri sömurmeye devam edeceklerdir buna emin olunuz.
Bu hainler koltuk altinda papka gezdirmeyi ve halkini spionlamayi yillardir cok iyi bilmistir ve bilmektedirler.
OYUMUZU ARTIK TOPLUCA KORMAN ISMAILOV VE KASIM DAL VE ARKADASLARINA VERELIM VE KONUDA BIRLESELIM VE GUCLU BIR SEKILDE ILERLEYELIM BÖLUNMEDEN.
Bu 23 yil icinde halki icin bisey yapmayan ve halkini satan hainler helbet bir gun elimize dusecek,helbet bir gun anavatanda ve avrupada onlarla karsilasacagiz ozaman önlerine bir kova su koyup o sudan icerken nasil bogulacaklarini biz iyi biliriz,koltuk icin susamis o halk dusmanlarinin.
Bu 23 yillik DPS partisi icinde sadece hainler,ajanlar,gecmisi kirli insanlar,orospu kari satin alan kisiler,bir biriyle dusup kalkan kisiler,halkimizin sirtindan zenginlesen kisiler,dahada önemlisi halkimizi sömuren ve fakirlestiren kisiler yer almaktadir.
Oyunuzu ve desteginizi bu seytan partisi ve ajanlarin ve halk hainleri partisine asil vermeyin, cunku biizlerin halkimiz icin baslatiigimiz mucadelemizde catlaklar yaratirsiniz.
Bizler Kasim Dali ve arkadaslarini desteklerken ,sizler ve degerli halkimiz icin yapiyoruz.
Temizlik ve temizlik isitiyoruz,halkimizi artik ajanlara ve halk hainlerine sömurtturmiycaz,artik kolayca tertemiz olan genclerimiz halkimiz gelecek o devlet isyerlerine,ve artik halkimiz yararlanacak o avrupdan gelen fonlarda ,bunlari HAINLERE ARTIK YEDIRTMIYCAZ.
YEDILER YEDILER artik kusma zamani geldi,bunuda bir yere yazin ki biz hesap sormaya devam edecegiz halk dusmanlarindan.
Asla köy kmetlerine ve belediye ve kmet calisanlarina guvenerek oylarinizi o hainlere vermeyin,göruyorsunuz o görevlerde ve balli devlet is yerlerinde sadece bu hainler,akrabalari ,kendi cocuklari calismakta ,Tertemiz gencligimizden halkimizdan hic bir insanimiza bu hainler is ve görev vermemistir.
ARTIK DUR DEMENIN ZAMANI GELDI VE DUR DIYORUZ TEMIZLIK DIYORUZ VE UNUTMAYIN SUNUDA KI O KECI SAKALLI AJAN PAVELIN PESINDEN GITMEYIN BUNLAR BIZIM HAYATIMIZI KARARTTI YILLAR ÖNCE ,O GUNDENDE BUGUNE KADAR.
YASASIN MUCADELEMIZ,BASARACAGIZ VE BUNLARDAN KANUN ÖNUNDEDE HESAP SORACAGIZ VE SORMAKTANDA VAZGECMEYECEGIZ.
Biz Mestanlilar olarak böyle dusunuyoruz ve davamiza devam edecegiz bunlar yok olup gidene kadar,bunlari yok edene kadar.
Saygilar halkimiza
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.