- Bundan 30 yıl önce, 26 aralık, tarihimizde en soğuk ve bir
o kadar da karanlık bir gün olarak kalacak. Bir köy meydanında, annesinin
kucağında tanklara karşı ismini savunan masum ve günahsız bir bebek – adı
Türkan. O, çok acımasız bir şekilde kurşunlandı ve bizim özgürlüğümüz için
şehit düştü. Bu Türk yavrusunun tek suçu Türk olmaktı.
Evet, Türklüğümüz uğruna nice kahramanlık destanları yazıldı
Kırcaali' de, Tuna' da, Deliorman'da ve bütün Balkan coğrafyasında, çünkü bir
başkadır Balkanlar'da Türk doğmak ve gerçek bir Türk gibi yaşayabilmek. Ne
kadar da zor olsa bunu anlatmak, yazmak ve çizmek gerek. Her Balkan ve Anadolu
Türkü, sembolleşmiş Türkan Bebeğin trajedisini öğrenmeli ve bilmeli. Tarih
boyunca, Türklüğünden asla ödün vermeyen, gururlu ve şanlı Bulgaristan Türkünün
yaşadığı ızdıraplar unutulmamalı.
Bu gün 30 yaşından küçük olan genç kuşaklarımız bunları bilmeli ve çocuklarınıza bu
yaşanmış gerçek Türkan Bebek hikayesini
anlatın! Daha nice şehit ve
gazilerimizin öykülerini de öğrenelim ve unutmayalım! Gurur ve şeref
duysun herkes bizim kahramanlarımızla. Bilenler bilmeyenlere anlatsınlar. Nice
kitaplar ve destanlar yazılsın. Bir de şu bilinsin;
- Dini inancın en temizini ve yücesini, gönüllerde muhafaza
edebilenleri ve bunu gösterişten uzak tutabilenleri, ruhu ve kanı ay yıldızlı
olanları her zaman Balkanlar topraklarında ve Balkan kökenli göçmenler arasında
bulabilirsiniz. Ve nasıl, Fatih Sultan Mehmet ile gurur duyabiliyorsak, bir o
kadar da Mustafa Kemal Paşa'ya sevdalıdır çilekeş Balkan insanımız. Kolay
değildir Balkanlar'da Türk olmak!
Rafet Ali,
Kırcaali
0 коментара:
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.