Kendimizi sürekli yenilemeli ve her alanda
eğitmeliyiz!
12 Mayıs 2013
parlamento seçimlerinin yaklaşırken "Siz Bulgar Partilerine Neden Oy
Vermiyor sunuz?" sorusu aktüel oldu? Bu sorunun cevabında etnik politika,
milliyetçilik hatta ırkçılık arayanlar var. Bizde adettendir. Bulgarlar kendine
böyle bir soru sormaz. Devletse "etnik politikadan" korkar. Bulgar
Partileri, oy kaybetme endişesiyle 23 yıldan beri Hak ve Özgürlükler
Hareketiyle seçim koalisyonu kurmadı, ortak propaganda yapmadı, ortak aday
yükseltmediler. Böylece seçimlerde Türk, Rom ve Pomak kökenli, dini İslam olan
seçmen kendi başına kaldı, ötekilendi, kapsüllendi, büzülmeye zorlandı.
Bulgaristan
parlamento seçimlerinde Müslüman Türkler, Pomaklar ve Romlar 23 yıldan beri
oylarını öncelikle Hak ve Özgürlükler Hareketine verdiler. Dört yıl önce
yapılan, 41. genel meclis seçimlerinde Güney Doğu Rodoplar'da ve Deliorman'da
Müslüman oylarında belirli bir bölünme oldu ve GERB partisine oy kaydı. GERB'e
verilen oylarla Vejdi Raşidov Kırcali Milletvekili seçildi. Bu, Bulgar
partidsine verilen oylarla seçilmesine ilk örnek değildi. 1997'de Güner Tahir de
Deliorman yöresinde İvan Kostovun partisine Deliorman yöresinde verilen oylarla
Razgrad mebusu seçilmişti.
Şimdiki erken
seçimler bu bakıma daha zengin örnekler sunmaları gerekirdi?
Yukarıdaki 2 örnek
tipik değildir. Bulgar partilerin Bulgaristan Türkleri'nden oy almakta
zorlanması birkaç nedene dayanır.
1.
Bulgar partiler Müslüman oylarını almak için iyi hazırlık görmüyor, Müslümanlar
arasında çalışmıyor. GERB ve BSP'nin bile karma bölgelerdeki örgüt ve büro
sayısı, oy potansiyelini kucaklamaya yeterli değil. Bu iki parti il ve ilçe
merkezlerinde kalmış, karma köylere inememiş, BSP Müslüman problemlerini tamamen
HÖH elitine bırakmış ve genelde ilgisizdir.
Daha önce
Demokratik Güçler Birliği (DGB) ve II. Simeon partsi de farklı çalışmadı.
Üstelik bazı Bulgar partileri Karma Bölgeler sorunlarına asla değinmiyor.
Programlarına bile almıyorlar. "Ataka" gibi milliyetçi Bulgar
partileri ise, propaganda çalışmalarını HÖH, Türk ve Türkiye düşmanlığına
dayandırıyor. "Yeni Osmanlı" yayılmacılığı korkusu saçıyorlar. Bu
politikayı ulusal çapta destekleyen partilerden biri de Makedonya İç Devrim
Örgürü (VMRO) partisidir. Bu partiler Türk ve Pomak yöresinden oy alamadığı
gibi ötekileniyor. Oysa ülkemizdeki ana politik partilerin her oy için mücadele
ederek, farklı görüş açısıyla tüm halkı kucaklamaya çalışması yararlı olur.
Seçmeni uyandırır. Ülke ve dünya sorunlarla daha yakın haşır neşir olmasını
sağlar. Herkesin seçimde özgür olmasına daha esaslı ve geniş olanak sunar.
Seçimi yapan insanlardır. Seçimde herkes oyuyla eşittir. Ülkemizde ekonomik,
sosyal ve kültürel değişiklikleri yapan ve yapacak olan da insanlardır. Bu
bakıma sandık başındaki eşitlik, demokratik ortamdaki yenilenmede güç kaynağı
olabilir. Ulusal sorunlar ulusal güçlerin ortaklaşmasıyla ve beraberliğiyle
çözülür.
2.
23 yldan beri Bulgaristan'da gizli seçim önü sözleşmeleri etkisini
gösterdi. Bazı Bulgar parti liderlerinin karma nufüs yaşayan merkezleri
uğramaması dikkati çekti. Birçok yerde tüm işler, örgütlenme ve yönetim Hak ve
Özgürlükler Hareketi'ne (HÖH-DPS) bırakıldı, Ahmet Doğan egemenliği kuruldu.
Türk ve Pomak köylerinde Rom mahallerine korku psikolojisi yerleşti. "Biz
ne dersek o olacak!" dendiği duyuldu.
Sonuçların gizli
kuvvetlerce belirlendiği gözleniyor. HÖH elitinin "seçkin insan"
egosiyle halktan kopması, seçmenden uzaklaşması, problemlere yüz çevirmesi,
sorunlara perde ardından müdahale edilmesi halk iktidarı anlamına gelen
"demokrasi"nin öz ve anlamını, uygulanışını çarpıttı. Demotikleşme
kurallarını bozuldu. "Plis devleti" sözleri her geçen günle
daha sık duyulmaya başlandı. Sonunda iktidar düştü. Erken seçime gidiyoruz. Tüm
bu "sen ben", "senin benim" didişmeleri, Doğancıların
olaylara otoriter yaklaşımı ve baskı yönlemlerine başvurması adalete ve
eşitliğe inancı yaraladı, söndürdü. Bütün Bulgaristan hepimizin, hepimiz de
Bulgaristan'ın mantığı yerleştirilemedi. ŞİMDİ SANKİ HEM BERABERİZ, HEM DE
AYRIYIZ.
Demokrasi yolunda
sanki alabildiğine özgür ve eşit değiliz. Bu yüzden insanlarımız kendi içine
çekiliyor, beraberliği ancak kendi aralarında arıyorlar. Düşünsel ürünlerin,
ulusal hedeflerin herkesin anlayabileceği bir dille geniş yığınlara
indirimemesi kaynaşmamıza başka bir engeldir.
3.
Bulgar partileri Türkiye'de ve Batı Avrupa ülkelerindeki soydaşlarımız arasına
da inmedi, inmiyor, bürolar açmıyor, seçim önü aydınlatma çalışmalarına önem vermiyor
ve sonuç belirleyici etkin propaganda etkinliklerinde bulunmuyorlar. Tüm
etkileşim TV kanallarına bırakılmış durumdadır.
Bir şairin dediği
gibi "insan esirliği memleketine, millet esirliği de yeryüzüne sığmaz
oldu!"
Son genel
parlamento seçimlerinde dış ülkelerden, Türkiye'deki soydaşlarımızdan, Batı
Avrupa ülkelerindeki işçilerimizden, üniversite öğrencilerinden, okyanus ve
denizlerdeki denizcilerimizden 150 binden fazla oy geldi. Her 10
milletvekilinden birini onların oyları seçti. Anket yapsak ve sorsak kimin
kimi seçtiği belli değil. Seçmenler, hiç olmazsa, problemlerinin çözümünü,
Vatan kaderini, yasama adaletini, politik dürüstlüğü kimlere havale ettiğini
bilseler, ne iyi olurdu, değil mi!
Buna karşın,
yıllardan beri özellikle Türkiye'de ve KKTC'nde yaşayan ve çalışan
soydaşlarımızın oylarının, onlar için parmağını kımırdatmayan Doğancı elite
hediye edilmesi, Bulgaristan Müslüman azınlığı için çok kötü bir gelenek, vurdumduymazlık,
politik cahillik, beceriksizlik ve etkisizlik gibi sonuçlar doğur, politikayı
anlamsızlaştırdı.
Bu yıllarda soydaş
oylarıyla parlamenter olmanın keyfini çıkaran Doğancılar Bulgaristan'da yaşayan
ve yıldan yıla yoksullaşan ve sefilleşen kardeşlerimiz üzerinde politik,
ekonomik, kültürel egemenlik kurarak, onları hayatın her dalında sıfırladılar.
4.
Bulgar partilerine neden oy vermiyoruz? Bir defa onlar bize kendilerini
anlatamadı, programlarını açmadı, köy ve kentlerimizden uza kaldı, samimi
yaklaşımı bulamadılar. Tabii aranızdan "Bize etmedikleri mi
kaldı?"; başkaları "Kültür birliğimiz yok!", üçüncü
bir grup ise,
"Bir dilden
bir dinden değiliz!", başkaları da "Bütün dünya milletleri bir
gün aşağı yukarı akraba olsalar da, olmaz, çünkü onlardan çok çektik!"v.b,
Yanıtları işitmek mümkün olabilir.
Düşmanlık besleyen
bir halk topluluğu olmadığımızdan dolayı, beyinlerin ana özelliklerinden biri
unutmak ve boş vermek olduğu için, bize dönük çalışsalar belki olabilir, güven
ve gönül meselesidir, tavırımız değişebilir, ama onlarda da çok yonga var, hep
beklediler, sanki borcumuz var, bizim, sizin, hepimizin oyunu aramadılar. O
kadar çok negatif yüklemeden sonra belki de yüzleri yok, olabilir ama biz neden
aramadık onları?
Onlar, bu
seçimlerde de aramıyor bizi. Neden mi? Bulgarların kendilerine oy vermeyeceğinden
korkuyorlar. Tek doğru cevap bu olabilir mi? Üzerinde yoğun çalışılsa belki bir
ara yol, tunelde ışık bulunur. Eski komşuluk kapıları yeniden açılır ve
gicirdayıp rahat etmesin diye eski menteşeler yağlanabilir.
Son seçimde oy
kullanan ve 12 Mayıs günü ikinci kez sandık başına gidecek yeni bir soydaş
kuşağı yetişti. Bu kuşak Bulgar partilerini hiç tanımıyor. Onlar tarihi sadece
yaşlıların anlatıklarından ve kitaplardan biliyor. Yenileşen ve değişim yoluna
açılan Bulgaristanı sadece hayal ediyorlar. Büyük bir kısmı Bulgaristan
Üniversitelerinde öğrenim gören veya alan çağdaş anlamda aydın, iyi eğitimli bu
gençlik milliyetçidir, ama asla şöven ve irkçı değildir. Gençlerimizin marjinal
yani aşırı uçlardan olduğunu söylemek asla mümkün değildir. Onların özgürlük
sevgisi, atalarının vatanına olan sonsuz sevgi, yaşayan özlemler yeni bir
medeniyet kurma ruhunu doğurdu. Farklılıkların bütünlüğünü aydınlığa, uygarlığa
ve refaha taşıyan güçlü bir ruh kanatlanıyor. 12 Mayısta seçimlerinde doğru oy
kullanıp demokratik ruhun güçlenmesine yardımcı olabilenlere ne mutlu...
Rafet Ulutürk
8 коментара:
Çok net tespitler
tebrıkler
elinize sağlık
DS ajanlarina artik oy yok ! Bizim partimiz NPSD-6 numara !
sen sayın rafet ulutürk günerden yana iken ajan günerden vazgeçtin.. aslında iyi yaptın ..şimdi sana daha çok saygı duyuyoruz senbhalktan yana ol ...sen erdoğandan yana ol... sen bgtürklerini savun...onlardan ol... onların sırasında yer al - o zmana biz seninleyiz.. halk seninle bunu BİL...
Bunlar hepsi AKP ci neresini sevıyorsunuz
bunlar dıncıler bunlardan uzak durun
HÖH hepinizin işinizi bitirecek
Kasim -Rafet hadi uradan
burdan cekın ellerınızı
Artik bas ajai Dogan-agent Angelov, agent Sergey, agent Savayi cezalandirma zamani geldi ! Oy pusulamiz NPSD- 6 numamara !
NPSD partili arkadaslar koylere inin ve ev ev dolasin insanlar bilmiyor,Korman Ismailov arkadasimiz genc ve Turkiye onu destekledigini anlatin.Bu gunlerde DPS ajanlari bir kart koyun kesip yine cahil halki aldatmaya calisiyor.
DPS Türk partisi ya sızler BULGARlarla beraber
yanı bunu kıme yutturmayı dusunuyorsunuz
HAYDE BASKA KAPIYA siz bu mılleti aptal mı zannetınız gecin bunları
PARUSUTLA BIZE VEKIL GEREKMEZ
BİZ KIRCALLI ISTERIZ KIRCALLI
LUTVI SALIHA GIBI
DPS bulgarlarla ortak koalisyon yaparken yemediği bok kalmadı - komunistlerle bile ortak oldular sen nerede bulunuyordun o zaman x-1523B galaksisinde mi
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.