TANE TANE DÜŞÜNCELER VE SÖYLENCELER...

İkide bir "Türkiye, Bulgaristan’da yaşayan Türk ve Müslümanlarla yeterince ilgilenmiyor" diye sözler işitiliyor da, oysa Türkiye Cumhuriyeti şehirlerinde, köylerde ve mezralarda, hatta herhangi bir köşesinde bir Balkan göçmeni, şöyle balkanca bir boy pos arzı endam buyursa, hemencecik yanıbaşında, peşinde, sağında ve solunda onu tane tane düşünenler bulunur.

Hatta sadece onu değil, zoraki bir göçle terkettiği topraklarda bıraktığı akrabalarını da düşünenler bulunur.

Gecesini gündüzünü onların mutluluğu uğruna seferber etmiş şu Sivil Toplum Örgütleri zincirinde türlü türlü güzelim otantik adlarla sayıları binleri aşan göçmen dernekleri bulunur...

Fedarasyonlar var, konfedarasyonlar var... Var da var.. Bayram olur, seyran olur o derneklerin muteber temsilcileri giderler, giderler Tuna boylarına,Rodoplar’a, yıldızlı mı yıldızsız mı otellerde ağırlanıp uğurlanırlar...

Boy boy, bol bol resimler internet sayfalarına neşeli göçebe kuşları gibi konar, kurbanlar kesilir,çiftetelli halk oyunları oynanır, nutuklar çekilir, demeçler verilir...

Amma diyorsunuz, ama diyeceksiniz Bulgaristan'da okullarda Türk çocuklarının bu demokrasi havasında şurada çeyrek asırdır neden anadilde Türkçe eğitim görmediği, göremediği tartışılmaz, işsizlik ve yoksulluk sorunları dile gelmez, milyonlarca gencin gurbette ekmek peşinde koşuşturduğu irdelenmez, daha da Bulgaristan dünya sıralamasında ölüm oranlarında ön sıralarda, doğumlarda sonuncu sıralarda olduğu anlatılmaz.

Bulgaristan Türklerinin Ulusal Azınlık durumu konu edilmez, Türkçe TV, Türkçe kitap, dergi, gazete neşriyatı, Türkçe radyo yayınları yokluğu bilinmez...

Ve varsa yoksa, bir gül gülüstanlık havasında ne çok milletvekili çıkardık vallahi, vay ne çok muhtarlık kazandık , hükümatlara ortak olduk yahu, gibi bilinen söylenceler havasında ne çok bilinmezler varmış meğer...

Yorum; Galip SERTEL

Fotograf; İsmail İbrahim KOCAÖMER