Önce sadık kültür işçilerine haber saldılar,
muhalifler zaten davet edilemezdi,
bu açıkça küfür yemek olurdu.
Sonra, Rusçu'a birkaç küçük adam gönderildi,
toplu akşam yemeğine, o da gelir salvosu sallandı.
Bu, programa bile yazıldı ama boşuna teyit beklendi.
Akıncı atalarımızın at suladığı Tuna boyunda,
dört gözle beklenirken, altın kaplamalı av tüfeğini kaptığı gibi,
kendini Arda boylarındaki özel avlama bölgesinde buldu.
Kim takar sizin kültürünüzü ve eğitiminizi be?
Kırcaali'nin yerel medyasında bol bol övgüler,
güya burnunun dibini zor gören diopterli
üç kurt yavrusunu telef etmiş...
Sahaya gönderilen medyanın av tazıları,
altın kaplamalı tüfekten çıkan bum, bum, buuum seslerini
kayıt etmişler ama domuzvari enseli koca kafalı korumaların
ve eski polis şefi Şeremet'in keskin nişanları hedeflere saplanmış.
Türkoğlundan Türkü koruyan ve bölen, ülkemizin bu koruma ordusunun
tek çabası, herhalde küçük kurt yavruları tarafından,
bu ürkek ve acemi nişancının, "Mestanlı kebabı" yerine
yenmemesine yöneliktir.
Böylece libidosunu tatmin etmiş bizim ufaklık.
Ertesi gün, Müzekki, Ayten ve İlhan' ın (İsmail'in, Samsun'a
gönderilmesi bayağı manidar) özel av kopayları "özgürce"
methiyeler döktürdü bu şaşkın avcının,
önüne geleni yere serpen dom dom kurşunları için...
Yılın "gazetecilik olayı" birkaç gün manşetlerden hiç inmedi.
Üç kurt eniği kellesi, mesaj olarak, hemen Drındar'a postalandı.
Tabi ki, kelle kargosu için haber yazılmadı, yazılamazdı zaten.
Üç zavallı ve aç kurt yavrusunun, bir hiç uğruna telef edilmesi,
avcı başının tantanalı düğününü bile gölgede bıraktı.
Kurt Avcısı, özel emir buyurmuştu ve Kırcaali'nin "özgür ve onurlu"
medyası o düğün ve dernek için tek satır bile yaz(a)madı.
Acaba kimden ve neden korkuyordu bu gaytan bıyıklı?
Okuyucular;
ne şatafatlı düğün giderini öğrenebildi,
ne maharetli Akif başkanın azledilme sebeplerini,
ne belediye önünde susturulan protestocuları,
ne Arpezos yakınındaki arsa spekülasyonunu,
ne "kudretli" Raif Paşa'nın karıştırdığı meclis bulamacını,
ne kreş çocuklarına zorunlu verilen domuz etini,
ne cami avlusunda derebeylerin siyasi şovlarını,
ne...
Gözü kapalı at arabası misali bizim yerel medya.
Sofya'nın külhanbeyi kesilen siyasetçi bozuntuları gibi.
Bunca derdi ve gamı, bunca yolsuzluğu görmez,
ama Kurt Avcısı'nın,"devirdiği" leşlerin arkasında verdiği
kahramanlık pozunu anıtlaştırmaya koşar adım gider...
Günün birinde başka bir hayvan ve insan avcısı da vardı.
Şimdi ise mezar taşı bile kırık dökük...
Kurt Avcısı da bir tek yatak odasının duvarına gerdiği,
pis kokulu tuzlanmış kurt eniği derileriyle anılacak,
çünkü kurttan post, siyasetçiden dost olmaz!
Haftaya tilki avına çıkıyoruz! Belki, Boyko tilkisi bile avlanır!
Kim takar sizin kültürünüze be?
Mümin TOPÇU
неделя, 13 декември 2015 г.
Абонамент за:
Коментари за публикацията (Atom)
0 коментара:
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.