Kültür alanda emek sarf edenlerin bir kısmı Rusçukta toplantı yaptı. Sonuç bildirgesine bakılırsa, yakın zamanda kültür derneklerimizi bir çatı altında göreceğiz. Sevindirici bir haber. Bu şekilde bir nebze de olsa başıboşluktan kurtuluruz.
Şahsen beni başka bir husus endişelendirmekte. Bu da, kültürümüze siyaseti bulaştırma çabası.
Rusçuk’taki toplantı, Brüksel’den gelen İlhan Küçük’ün himayesi altında gerçekleşti. Başka DPS liderleri ve aktivistleri de katıldı, ayrıca çeşitli dernek üyesi katılımcılar da aynı siyasi görüş sahibiydi. Şimdi düşünmeden edemiyoruz, acaba bizim Anadolu kökenli Türk kültürümüz, Brüksel istikametine doğru eksen kayması mı yaşayacak?
Ne iyi işte ! Diyenlerin sesini duyabiliyorum. En sonunda ”siyasi partimiz” kültürümüze sahip çıkmaya niyetlendi. Biz, totaliter sistem zamanında, hep bir siyasi partinin güdümünde olduk, sonuç hüsranla noktalandı, kaybeden biz olduk ve hala kendi ayaklarımızın üzerinde duramıyoruz. Şimdi ise aynı bu “derin partinin”, içimize sızdırılan militanları, yeniden kültürel gelişimimizde söz sahibi olmak peşindeler. Yakın geçmişe baktığımızda, görüyoruz ki, bunların tek gayesi, asla gelişim taraftarı olmamak, bir de gözlerimizin önüne siyah perdeler çekmek. Bütün kültürel çalışma alanlarımıza, siyasetin kirlenmiş ve ikazcı parmağı uzatıldığı müddetçe, bizle bir adım bile ileriye gidemeyiz, çünkü kültür ve sanat, özgürlüğün ve bağımsız ruhun simgeleridir...
Ben Türklerin siyaset yapmasına karşı olamam, hatta bu doğal hakkımızı her zaman teşvik ederim ama bizim toplumumuzun genel özelliklerini yansıtan gelenek ve göreneklerine zarar veren siyasi zümrenin militanlarına da asla kucak açamam. Temiz ve yapıcı siyaset tertemiz ve güvenilir vicdanların eline bırakılmalı...
Ahmed Doğan’nın düne kadar sağ kolu olan Lüdmil Georgiev, bugün “Afera BG’de” Anavatanımızın başbakanı ve cumhurbaşkanına domuz herifler diye hitap etme cüretinde bulunabiliyor. Ya şu Delyan, Danço Mentata, Biserov ve daha bir çok bunlara benzeyen hırsız ve dolandırıcının ne işi vardı bizim aramızda. Meclis kürsüsünde, Türkçe eğitim konusu tartışılırken ve onaylanırken, Rusçuk'ta hazır kıta bulunan o siyasi zümre temsilcilerinin çoğu Sofya dışında boy gösteriyordu. Şimdi bu şaibeli güçler mi, Türk kültümüzü ayağa kaldıracak? İşte ben buna karşıyım! Peevski’nin kölesi olmamalıyız!
Rusçuk'ta, kültür elçilerimizin önünde boy gösteren ve çeşitli vaatlerde bulunan siyasiler, acaba arkamızda bıraktığımız çeyrek asır boyunca neden kültür cephemize ihanet ettiler? Neden, bize doya doya özgün kültürümüzü yaşat(a)madılar?
Siz hiç, İlhan Küçük'ün, Rusçuk'a giderken, Şumnu savcısının karşısına dikilip;"Hey, savcı bey, siz hangi yasa ve kurala göre Mozaik dergisine el koyabiliyorsunuz?" sorusunu bilinçli bir şekilde yönlendirmediğini düşünebiliyor musunuz?
Bu derginin ödenmemiş borçları olabilir, Küçük'ün fikirdeşlerinin bu borcu ödeme gücü yok mu dersiniz? "Alev" dergisine ne gibi yardımları dokunmuştur? Rahmetli Hüseyin Köse'nin "Hoşgörü" dergisi neden çıkmamakta? Başımızdaki DPS’nin miliyonerleri sadece kağıt üzerinde mi zenginler? Siz hiç bu hokkabazların, Bulgaristan Türk edebiyatına ve kültürüne bir katkısını duydunuz mu? Bahsettiğim bu siyasi zümrenin içinde barınan hiç zengin yok mu, hepsi gariban ve yırtık donla mı dolaşıyor aramızda? Koca koca saraylar satılıp ta, kültürümüz mü inşa edilecek ...
Var olan kültürel etkinliklerimizin çoğunun ağırlığı neden yalnız soydaş Türkiyeli diplomatların omuzlarında? Bize yalnız onların kolları arasında fotograf çektirmek mi düşmeli?
Küçük, özgürlükten ve demokrasiden dem vurmakta. O zaman, neden yerel bazda bütün medyalar paranın gücüyle satın alınmakta, gazetecilerin ağızlarına bant çekilmekte? Kimden korkuyor ve utanıyor bu aramızdan çıkan çoban ve tütüncü gızanları? Bulgaristan Türkü'nün sadece yandaş ve satılmış medyalara mı ihtiyacı bulunmakta? Bizim torunlarımız bir tek kızıl ajan Ahmed Doğan için mi destanlar yazmalı? Eğer bir öğrencimiz, çıkıp ta öykülerinde aynı bu kişinin nasıl onlarca kardeşimizi ihbar ve ele verdiğini anlatırsa, bu çocuğumuzun, parti militanları tarafından dili mi kesilecek?
İşte bunlardan dolayı siyaset ve kültür ayrı kulvarlar olmalı...
Mümin TOPÇU
понеделник, 7 декември 2015 г.
Абонамент за:
Коментари за публикацията (Atom)
0 коментара:
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.