понеделник, 10 август 2015 г.

BÜYÜK BAŞKAN AHMED KAHRAMAN

Dünkü gün uğurladık onu.
Ulu caminin avlusu doldu taştı.
Gözler nemliydi, sözler kederli.
Etraftan gelip geçenler sordu;
"Hangi ünlü uğurlanıyor"diye.
Musalla taşındaki ne sultandı,
ne vezir.

Bizden birisiydi o.
Eğriderelinin,
bütün göçmenlerin,
Bursa eğitim camiasının,
dernekçi arkadaşların,
Anavatan ve Memleket sevdalılarının,
Kapalı çarşı esnafının Ahmed abisi.

Erken ayrıldı bizden.
Halbuki gerçekleşmemiş
nice hayalleri vardı.
Bu yola para, şan şöhret için
baş koymamıştı.
Belki de dernekçiliği uğuruna
kendi cebinden
tripleks vila parası
harcamıştır.

Onun himayesinde
yıllar boyu sevgililer gününde
hemşehrileri kucaklaştı.
Yarım asır boyunca
baba kabrini göremeyenler,
Rodoplar'ın soğuk kaynağından
yeniden avuç dolusu su içti.

Hilton otelin salonuna,
Eğridere'nin çayırlarına
sığmazdı onun konukları.

Sevgi ve hoşgörüydü
kalbini coşturan.

İyi taşırdı
siyah takım elbiseyi
ve yüzündeki sıcak tebessümü.
Övünmeyi sevmezdi.
Siyasilerin peşinden koşmazdı.

Burjovazi olamadı,
köylü ruhlu kalmayı tercih etti.
"Macırlar" sofrasından kopamadı.
Bazen mevlitte, nişan ve düğünde
gördüm onu.
Bazen kimseye çaktırmadan yaşlı
teyzenin avucuna para sıkıştırırken...

Habire gece gündüz demeden
kapısını çalanın derdine derman oldu.
Ne kadar çok sevildiğini ise
musalla taşına konduğunda gördü.

Şimdi o bizim Aladağ'da, Çandır ve Dalca'da
beyaz kuzularını otlatmakta...

Mümin TOPÇU

0 коментара:

Публикуване на коментар

Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.