неделя, 28 юни 2015 г.

HAMAMA TELLAK ARANIRKEN BAYRAKLAR YAKILMASIN

Çok sevdiğim bir  okuyucum, dün benden PKK ile HÖH'ü kıyaslayacak yorum rica etti.

Ben ise  HDP ve HÖH'ün iki komşu
ülkedeki siyasi duruş ve etkisine biraz değinme eğilimliyim.

PKK'nın Bulgaristan bağlantısına gelince;

Ülkemizden yıllar boyu, Türkiye'ye karşı kullanmak için silah temin ettikleri aşikar.

Bir çok PKK'lı vaktinde BKP'nin parti okullarında eğitim gördü, muhakak askeri eğitime de tabi tutulmuşlardır.

Ne de olsa internasionalizımla dünyayı fethedeceklerdi ya...

Ayrıca eski rejimin bazı sadık Türk kökenli beslemeleri
Kandil Dağı'na Rusça dersi vermeye gönderilmişti.

Bunların sonra HÖH saflarına sızmadıkları ne malüm?

Bir de, daha 90'lı yılların başında, başkentteki Başbakanlığın
zemin katındaki BKP'nin o meşhur restoranını bir dönem PKK
finansörlerinin  çalıştırmasını da çok manidar bulurum.

Yani katil Jivkov, iktidarsızlığında bile katil Apo'ya sahip çıktı...

Bir dönem AB Parlamentosundaki HÖH deputatları,
bebek katili Apo'nun lehine oy vermeyi tercih ederken
ve Türk diplomatlarımızın kalbini sızlatırken,
günümüzün HÖH'ü Sofya Parlamentosu'nda Ermeni
jenosidine karşı oy kullanarak, Lütfi Mestan'ın Türkleştiği anı
tarihe not düşüyordu...


Geçenlerde ise Türkiye'nin güney doğu sınırlarından geçen
kaçak sigara yığınlarının meğer Bulgaristan menşeli
olduğunu öğrendik. Gemilerle Boğazlar'dan geçirilen bu
sigaralar, sonra başka bir uçtan yeniden Türkiye'ye sokuluyordu...

Acaba bu kirli sahneden Boyko'nun veya "bizim" Lütfi'nin hiç
haberi mi olmadı?  Ya da Peevski'nin...Güldürmeyin insanı!

Bilindiği gibi HÖH'ü uzun vadeli stratejilere uygun olarak eski
rejim yarattı.

Adeta, Türklerin bir partisi olarak apacık hepimize yutturuldu.

Bulgaristan'daki Türkler ise aynı rejime karşı çetin direniş
göstermişti, hatta yıkılmasına sebep olmuştuk, örgütlerimiz
ve liderlerimiz mevcuttu, fakat Rusya güdümlü karanlık güçler
bizden atik davranmayı başardılar.

Bugün HÖH, Bulgaristan'da sözü geçen bir parti,
hatta yeni dönemde en fazla iktidar olmuş bir "siyasi" oluşum.

Ülkedeki Türklere kısıtlı kazanımlar sunarken,
daha ziyade çeşitli spekülatif oyunlar ve çıkarlar
içinde görmekteyiz bu partinin populer isimlerini.

Vekil maaşlarıyla milyoner oldu bunlar.

Peevski, Biserov, Vasilev, gibi Bulgar haydutların eline
bırakıldı hak ve özgürlüklerimizi aramak ve savunmak...

Vaktinde Türklük uğruna, canları pahasına mücadele
eden yiğit kahramanlarımız ise hain ilan edilerek pasifize
edildiler.

Onaltı yaşındaki İrfan Beyti'yi köyündeki ihlamur ağacına
Türk bayrağı astı diye ispiyonlayan malüm şahsa,
günümüzün şakşakçıları adeta yarım bir ilah gibi tapmakta.

İrfan'ın ondört yıl hapis damında geçirmesi kimin umurunda?

Hainler el üstünde, gerçek kahraman kardeşlerimiz ise tu kaka...

Güneş balçıkla sıvanır mı dersiniz?

Bulgaristan'daki Türkler ve oldu bittiye getirilerek başlarına
dayatılmış olan HÖH, hiç bir zaman bu ülkeyi bölmek,
silahlı teroristleri desteklemek,
başka komşu devlet güçleriyle sinsi planlar
içinde bulunmak gibi aymazlıklara bulaşmadılar.

Burada istihbarat elemanlarına kefil olmam söz konusu değil!
Sonuçta bu partinin içinde de tertemiz kalpli kardeşlerimiz
bulunmakta.

Ayrı bir Türk etnik topluluk olarak, vatandaşı bulunduğumuz
ülkede insan haklarına saygılı demokratik bir ortam içersinde
yaşam mücadelesi verme hayali ve özlemiyle  ömür
tüketmekteyiz bizler.

Bunu Bulgaristan'ı öz vatan olarak sahiplenerek,
diğer etnistelerle ortaklaşa başarmak niyetimiz.

Devletin bayrağına ve milli marşına saygı duyarız!

Aynı zamanda, çeşitli baskılara, tehditlere  ve ayrımcılıklara mağruz
kalmaktayız, fakat bu bizim asla dağa çıkmamıza sebep olmaz.

Gerekmediği müddetçe ne bayrak yakarız, ne de tüfek kuşanırız!

Altı yüzyıldır başkalarıyla beraber yaşadığımız bu verimli topraklarda,
yakın komşu ve kardeş ilişkisini canlı tutmak mecburiyetindeyiz...

Bulgaristan'da HÖH'e nasıl Türk partisi deniyorsa,
Türkiye'de de HDP'nin adı Kürt partisi olarak anılmakta,
fakat iki devletin yapı ve geleneğinde pek çok farklılıklar
sezilmekte.

Artık aynı HÖH gibi, HDP'de Mecliste.
Hatta yeni kurulacak hükümette de yer alabilir.

Devleti yönetme fırsatı geçti eline. Bunu kimse
yadırgamıyor, yeter ki anayasal çizgi dışına çıkmasın.

Sonuçta merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal bir Kürttü...

Bulgaristan'daki Türkler ise yakın zamana kadar kendilerini
ülkenin bir Cumhurbaşkanı veya Başbakanı
olarak göremiyordu.
Aslında böyle bir girişim bazı milliyetçi Bulgarların harakiri
yapmasına neden olabilir.
Neticede, biz bu beyinleri yıkanmış olanlara da kıyamayız..

Özal dönemi başladığında ise kimse Türkiye'de
intihara kalkışmamıştı...

Mecliste Türk Bayrağı altında sadakat yemini etmelerine
rağmen, bazı HDP'liler PKK yanlısı olduğunu da gizlemiyor.

Demokrasilerin ikiyüzlülüğü kaldıramayacağına göre,
zaman içinde taşlar yerine oturur ve kimin dosta,
kimin düşmana hizmet ettiği ortaya çıkar.

HÖH partisi ise bu tür bölücü düşünceden uzak,
fakat bünyesindeki yapışkan mafiyotları temizlemediği
ve seçmenlerinin mağdur olmasına izin verdiği
müddetçe, zaman içinde kendini yitirir...

HÖH ve HDP'ye ne zaman topyekün sempati duyarız?

Bende şu kanı belirginleşmekte;

Önce gitsinler bir Türk hamamında temizlensinler!

Türk kelimesinden rahatsız olanlara ise
Cineviz veya Bizans hamamı kalıntılarını tavsiye ederim...

Her birinde tellak rolünde Romanlar oynar.
Onları da unutmayalım!

Yoksa bu oyuna Fransız kalan Valeri ve Volen ikilisi
birilerini sabun yapmak gayretinde...

En iyisi biz onları da bir Türk hamamında görevlendirelim,
kendilerinden iyi tellak ve keseci olur!

Mümin TOPÇU

0 коментара:

Публикуване на коментар

Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.