Medyalarda almış bir furya gırla gidiyor, güya öküz altında
buzağı bulunmuş...
Neymiş efendim, göçmenler ısrarla Bulgarca öğrenmek
istiyormuş.
Nerede ve kim bunlar? Bilen ve gösteren yok!
Böyle konularda, bir türlü değişime uğramayan Bulgar
medyaları,
hala provokativ bir şekile, ülke insanının beynini yıkamaya
çok hevesli
olduğu aşikar. Bunun sonucu da bütün çırılçıplaklığı ile
ortada.
Bir toplum kendi öz gerçek tarihini öğrenmekten yoksun
bırakıldı,
gelişiminin önü kesildi, aynı zamanda sefilliğe ve darboğazlığa
itildi.
Belli ki, bazı aymazlar için bunların hiç bir önemi yok,
var mı yok mu göçmenlerin Bulgarca öğrenme isteği.
İsmini duyurmak isteyen şaşkının teki çıkmış ve bir
takım beyanatlarda
bulunmuş, hatta Bulgaristan'dan öğretmen bile istemiş.
Be mübarek, boş palavra sıkmaktansa, sen öncelikle özlem duyduğun şu
kursları düzenle, herhalde göçmenler kurs kapısı önünde
sıraya dizilecek...
Aslında yabancı dil öğrenmek yanlış bir durum değil.
Bulgarcayı da severiz ve sayarız. Sonuçta memleketimizin
resmi dilidir.
Günümüzde bir çok azimkar göçmen çocuğu 3-4 tane yabancı dil
bilmekte,
fakat bence bunların son derdi Bulgarca öğrenmektir.
Burada, Bulgaristan'a yüksek eğitime gönderilelecek çocuklar
için
Bulgarca dilinde ön
hazırlık kursları düzenlemeye hevesli bazı dernekler
ortaya çıkmıştı. Hatta bu yönde bazı bariz ve başarısız
denemeler de yapıldı.
Ama bu işte çalganın sağladığı avantanın olmadığı erken
anlaşıldı.
Ayrıca bu kurslara yeterince ilgi ve katılım da olmadı.
Ama şimdi kalkıp ta
Bulgaristan'dan öğretmen istemek,
bence adeta bir deli saçmalığı, çünkü göçmenlerin arasında
bu dili bilen
onbinlerce eğitmen bulunmakta. İllaki bu öğretmenlerin
Bulgar olmasını
arzulayan dernekçilere ise yeniden soya doğuşcu
"Rodina"örgütü
memnuniyetle kadrolarından gönderir. Örnek olarak Skot
tividen
Stefan Solakov gelebilir, kendisi zaten bir istihbaratçı ve
çok iyi derecede
dilimizi de bilmekte. Bak, Volen olabilir, bilemediniz eski
karısı Kapka'ya
ne dersiniz! Zaten bazı dernekçilerimiz Bulgar kadınlarına
adeta bayılır...
Güya bu tür kurslar Balkan evlerinde düzenlenecekmiş. Türk
evi değil,
Balkan evi! Artık bu da ne demek oluyorsa. Demek biz bu
topraklara
Balkan evleri ve kültürü taşımak için göçetmişiz!
Hadi bir Boşnak veya Arnavut kökenli göçmen bu tür bir
kültüre ihtiyaç hissedebilir, ne de olsa farklı bir etnik
kökenden geliyor,
fakat sen, saf akıncı oğlu koca Türk, neden illaki Balkan
kelimesine
sarılıyorsun ve neden illaki çocuğuna Bulgarca öğretmek istiyorsun?
Bu Balkan kelimesiz senin bir yerin mi eksilecek?
Şu an Bulgaristan eğitim sistemi perişan durumda.
Ünüversite sınavları ve diplomaları parayla satın alınmakta.
Bu değersiz diplomalara özenmek bizlere ne kazandırmakta ki?
Bir neslin parlak gelecek istikbalini neden yok ediyoruz?
Çocuklarımıza göçmen
Balkan evinde Bulgarca öğretip te,
Sofya biletini alacağımıza, bizler onlara burada daha sıkı
bir eğitim
versek daha doğru olmaz mı?
Azimli, çalışkan ve her zaman eğitime açık çağdaş bir göçmen
topluluğuyuz. Anavatan topraklarında, kısa bir süreçte eğitim
alanında çok büyük kazanımlarımız oldu.
O, Bulgarca eğitim heveslisi arkadaşlar, herhalde vaktinde,
kendi çocuklarının eğitimine fazla vakit ayırmamışlar,
mahale kahvesindeki lakırtıyı tercih etmişlerdir.
Çocukları da ergenlik çağlarını sinemaların küçük
salonlarında
geçirmiştir. Bunun sonucunda
normal olarak buradaki ünüversitelerin
kapıları da bir türlü açılmamış.
Lise mezununun kafasında yeterince bilgi yok,
Yunanistan'ın başkentini bile bilmiyor,
fakat çalışkan göçmen ebeveyinde para bol
ve ver elini Sofya'nın alma materi...
Bir ders sınavı içi 2000 avro rüşvet veren onlarca anne ve
baba tanıyorum ben.
Günümüzde bu satın alınan diplomalar vitrinlerde toz
tutarken,
ayni anne ve babalar ise
hala yüklü kredi kartı borçları altında ezilmekte.
Bazıları ise hala Balkan evi ve Bulgarca öğrenme projeleri
peşinde...
Ne olmuş efendim, bizim gızan Sofya'da "doktor
olmuş" bea!
Mümin Topçu
0 коментара:
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.