понеделник, 8 декември 2014 г.

YAKANA KIRMIZI KARANFİL TAK, YOK BEN BEYAZ LALE SEVERİM..

Göçmen dernekleri bir çok çatı altında yuvalandı.
En büyüğü ise Balkan Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu.
Bugün bu örgütümüzle ilgili birkaç nüansa değineceğim.
Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin Haskovo vekili ve eski valisi,
Trakya bölgesinde bazı valilik, kaymakamlık ve belediyelerde
nezaket ziyaretlerinde bulundu.
Bunlara konfederasyon ve yerel dernek temsilcileri eşlik etti.
Türkiye Cumhuriyeti, her zaman olduğu gibi,
Bulgaristan Türklerinin seçilmiş temsilcilerine karşı ilgisiz kalmaz,
fakat rutin bu protokol ziyaretlerinin perde arkasında
başka düşündürücü gerçekler de çıkmakta.
Çifte vatandaşlık hakkına sahip göçmenlerin sayı orantısına göre,
HÖH partisine oy verenler beşte biri geçmez ve ortaya çoğunluğa karşı
bir saygısızlık çıkmaktadır.
Son yıllarda, her ne kadar tasvip edilmese de,
bazı dernek yöneticilerini siyasetin içinde görmekteyiz.
Açık açığa siyasi renkleri yüzlerine vurmakta.
Çeşitli yöntemlerle camiamıza ayar çekme çabaları
çoktan ayyuka çıktı ve tat vermemeye başladı.
Sanki enselerimizdeki kafa değil de, boş bir teneke kofası.
"- Bilmem hangi partiye destek çıkmayın,
ama oyunuzu mutlaka filanca partiye verin!"
"- O deputat adayı simsiyah, diğeri ise bembeyaz!"
"- Yok, sen hemen yakana bir kırmızı karanfil tak bakalım!"
Biraz insaf yahu, ben belki beyaz laleyi seviyorum!
"- Oyunu ampule at, sakın kurda vereyim deme bak!"
"- Mestan kahraman(herhalde geçmişinden dolayı), Korman hain..."
Bizim sokak işte bunlara benzer,
o tanıdık cennahın nidalarıyla çınlamakta.
Ama unutulmasın ki, günün birinde adama kondururlar;
"- Siz sivil toplum örgütümüsünüz, ya da siyasi bir parti mi?
Kanımca, göçmen kuruluşları herkese eşit mesafede durmalı.
Azılı parti militanları ise başka yuvaya!
Neden mi anlatıyorum bunları.
Varsayalım ki, yarın Trakya bölgesi ziyaretine
Kasım Dal ve Korman İsmail de geliyor.
Arkalarından Menderes Kungun ve Efrem Mollov da beliriyor.
Resmi devlet makamı, memnuniyetle bunları da kabul eder.
Ama dernek yöneticilerimiz bu konuklara eşlik eder mi?
Hiç sanmıyorum!
Çünkü tarafsızlığını ve saygınlığını çoktan kaybettiler!
Bursa'da havalar güzel gidiyor, ama aldığımız duyumlara göre,
BALGÖÇ ofislerini kara bulutlar sarmış.
Mutlaka geçici olaraktır!
Balkan panayırı ve şöleni derken, belediyelerle ortaklık porsumuş.
Bazıları şahsi rantçı kisvesine bürünürken, diğerleri ise bu etkinliklerde
HÖH için yeterince çalışamadığından muzdarip.
Herhalde yoğun köfte kokusu ve bira bolluğu buna engel olmuştur...
Olup bitenin sonunda, Kestel dernek şube başkanını görevden alma mektubu
nedense bir pastane rafında bulunmuş.
Aynı Kestel halkı ise buna nasıl cevap verir ki?
Seçtikleri başkan, kendilerine sorulmadan aforoz ediliyor.
Başka zaman da belirttiğim oldu.
Bizim siyasi partilerimizde ve derneklerimizde,
nedense yeterli bir şekilde danışman kurulları kullanılmıyor. Önde gelen
kanat önderlerimiz ve aydınlarımız bu derneklerden uzak tutuluyor.
Bir çok ciddi alanda başarıdan uzak kalmamızın ana sebebi,
dernekçimizin yetersiz ve hazırlıksız kalmasına bağlı.
Şimdilik bir örnekle yetineceğim.
Balkan Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu çok büyük bir sorumluluk
taşımakta. Ama bakıyorum ki, başkanın danışmanı genç bir
ünüversiteli voleybol sporcusu.
Kendisi Türkle evli bir Bulgar.
Saygı duyarım!
Acaba bu genç kadının, bizi ilgilendiren bütün önemli konular hakkında
yeterince bilgi birikimi ve becerisi var mı?
Buna benim pek inanasım gelmiyor.
Bu sporcu kızımız;
- Kırcaali'yi "kurtaran" Bulgar generalin fahri hemşehri unvanına
karşı çıkabilecek mi?
- Aynı şehir merkezindeki tarihi Medrese binasındaki müzeyi mi sahiplenir?
- Ya da yıkılmak üzre olan İbrahim Paşa Camiisi'nin şehrinin adını bilir mi?
Bu soruların doğru cevabını, değil Bulgar gelinimiz,
bir çok dernekçimiz bile bilmemekte ve asla ilgilenmemekte...
Başka bir kıyaslamayla yazımı noktalıyorum,
yoksa feys arkadaşım Zürfettin bey, bana fena darılır.
Umarım, kendisi benim iyi niyetimi anlar.
Kırcaali'de bir Trakyalılar örgütlenmesi var.
Üyeleri genelde Trakya'dan göç ettirilen mübadillerin torunları
ve gizliden ha bire bizlere diş gıcırdatmakta...
Hiç durmadan Trakya'da vuku bulan bir takım zulümlerden bahsediyorlar.
Halbuki aynı zamanda Kırcaali bölgesindeki her Türk köyünün başında
beş on suçsuz şehidimizin kabri bulunmakta.
İşte o sözünü ettiğim derneğin başkan danışmanlığını,
Türkiye'den gitme bir Türk gelin üstlenebilir mi dersiniz?
Mümin Topçu


10 коментара:

Анонимен каза...
Този коментар бе премахнат от администратор на блога.
Анонимен каза...
Този коментар бе премахнат от администратор на блога.
Анонимен каза...
Този коментар бе премахнат от администратор на блога.
Анонимен каза...
Този коментар бе премахнат от администратор на блога.
Анонимен каза...
Този коментар бе премахнат от администратор на блога.
Анонимен каза...
Този коментар бе премахнат от администратор на блога.
Анонимен каза...
Този коментар бе премахнат от администратор на блога.
Анонимен каза...
Този коментар бе премахнат от администратор на блога.
Анонимен каза...
Този коментар бе премахнат от администратор на блога.
Анонимен каза...
Този коментар бе премахнат от администратор на блога.

Публикуване на коментар

Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.