Dünkü gün Kırcaali'de,
İstanbul merkezli bir göçmen derneği iftar yemeği verdi.
Katılımcılar arasında Bulgarsitan'dan
beş tane sivil toplum kuruluşu yöneticisi bulunuyordu.
İftardan sonraki konuşmalarda,
yakında Türkiye'de gerçekleşecek olan
Cumhurbaşkanı seçimleri konusu damgasını vurdu.
Zaten bu gece propaganda amaçlı tertiplenmişti.
Gündüzden yöredeki köy ve kasabalar plakatlarla
donatılmıştı.
Ev sahibi konumundaki İstanbullu dernek ve diğer
kuruluşların yöneticileri,
adaylardan Başbakan Tayip Erdoğan'ı açıkça desteklediklerini
açıkladılar ve
çifte vatandaş olan soydaşlarımızın bu adaya oy vermeleri
çağrısında bulundular.
Benim asıl dikkatimi çeken başka vahim bir nokta oldu.
Son yıllarda genelde Türkiye'nin Bulgaristan'daki diplomatik
misyonu,
hele Filibe'deki Konsolosluk, Kırcaali'de tertiplenen bütün hatırı sayılır sivil toplum
etkinliklerine temsilci gönderir, ya da Baş Konsolos bizzat katılır.
Örnek olarak kıytırık ve düzmece bir kültür derneğinin
iftarına bile katılır,
ya da destek olunur...
Sonra, HÖH partisinin en güçlü il örgütü de burada
bulunmakta.
Bu partinin yerel yöneticileri, hele Türkiye'nin diplomatik misyon temsilcilerinin
ve Türkiyeli göçmen derneklerinin her katıldığı etkinlikte
hazır bulunurlar,
ama kendilerini sözünü ettiğimiz iftar yemeğinde nedense göremedik.
Herhalde diplomatların veya yandaş göçmen derneği temsilcisi olmadığındandır...
Sanki iftar yemeği için salonu dolduran şahıslar Marslı!
Şimdi kalkıpta bunların Erdoğan'ın adaylığını onaylamadığını söylersek, herhalde abesle iştigal olur.
Diplomatlar siyasi propagandayı bahane eder, siyasiler ise davet edilmediğini...
Bunca sivil toplum örgütünün böyle bir iftar yemeğinde bir
yere gelmesini
ve Tayip Erdoğan'ın adaylığını desteklemesi,
ama aralarında Türk diplomatlarını
ve HÖH partisinin temsilcilerini
göremememizi ben bayağı manidar ve çelişkili buluyorum.
Umarım ortada bir çifte ikiyüzlülük yoktur.
Çünkü düne kadar birileri Ankara kalesinin önünde yatıp
kalkıyorlardı,
bir tek Erdoğan'nı uzaktan görebilmek ve elini sıkabilmek
için...
Başka zaman da belirtiğim olmuştur.
Şahsen ben sivil toplum kuruluşlarımızın
siyasi arenada boy göstermelerini çok yanlış buluyorum.
Aynısı Bulgaristan'daki Türk diplomatları için de geçerli,
çünkü kendilerini bir tek HÖH aktivistleriyle kucaklaşırken
görüyoruz.
Halbuki derneklerin kuruluş amaçları çok farklı bir yönde.
Bunun sonucunda, illaki Bor'un pazarı çoktan geçmiş
olacaktır...
Solcu adaya oy vermeyin, sağcı olana verin!
İşte buna hakkı yok derneklerin!
Mümin Topçu
0 коментара:
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.