Yukarıdaki fotografın sıcaklığı gene aldı götürdü beni.
Bir bakarmısınız cuma namazından sonra,
Eğridere camisinin içindeki, benim Ramadan amcam ile müftü
Beyhan Ahmet'in coşkulu sohbetine.
Ramadan amcam çok sakin, alçak gönüllü, hatırşinaz ve gerçek
bir müslüman.
Çilekeş hayatının çoğu bu kasabamızda geçti, ama son
çeyreğini yeşil Bursa'mızda
idame etmekte.
Bazen onunla bu kentin Bağlarbaşı semtindeki cami hareminin
serinliğinde
koyu sohbetler etmekteyiz.
Ömeroğlları'ndan çıkıp Gıygını sırtlarında at
koşturmaktayız...
Belli oluyor ki, o, bu yaz da biraz memleket havası
koklamaya gitmiş.
Namazlarını da kutsal
Ramazan ayımızda kasaba camisinin cemaatiyle beraber kılmakta.
Onun mutluluğu ve sevinci adeta yüz ifadesinden okunmakta.
Yalnız birkaç yıl öncesi aynı bu dini mabedimizin
kapılarının önüne set çekilmişti.
Dini inançlarımız yok sayılmış, hatta insan yerine bile
konmazdık...
Ramadan amcam gibi dini bütün şahsiyetler,
bizim göç ettiğimiz köylerdeki mescit ve camileri onardılar,
mezarlıklarımızı temizlediler, onları tel avlularla
sardılar,
hatta yol kenarlarındaki pınar diplerini bile temizlediler.
Gelen geçen yabani hayvanlar ve kuşlar susuz kalmasın
diye...
Eskiden küçük köylerimizdeki camilerin minareleri bile
yoktu,
adeta buna bile izin vermemişti bazı sahte yerli ve zorba
peygamberler.
Şimdi ise güzelim Kircaali diyarımızda onarılmamış ve
temizlenmemiş
Müslüman mezarlığı veya beyaz badanalı minaresiz cami kalmadı.
Ne acıdır ki,bu camilerimizin cemaati de kalmadı!
Ama olsun!
Gelen geçen, tek tük kardeşimiz bu mabetlerimizde özgürce
namazını kılıyor,
mezarlıklarda yatan ulu akıncı ecdatlarımızın ruhuna birer
Fatiha okumayı asla ihmal etmemekte...
Mümin Topçu
0 коментара:
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.