събота, 12 юли 2014 г.

AVNİ VELİ'NİN KANI VE RUHU

Bulgaristan'daki Türklerin 
yılmaz ve cesur kahraman Kartalı
bugün ebediyete göç etmiş...

Bugün bizim Milli Yas günümüz!
Topluluğumuz öksüz kaldı!

Çok üzüldüm bu acı habere,
biraz da sevindim!

Avni Veli'nin varlığı, eylemi ve inancı,
dimdik ayakta durmaya öğretmişti bizim neslimizi.

Kendisiyle beraber,
belki bundan otuz yıl öncesi,
beraber aşmıştık Dambalı sırtlarının yokuşunu,
yürüyerek Cebel'den Koşukavak'a kadar.

Bu esnada o hep soluksuz konuşmuştu, konuşmuştu...
Gözlerindeki, çakan kıvılcımlar müthiş etkileyiciydi.

Avni Veli, haddinden fazla cesurdu,
kendi insanına karşı kan bağı
ise o kadar büyüktü ki...

İşte bu büyük kalbin
gizemli nehrinin sevgi ve coşku akışı,
artık onu sonsuzluk yolculuğu
mertebesinde yaşatacak.

Bu mertebe yalnız aramızdan seçilmişlere mahsustur!

İşte ben bundan dolayı Avni Veli için seviniyorum!

İkinci ve son defa özgürlüğüne kavuştuğu için!

Aslında kim ne derse desin,
Rodop Kartalları hep özgür uçar!

Üzüntüm ise,
onun veya onun gibi öz be öz  yiğitlerimizin,
son yirmi yıldır
"yok sayılmasından"
kaynaklanmakta.

Tarih kitaplarımızda onların adlarına yer bırakılmadı,
ajan ve sahte kahramanların listesi çok uzundu...

Özgür Kartallar,
bizim kalplerimize,
kınalı ve  kanlı kanat ucuyla
çoktan nakış etmişti yüce adlarını...

Bu son yıllarda
Cebel'in Özgürlük Meydanı'nı
aramızdaki hainler ve satılmışlar gaspetti...
Adeta esir altına aldılar!
Aramızdakı ajanlar defolsun
diyenlerin burnunu kırdılar!

Bütün şeref kürsülerini,
makamları
ve kahramanlık piedestallerini,
o, siyah deri ceketli,
acımasız ve zalim faşistler  zaptetmişti.

Halbuki,
aynı o dünyaca meşhur Cebel Meydanı'nın
kıpkırmızı asfaltının üzerinde,
sözünü ettiğim aynı zorbaların
ellerindeki çivili kırbaçların gücü sayesinde,
Avni Veli'nin ve dava arkadaşlarının
gencecik sırtlarından ve bilek damarlarından akıtılan
o kırmızı ve güzel Türk Kanı hiçbir zaman silinmeyecek.
Cebel'in yediveren kırmızı gülleri hiç bir zaman solmayacak...

İşte bundandır
bütün zalimlerin  uykularını kaçıran
bu yirmi yıllık kabüs ve korku!

Avni Veli'nin kanı ve ruhu,
Cebel'in Özgürlük Meydanı'nda
Türkün varolduğu müdetçe
hep kıpkırmızı akacak ve yücelecek!

Bütün zalim ve korkak düşmanlarımıza inat olarak!

Bu kanı silmeye kimsenin
ne gücü yeter, ne de gayreti!

Gitsinler o siyah deri ceketliler,
tabi buna biraz sıkarsa,
aynı meydanda,
o al kanların üzerinde
yine tepinsinler ve böbürlensinler!

Avni Veli'nin
lanetinden ve kehanetinden
boğulmaktan korkmazlarsa
tabi ki...


Mümin Topçu

1 коментара:

Анонимен каза...

Avni malim zamanın birinde Cebel kasabasına belediye başkan adayı olacaktı. Cebel belediye başkanı aynı zamanda DPS il başkanı olan Bahr Ömer makam şoförüne talimat verir.
Makam şoförü beyinsiz goril gibi Avni hocayı öldüresiye döver sarhoş olup düştü desinler diye ağzına bir şişe mastika boşaltır.
Bu olay unutulmadı unutulmayacak......
Avni hoca ve diğer siyasi mahkumlar boşuna yattılar o soğuk mapus damlarında. Hele şehitler hepten boşuna öldüler gazi bile olamadılar. DPS/DS çalışan mahkumlar GIZİLER gazi oldular. Ortak noktaları ya dedeleri, babaları ya da kendileri DS çalışmışlar.
Avni hocaya ALLAHTAN rahmet yakınlarına ve siyasi mahkumlara sabır dilerim.

Публикуване на коментар

Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.