Bir asırdan fazla devam eden Bulgaristan'daki Türklerin
göçleri, bu topluluğumuzun ekonomik, politik ve kültürel yapısında önemli
değişikliklere neden olmuştur.
Yakın tarihe kadar bu göçün istikameti Ana Vatan Türkiye'di,
son 15-20 yıldır ise Avrupa ve başka kıtaları yöneldi göç kervanları.
Anadolu'ya göç edenler Türk kimliğini ve ruhunu kaybetmezken, aynısı Batı'ya
gidenler için geçerliğini kaybetmektedir.
Son büyük göç olarak bilinen "89 Yılı Göçü"
arkasında 25 yıl bıraktı.
Bu vesile ile iki göçmen derneğimiz bugünlerde birer anlamlı
bilimsel sempozyum gerçekleştirdi.
Edirne'deki Trakya Ünüversitesi ile yerel Trakya - Balkan
Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği'nin (TBTKYD) ortak himayesi altında
tertiplenen organizasyonda konuşmacılar arasında Prof. Hayriye Süleymanoğlu,
Prof. Ahmed Cebeci ve Prof. Ahmed Günşen gibi kapasiteler dikkat çekti.
Diğer iki günlük Uluslararası Bulgaristan Sempozyum ise, İstanbul
Ünüversitesi'nin EVRASYA Enstitusu'nde, Bulgaristan Türkleri Yardımlaşma ve
Kültür Derneği'nin (BULTÜRK) organizasyonunda geçti.
Burada bilimsel makale sunanların yanı sıra bir çok
gazeteci-yazar ve entelektüel de konuşma yaptı.
Bulgaristan heyetinde yer alanların arasında Menderes
Kungun, Aliş Sait, Emel Balıkçı, Osman Bülbül, Efrem Mollov, Mehmet Alev,
Cengiz Hakov ve İbrahim Çinar gibi populer isimler göze çarpıyordu.
Dombıra okuyucuları için bazı katılımcılardan görüşlerini
rica ettim;
Menderes KUNGUN, Ulusal Türk Birliği başkanı;
- Öncelikle Dombıra okuyucularına buradan saygı ve
selamlarımı sunmak istiyorum.
Bu sempozyumda olmamdan dolayı gurur duyuyorum. Özgür bir
ortamda ve tarihi İstanbul Ünüversitesi'nde bizleri ilgilendiren konular
üzerinde konuşma ve tartışma
fırsatlarımız oldu. Bilindiği gibi, faliyette bulunan HÖH, Bulgaristan'daki
Türk azınlığının menfaatlerini korumuyor.
Bence yeni veya temizlenmiş bir Türk partisi gerekli, tüm
müslamanları kapsamalı ve milli azınlığın birlikteliğini garantilemeli.
Ulusal Türk Birliği (UTB) 2006 yılında kurulmasına ramen bir
türlü günümüze kadar bir resmiyet kazanmadı, halbuki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ile kuruldu.
Birliğimizin genel hedefi Türk azınlığının kabul edilmesi,
oturtulması ve gelişmesini sağlamak. Bizler Avrupa standartlarına göre bütün
insan haklarını, Türkçülüğün özünün korunması için mücadele etmekteyiz.
Efrem MOLLOV, Avrupa "Pomak" Enstitusu başkanı;
- Bende burada bulunmaktan çok sevinçliyim, çünkü bir tek
Türkiye'deki göçmen Pomak kardeşlerim bunca yıldır hiç bir zaman herhangi bir
asimilasyona uğramamışlardır, baskı ve zülümün ne olduğunu bilmezler.
Benim burada temsil ettiğim Avrupa "Pomak"
Enstitusu, Bulgaristan'daki Pomakların tek sivil toplum kuruluşudur.
İlk önce ben, bizim kuruluşumuzu bu önemli organizasyona
davet ettikleri için BULTÜRK yönetimine ve bizzat sayın Rafet Ulutürk'e teşekkür ediyorum.
Bilindiği gibi, biz Pomaklar son 136 yılda Bulgaristan devleti tarafından yedi
kere zoraki asimilasyona uğradık. Bu vahşi zorbalığın halkımızın üzerinde
yarattığı tahribatları bir biz biliriz, bir de yüce Rabbimiz.
1989 yılının sonunda Pomaklar Sofya'nın göbeğinde büyük bir
miting yaptık ve orada bu asimilasyonları
şiddetle kınadık ve isimlerimizin iadesi için mücadele ettik. İşte bu
miting esnasında başımıza, yine devlet eliyle, yeni bir zorba getiridi. Sivil
polisler eşliğinde o beyaz arabadan inen şahıs Medi Doganov'tu. Son 25 yıldır
bu şahsın yönettiği DPS partisi Pomaklara karşı en büyük asimilasyon
politikalarını yürütmektedir. DPS bir devlet partisidir.
Ben ümit ediyorum ki, Bulgaristan'daki Pomaklar yakın
zamanda özgürlüklerine kavuşacaktır ve böylece halkımıza yönelik bu asimilasyon
politikalarına son verilecektir.
Osman Bülbül, Bulgaristan Ulus Derneği başkanı;
- Bulgaristan'da hukuki açıdan Türk-Müslüman azınlığı
yoktur, ne Anayasa'mızda, ne de diğer kanunlarda böyle bir azınlık tanınmış
değildir.
Bir imza kampanyası düenleyerek , Bulgaristan devletine
taleplerimizi sunduk. Bu belgede Türk ulusal azınlığının tanınmasını
istedik.Ayrıca serbest ulusal tayin hakkını istedik. Anayasa'da yer alan etnik
açıdan parti kurma yasağının kaldırılması, Türk okulları, kültür evleri ve ünüversiteler açılması taleplerinde bulunduk.
Serbest birleşme ve ulusal Türk azınlığının mensubiyet haklarımızın ihlali
nedeniyle Strasburg Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde dava açtık ve onun
kararını beklemekteyiz.
Mümin Topçu,
İstanbul
1 коментара:
eferm mollov doru konusmus BKP parti karar aldi DPS parti uyguladi
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.