Günümüz Bulgaristan'da, Türk çocuklarının Ana dilini öğrendikleri ders kitabıymış o.
Bu fotografı ilk gördüğümde çok ağladım!
Nedenini anlatayım.
Resimdeki bu kitap yaşamak ve yaşatabilmek için, onlarca minnacık yavrucuğa, önlerini görebilmeleri için, ufuk ve ışık olmuş.
Bu kitap ölmemek ve var olmak için büyük mücadele vermiş.
Aynı zamanda, yüzlerce afacana, bizim şu yüce ve kutsal dilimizi sevdirmiş,
öğretmişti.
Gözümüzün önündeki şu kitapçık sanki 101 yaşında!
Adeta bir kıvanç ve aynı zamanda da bir utanç belgesi...
Fazlasıyla ihtiyarlamış ve çökmüş bu kitap.
İki büklüm olmuş.
Sayfacıkları bölük pörçuk, kırış kırış olsa bile mücadele etmeye, karanlık yolumuzda ışık tutmaya, kendisini sevmeyen ve hazmedemeyenlere ramen, inatla devam etmekte.
Bence bu kitaba el sürenler, fazla direnememiş ve onu koruyamamış.
Zaman içinde, onu okuyanlar güçlü ve kudretli kalamamış .
Yaşlanmış, saçları ağırmış, sayfaları kararmış bu kitabı okuyanlar, eğer kendi bencilliğini,çaresizliğini ve ezikliğini yenebilmiş olsalardı, arkalarındaki duran yüz milyonlarca Türk Dünyası mensubunun direncini ve ilham kaynağını hissedebilmiş olsalardı,şimdi bu ana kitabımız çok daha genç ve dinamik görüntüye bürünmüş olabilirdi.
Yeşil yeşil filiz dalları çoğalırdı bu ağacımızın. Sevimli ufaklıkların gözlerinde neşe ve mutluluk tomurcukları açardı.
Bir kitap böyle duruma hangi şartlarda gelebilir, neden ve niçin?
Bu acıklı manzara beni çok ağlattı,dostlarım, işte bu kitap için ağlarım ben!
İşte bu kitap için!
Gönüllerde taht kuramadığı için!
Uçurtmalarda A B C'mizin okunamadığı için!
Onu binlerce tirajda bastırmaya manevi ve maddi olanak sağlayamadığımız için!
Bunca engele karşı direnen bu kitabımız için ağlamaya değemez mi?
Ben bu kitabın önünde eğilerek, Memleketimizin herhangi uzak bir hücra Türk köyünde ,
bir Türk yavrusunun okul çantasında hala direnen ve nabız yoklayan bu kitabı öpmeyi arzuluyorum.
Müzeyyen Avcıoğlu,
Bursa
Bu fotografı ilk gördüğümde çok ağladım!
Nedenini anlatayım.
Resimdeki bu kitap yaşamak ve yaşatabilmek için, onlarca minnacık yavrucuğa, önlerini görebilmeleri için, ufuk ve ışık olmuş.
Bu kitap ölmemek ve var olmak için büyük mücadele vermiş.
Aynı zamanda, yüzlerce afacana, bizim şu yüce ve kutsal dilimizi sevdirmiş,
öğretmişti.
Gözümüzün önündeki şu kitapçık sanki 101 yaşında!
Adeta bir kıvanç ve aynı zamanda da bir utanç belgesi...
Fazlasıyla ihtiyarlamış ve çökmüş bu kitap.
İki büklüm olmuş.
Sayfacıkları bölük pörçuk, kırış kırış olsa bile mücadele etmeye, karanlık yolumuzda ışık tutmaya, kendisini sevmeyen ve hazmedemeyenlere ramen, inatla devam etmekte.
Bence bu kitaba el sürenler, fazla direnememiş ve onu koruyamamış.
Zaman içinde, onu okuyanlar güçlü ve kudretli kalamamış .
Yaşlanmış, saçları ağırmış, sayfaları kararmış bu kitabı okuyanlar, eğer kendi bencilliğini,çaresizliğini ve ezikliğini yenebilmiş olsalardı, arkalarındaki duran yüz milyonlarca Türk Dünyası mensubunun direncini ve ilham kaynağını hissedebilmiş olsalardı,şimdi bu ana kitabımız çok daha genç ve dinamik görüntüye bürünmüş olabilirdi.
Yeşil yeşil filiz dalları çoğalırdı bu ağacımızın. Sevimli ufaklıkların gözlerinde neşe ve mutluluk tomurcukları açardı.
Bir kitap böyle duruma hangi şartlarda gelebilir, neden ve niçin?
Bu acıklı manzara beni çok ağlattı,dostlarım, işte bu kitap için ağlarım ben!
İşte bu kitap için!
Gönüllerde taht kuramadığı için!
Uçurtmalarda A B C'mizin okunamadığı için!
Onu binlerce tirajda bastırmaya manevi ve maddi olanak sağlayamadığımız için!
Bunca engele karşı direnen bu kitabımız için ağlamaya değemez mi?
Ben bu kitabın önünde eğilerek, Memleketimizin herhangi uzak bir hücra Türk köyünde ,
bir Türk yavrusunun okul çantasında hala direnen ve nabız yoklayan bu kitabı öpmeyi arzuluyorum.
Müzeyyen Avcıoğlu,
Bursa
6 коментара:
Keşke..keşke bu kitap yeniden tohumlarını ekse o güzelim beyinlere, keşke bu kitap sarkıtsa uzayan dallarını genç taze kaynağından fışkırmış sulara...ve bu sularla sulansa çölde çorak kalmış genç topraklarımız...yeni yeni yeşeren fidanlar yetişse yeniden yenilenen kitapçıklarımız sayesinde...
Türk çocukları Müzeki gibi birine emanet edilirse olacağı budur işte
göstermelik bir kaç küyde ana dili gösterisi yaptılar HÖHün istediği gibi.Şiir dinlemesi hepsi göstermelik aslında hiçde üle değil bişeycik.Okumuyor çocuklar türkçe bikere üğretmen yok çocuk yok gitmiyor kızanla ders görmeye
Allah buyuk her seyı goruyor HOH hırsızların belasını vercek turk dostuyuz dıye salvarları yırtan ve agentlerı topladılar partı kurdular 25 sene jıvkovun planını fazlasından doldurdular - bulgarıstan turkı artık gurur bır ısım deıl DPS sayesınde
Bulgaristanda şu türkçe okuma konusu çok ciddi olay çok vahim gerçekten çocukların türkçe okuması şart bulgaristan tarihinde sadece DPS zamanında türkçe okutulamadı
İnanamıyorum kaçıncı asırda yaşıyoruz, bu ne geri kalmışlık bu ne ırkçı bir zihniyet , benim annem babam Türkçe sekizinci sınıfa kadar okumuşlar , oysa bilmiyordum bu kadarını, şimdi okuduklarıma inanamıyorum, Bulgaristan gerçekten Türklerden korkmasa onlara ana dillerini okumalarında serbest bırakırdı . Çok üzüldüm kardeşlerim için, hiç mi eğitim yok, hiç mi ilgilenen yok bu konuda nasıl kitap olmaz, nasıl türkçe ders kitapları basılmaz o ülkede. Şimdi Amerikada bile Türkçe dersi okutuluyor, Avstraliyada bile.
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.