събота, 26 октомври 2013 г.

TARİH SIR SAKLAMAZ-3

Aynı yıllarda, Todor Jivkov ve Slavço Trınski ile birlikte GEÇEV’in ajanı olarak kendinden kuşkulanılan bir de Mirço Spasov’tur.

İstihbaratçı Krıstü Radoynov, “daha o yıllarda Mirço Spasov’un bir GEŞEV ajanı olduğu konuşuluyordu.” diyor. M.Spasov en acımasız işkenceci ve canilerden biriydi. Belene, Loveç, Skrevena ve başka tutuklu kamplarında çirkefliğini göstermişti. Onun emriyle hiçbir suçu olmayan binlerce kişi yok edildi. Bu gibi kötülükleriyle ün yapmıştır.
Toplama kamplarındaki işkenceler, cana kıymalar ortaya çıkınca T. Jivkov cani Mirço Spasov’u görevinden almamış, sadece “uyarı” ile cezalandırmakla yetinmiştir.
Dikkati çeken bir özel nokta, Mirço Spasov bir GEŞEV ajanı olduğundan dolayı, Todor Jivkov’un da ajan olduğunu gerçekten bilen sayıları bir elin parmakları kadar az olan kişilerden biri olduğundan, her an her yerde güçlüydü.
9 Eylül 1944’ten sonra ikisi de Büyük sayıda cinayete bizzat katıldıklarından dolayı, her ikisinin de ajanlığından kuşkulanan kimse yoktur.
Burada dikkati çeken bir başka özellik de şudur: 9 Eylül 1944’ten sonra GEŞEV arşivini arayan ve Çar polisi arşivinde gece gündüz araştırma yapan kişilerin başında T. Jivkov ile M. Spasov gelir.
GEŞEV’in ajanlarının sayısı büyüktür. 1948 yılında polis arşivi parti Merkez Komitesi’nden İç İşleri Bakanlığı’na geri verildiğinde, dosyalardan birçok sayfanın koparıldığı ya da kesildiği, bir de birçok sayfada ifade veya isimlerin jiletle kazınmış olduğu dikkati çekmiştir.
Mirço Spasov’un bir ajan faşist olduğunu kanıtlayan özelliklerden biri de, onun tutuklulara karşı tutum ve tavrının, GEŞEV’in sopacılarından Petır Fereştanov’un barbarlığına tıpa tıp bezlemesidir.

Fereştanov hakkında Hristozov şöyle yazıyor:
Amansız bir işkenceci olup GEŞEV’in yanında maaşlı bir eleman olarak çalışmıştır. Büyük Bulgar şairi Nikola Vapsarov’u döven de odur. 1942’de parti Merkez Komitesi üyelerine karşı davada, itirafta bulunmayanların hepsi Ferenştanov tarafından dövülmüştür. Kemikleri kırılmış, aletleri koparılmıştır.
9 Eylül 1944’ten hemen sonra Milis Şefi görevinde bulunan Radenko Vidinski’nin de GEŞEV’in ajanı olduğu tahmin ediliyor. Bu kişilerin dışında, Burgas BKP Birinci Sekreteri Mihail Proykov’un da GEŞEV’in ajanı olduğu kanıtlanmıştır. Bu liste uzundur.

GEŞEV ajanlarının sosyalizm yıllarındaki tavrını analiz eden Hristozkov şunları yazıyor: “ GEŞEV ajanları yeni koşullara ustaca ayak uydurarak, SSSB’ne tamamen boyun eğmiş bir şekilde hareket ettiler. Bunu doğal karşılamak gerekir, çünkü ajan fişleri Moskova’nın elinde olduğundan dolayı, çok bilince, itiraz edince veya isteneni yapmadıkları takdirde eski kimliklerini kanıtlayan fişler hemen açıklanacaktır.
1962 yılında, T. Jivkov, GEŞEV’in bilinen ajanlarını toplattı ve böylece alanda tek lider olarak kendisi kaldı. Bulgaristan’ı 1989 yılına kadar yönetenler, Nikita Kruşçev’e biz 1980’de komünizme gireceğiz vaatlerinde bulunanlardır. Bu kişilerin isimleri ve soyadları, fişleri Moskova arşivi açıklamadan sonra tamamen ortaya çıkacaktır.
İngiliz istihbaratı için çalışan GEŞEV’in Bulgaristan’daki ajan sayısının çok büyük olduğundan dolayı, Ruslar Bulgaristan’da bir darbe olması ihtimalinden de korkmuştur.
Rus istihbaratı işte bu nedenle olacak ki, 1949’da Ruse ve Varna şehirlerine birer alay, Sofya’ya da tümen Rus askeri göndermiştir. O zaman Moskova, Büyük Britanya için faaliyet yürüten ajanların ayaklanmasından ve Bulgaristan’a Türkiye ve Sırp ordularının girmesinden korkmuştur.
Bulgaristan Komünist Partisi yönetimine faşist-GEŞEV ajanlarının yerleşmesinde en büyük hizmeti, XX. asrın top casusu Kim Filbi vermiştir.
Filbi, İstanbul’daki İngiliz Konsolosluğu’nda GEÇEV’e bağlı olan Bulgar ajanlarının listesini ele geçirmiştir.

1947 yılında İngiliz SIRKET İNTELEJENS SERVİS istasyon şefi olarak atanan bu İngiliz casusu, aslında SSCB için çalışan bir Rus ajanıdır.
Filbi, ele geçirdiği,  GEŞEV fiş kutusundan tüm ajanların isimlerini ve bilgilerini kopyalayıp Moskova’ya göndermiştir. Bu büyük hizmetinden dolayı olacak, Moskova’nın önerisiyle Filbi, 1973’ten sonra bütün sosyalist ülkelerde bulunmuş ve Bulgaristan’da yılda bir 15-20 gün tatil yapmıştır. Bu bilgileri doğrularken T.Jivkov’un yardımcılarından Konstantin Çakırov şunları ekliyor: Sofya’da bulunduğu günlerde Filbi’ye  İç İşleri Bakanlığı’nın Simeonovo Enstitüsü’nde özel bir ev tesis ediliyordu.
Güdülen hedef, onun yaşamı için hala tehlike olduğundan dolayı, sıkı korunan bir yerden kalmasını sağlamaktı. Bu ziyaretler esnasında, o zamanın İç İşleri Bakan Yardımcısı Grigor Şopov konuğunu bir Sofya varoşu olan Pançerovo’da gizli bir yazlıkta kem gözlerden uzak özel akşam yemeğine davet ediyordu.
Çakırov, Bulgaristan ziyaretleri esnasında Filbi’nin 4-5 kişi tarafından korunduğunu, gayet mütevazi davrandığını vb. anlatıyor. O yıllarda artık saygın bir emekli olan Filbi, Bulgaristan’ı ziyaretlerinde gizli görüşmeler de gerçekleştirmiştir. Ülkemize Moskova’nın siparişi üzerine geldiği bilinir.
Bu konu, isimlerimizi ve soy atlarımızı değiştiren, geçmişimize ve geleceğimize el kaldıran Todor Jivkov’un hem faşizm hem de sosyalizm döneminde çalışmalarıyla yakın ilgili olduğundan, Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi’nin analiz odağında kalmaya bundan sonra da devam edecektir.
BG-SAM

1 коментара:

Анонимен каза...

bu araştırma merkezi kim yahu
nedır bu nerelısınız sız
haydı buradan ne bu aptalca yazılar
nıye cıkarıyorsunuz bu yazıları
anlayan varmı ne yazmıslar

Публикуване на коментар

Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.