Bulgaristan Başbakan Plamen Oreşarski
DPS/HÖH milletvekili Daniel Peevski’nin (gizli servis) DANS Müsteşarlığına
getirilmesi konusunda “oyuna getirildiğini” ve “aldatıldığını” itiraf etti ve
halktan özür diledi. Bununla 6 gündür devam eden kitle protesto eylemlerinin
ateşi biraz söndü.
Aynı konuda Perşembe sabahı Cumhurbaşkanı R.
Plevneliev Başkanlığında toplanan Ulusal Danışma Konseyi’nde eski başbakan B.
Borisov, gizli kabadayıların başı olan D. Peevski’nin “şahsen beni tutuklatıp öldürtmek
için gizli polis servisi müsteşarlığına atandı” deyip, “dedesinin de aynı
şekilde öldürüldüğünü” anlattıktan sonra, Cumhurbaşkanlığı’ndan çıkıp olayları
arzetmek üzere Avrupa Halk Partisi’nin Viyana merkezine uçtu.
Tehlikeyi gören ve AYAKLANANLAR KİMDİ?
Meydanlar
kitlelerle 24 sivil toplum örgütü öncülüğünde oldu. Çağrıyı siber bağlantıdan
(elektronik iletişimle) bilgisayar ve cep telefonlarından aldılar. Ayaklananlar
sivil toplum örgütleriydi yani sendikalar, aydınlar, spor kulüpleri,
üniversiteliler, yazar, gazeteci, sanatçı kuruluşları, haber ve sosyolojik
ajanslar v.b. başı çeker. Yürüyüş alayları bayraksızdı. Eli sopalılar da yoktu.
Her
yerde “Balkan Yiğidi ayağa kalk, ayağa kalk!”, “Dirilen halkım ayağa kalk,
ayağa kalk!” marşları çalındı. 19. yüzyıl ortalarında Osmanlıya ve Türklere
karşı bestelenmiş olan bu marşlar çalınırken eskiden hep Türklere karşı sloganlar
atılırdı. Bu defa kitle suskundu. Benzer ortamlarda daha önce Sultan ile yerli
Türkler bir tutulur, şiddetli düşmanlık yeli eserdi. Düşman simgesi
yaratılırken uyanış çağı öncü şairlerinden Botev ile Vazov bile Sultan ile her sabah
selamlaştıkları Türk komşular arasına ayrım çizgisi çekmemişti.
Şimdiki endişeli ama bilinçli kitle “Ahmet
Doğan Mafya!” dediler ama Türk vatandaşlarını ağızına bile almadılar. Bir araya
toplanan birkaç Bulgarların ilk işi hep “Türklere mezar kazma” hevesi olurken, bu
kez bu meraktan vazgeçilmişti. Seçilmiş Türk temsilcilerle hükümet ortaklığına
itirazları olmadığını ifade ettiler. Meydanlarda Türkler ve Müslümanlar
konusunda olgunluk sezildi. Sivil toplum örgütlerinin demokratik olgunlaşma
yolunda ileri adımlar atığına kanıt getirdi.
Demokrasi barışçı eylem içinde etnik
düşmanlık olmamasıdır. 20-40 yaşları arasında olan bu nümayişçiler bizimle
ortak gelecek paylaşmayı, birlikte yaşamayı kabullenmiş izlenimi bırakıyor.
Gelecek hepimizin geleceği olmalı bilinciyle yürüyorlar. Yaşam biçimimizde, dil
ve dinde olan farklılıklarımızın ortak uygarlık mensubu olmamıza engel değildir
bilinci ses getirdi.
Henüz
meydanlarda “milliyetlerin ve mezheplerin kanunlarını iptal edeceğiz” diyenler
olmasa da, kardeşlik kapılarının açılış gıcırtıları kulaklara geldi. Bu güne
geleceğin gözüyle bakan bu insanlar yeni tarihi yazacaklar umudu doğdu.
Duygulandıran ve düşündüren yeni bir sayfa açıldı.
Bu göstericiler seçme ve seçilme hakkının
hepimizin en başat hakkı olduğunu biz gibi özümsemişler. Ama seçtiklerimizin
seçilince kontrolsüz işler yapmasına tahammülleri yok.
D. Peevski’nin özünü soyunu bildiklerinden (gizli
istihbarat) DANS Müdürlüğüne seçilmesi meydanları korku doldurdu! Korku birikimi
patladı?
Bundan 4 yıl önce Sofya’da Sosyalist Parti
Başkanı S. Stanişev Başkanlığında bir koalisyon hükümeti vardı. A. Doğan
liderliğindeki HÖH/DPS bu hükümete ortaktı. (Şimdi olduğu gibi.) Onlar hükümet
ederken halk re ketten (fidye), sıkıştırılmaktan, baskıdan, çekiden, terörden
kan ağladı. Her gün birileri kaçırılıyordu. Kaçırılanın kulağı, parmağı kesilip
evine gönderiliyor, para isteniyordu. İstenen para da milyondan az değildi.
Sınırdan geçen Türk araçları da titiz gözden
geçiriliyor. Bayanların takılarına göz koyuluyordu. Gümrükçü ile mafya
işbirliği yaptı. 2009’da sınır kapısı “Kalotino” yakınlarında kaçırılan bir
Türk “Audi” Jeep soyuldu, kadınlar kızlar kurda kuşa yem olsunlar diye ıssız
ormanda ağaçlara bağlandı. Verilmiş sadakaları varmış, kızlardan birinin cep
telefonu çalmış da, haber iletip kurtuldular.
O zaman Sosyalistler-Çar ve HÖH hükümetini
düşüren halkın korku hislerini, korkunun önünün alınamaması endişesi, feryadın sonsuz
tırmanması olmuştu. Aslında bu son günlerde halkı meydanlara toplayan hafızalardaki
derin korkunun canlanmasıdır.
İNSANLARIN KİMDEN KORKTUĞU ORTAYA ÇIKTI:
Mafya başı D. Peevskiye güvenen S.
Stanişev’in Sosyalist Parti Başkanlığı’ndan istifası isteniyor. A. Doğan’ın, bir “Mafya Babası” olarak, kirli
ve tehlikeli işlerden çekilmesi, politikadan uzaklaşması, Sofya’yı terk
etmesinde ısrar ediliyor. D. Peevski olayı, ejderhayı ininden çıkardı. Halk
korku içinde yaşamak istemiyor.
B. Borisov hükumeti insan kaçırma ve fidye
işlerini yapan “Naglite” (küstahlar) çetesini açıklamış ve etkisiz hale getirmişti.
Şimdi onunla da hesaplaşmak istiyorlar. Katillerin, demokrasiden haraç isteyen
eski partizanların torunları, DS’ye bağlı olan ama talep ettiklerini elde edemeyenlerin
intikamı olduğu ortaya çıktı. Onlar illegal silahlı çetelerdi.
Şu anki gelişmelerde, Bulgaristan “Medya
Mafyası” başı olduğu bilinen, korumalarla gezen, HÖH’e sızmış, A. Doğan’ın
himayesinde HÖH milletvekili olan, parlamentoda yerini ısıtmadan hedefa açılan
ve (istihbarat servisi) DANS’ın Başkanlığı’na çöreklenmeye çalışan D. Peevski hepimizde
korku dehşeti yarattı. Dünkü günü bilenler yarından korktular. Endişeye hakim
olunamadı. Onlar sen ben gibi Avrupalı mantalitesi olan, yüksek öğrenimli
vatandaşlarımızdır. Halen bizde aydın orta tabakanın menfaatlerini temsil eden
politik parti yok. Bu yüzden hemen sivil toplum örgütleri etrafında
kenetlendiler. En başta huzur, öncelikler evlatları için güvenlik isteyen bu
ana babaların istekleri haklıdır, yasaldır, niteliklidir, son hesapta politik
içeriklidir.
Bu protesto sürecinde sivil toplum
örgütlerinin Bulgaristan politikasında ağırlığını duyurma dönemi kapısını
aralamıştır. D. Peevski konusunda “Hükümette akıl tutulması var!”, “A. Doğan
delirmiş!” diyenler, korkusuz yaşayacakları yarınlar için meydanlardadır.
Bu defa bu ulusal mücadelede Türkler,
Pomaklar ve diğer Müslümanlar ve öteki etnikler yoktu. Bir defa bütün bu
topluluk siber iletişimin dışında kaldı. Demokratik Bulgaristan’ın yeni politik
haritasını çizenlerin saflarına hepimizin katılmamız için bizim de sivil toplum
örgütlerinde, dayanışma ve yardımlaşma, hizmet derneklerinde, hemşeri
kulüplerinde, meslek gruplarında örgütlenip birleşmemiz, olayları daha yakından
izlememiz, katılımcı olmamız, kimseye güvenmeden kendi kararlarımızı almamız
gerekli oldu. Bugünkü seyirci durumundan kurtulma yolunun ilk adım atılarak yürünecektir.
Demokratikleşen Bulgaristan’da sivil toplum
örgütlerinde yerimizi bulmamız zamanı geldi. Korkuları ancak böylece beraberce
yeneceğiz.Zaman, sivil toplum örgütlerinin politik sahneye çıkma zamanıdır.
Dr.Nedim BİRİNCİ
10 коментара:
Al sana bir Naim Doğu produksionu...Bulgar madyalarından iyi bir tercüme.Acaba bu yazının hazırlanması için,kendisine ne kadar ücret ödendi.Satılmış kalemlerimiz para içinde dost için de yazar,düşman içinde...Nedim'e gelince,bir tek ismi kullanılmış,kendisinin bu yazıdan haberi bile yok...
Nedim kardeşimizi kutluyoruz
sizler çekemiyorsunuz normal
siz de bulgar gazetelerinden tercume edin
sizin ellerinizi tutan mı var
sizler zavallısınız adınızı bile yazamıyorsunuz
siz her zaman boyle guresı sevdınız
bulgarn yanında bulgar turkun yanında turk
o donem kapandı haydı sizin yolunuz bitti
şimdi gençlerin zamanı
bu yureklı yazılarınızdan dolayı sızı kutluyorum kardeşim nedim
silistreli Kadir Beytuladan selamlar
B. Borisov, gizli kabadayıların başı olan D. Peevski’nin “şahsen beni tutuklatıp öldürtmek için gizli polis servisi müsteşarlığına atandı” diye
bu GERB çi cocuklar kendilerini gösterdiler
SİZ DAHA TÜRK OLAMAMIŞINIZ GİDİN GERBE hepiniz
PARASI OLAN YAZDIRACAK KARDEŞ SANA NE
BİRYERLERİNE Mİ BATTI ÇOK BİLGİLİSEN DAHA İYİSİNİ YAZ VEYA YAZDIR SENİN NE PARAN NE KAFAN VAR BELLİ OLUYOR
ŞİKAYETİ ÇOCUKLAR YAPAR TEBRİK EDİYORUM KARDEŞİMİ TANIMAMA RAĞMEN GÜZEL BİR YAZI BİZİ BİLGİLENDİRİYOR YA SEN ETRAFA ZEHİR KUSUYORSUN SİZ SADECE KOMUNİST UŞAKLI YAPARSINIZ HA UNUTMADAN BİRDE KENDİ ÇIKARLARINIZIIIII
bunların hepsinin hesabını vereceksiniz BULTURKcüler
yakın zamanda bulturk yok olacak bekleyin
sizler son gunlerinizi yasıyorsunuz
Bultürk'ün yok olmasına bir neden yok,ama Bg'deki ajan partisi ve onu destekleyen iş başında olanların yakında yok olma ihtimali çok yüksek.Nedim ise cahiller sınıfından,mademki başkalarının yazılarını kullanıyor..
Hani nerde o paralar???Sezgin de de çok para vardı,ama her tarafı borç...
bulturk bitti artık
höh onu bitirdi
höh karsı gelmek boyle
hepiniz goreceksiniz
herkes haddini bilecek
BULTÜRK BİTTTİİİİİ
baskan gidiyorrrrrrrrrrrr
HÖH hepinizden hesap soracak
HERKES HESAP VERECEK HÖH'E
HÖH - ATAKA
artık ikisi de yok oluyorlar
Türkler ve Bulgarlar kurtuluyorlar
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.