PERDENİN ARKASINDAKİ KORKU

Belki bundan otuz yıl öncesiydi.
Genç komsomolcuları temsilen bana Ercek'te
seçim komisyonunda görev verilmişti.
Aynı köyden,yakın arkadaşım Nejdet ise bana gizlice
bu seçimlerde BKP pusulasının üzerine çizik atacağını bildirmişti.
Beklenen gün geldi çattı ve akşam sandıktan
benim beklediğim üstü çizik oy pusulası masamıza konuverdi.
Komisyon şefi, köyün azılı DS ajanıydı.
Bu oy pusulasını görür görmez,
hemen yüzü kızardı ve elleri titremeye başladı.
Yoldaşlar,bu yanlışlıkla verilen pusulayı imha edeceğiz
ve protokole oyların yüzde yüz BKP'ye verildiğini yazacağız,dedi.
Benden başka bu teklife kimse itiraz etmedi.
Gençliğin verdiği o cesaretle,
ben tek başıma yoldaş komisyon şefine direndim
ve bunun bir sahtekarlık olduğunu sakınmadım.
Keşke bunu söylemez olaydım,çünkü anında o,
yüzü domuz gibi kızaran, yoldaş bana öyle bir tokat salladı ki,
acısını hala unutamam.
Ertesi gün duydum ki,bizim Nejdet'i
uzun eller hemen "sıcak yuvaya"toplamışlar.
Köyün DS baş ajanı kimin ret oyu verebileceğini doğru tahmin etmişti...

Neden bu vukuatı anlatıyorum.
Birkaç gün sonra, BG'de yine seçimler var.
Tek parti dönemi, güya, çoktan kapandı,fakat içimizdeki korku tükenmedi.
Kimden ve neden korkuyoruz.
Hala o DS ajanlarından korkmaktayız.
Hala işimizden, gücümüzden mahrum kalmamaktan korkmaktayız.
Türklerin yoğun olarak yaşadığı her ilçeden en az beş yüze yakın
HÖH partisinin tayin ettirdiği ve kolladığı devlet,belediye ve çeşitli
başka birimlerde çalışan kadrolu eleman var.
Ekmeğinden olmama korkusu, bunların adeta bir kabusu olmuş.
Nasıl vaktinde,gizlice BKP'den nefret ettiğimizi konuşuyorduk,
günümüzde de HÖH için aynı duygular içinde bu kardeşlerimiz,
fakat ikiyüzlülük gereği bir türlü bunu açıkça itiraf edemiyorlar ve seçimlerde
illaki kendilerini HÖH partisine oy kullanma mecburiyetinde hissediyorlar.
Gizli odanın perde arkasında bile bu korkuyu yenemiyorlar,
ya birileri onları görürse,anlarsa,cezalandırırsa...
Baş DS ajanları yine devrede,yine temerküz kampı bekçiliğinde.
Bunun adını demokrasi koymuşlar,hatta liberal demokrasi.
Ölme eşeğim ölme...
Böylece her ilçeden en az beş yüz oy garanti.
Bu oylara artı beş yüz hısım,akraba ve yalaka takımının oyunu dahil edelim.
Bir de korku ve tehditle sindirilmiş,ürkütülmüş ve hiç bir zaman gerçekleşmemiş
vaatlerle kandırılan, o sessiz beş yüz gariban amca ve teyzemizin
oyunu da hesaba dahil edelim.Gurbet kuşlarının anne ve babaları bunlar...
Dahası bunun yurt dışı kıyağı da var.
Sağ olsun Ana Vatan'daki soydaşlarımız.
Onların arasından da her ilçemiz için en az beş yüz oy çıkıyor,
çünkü akraba ve arkadaşlık bağlarımız hala çok güçlüdür bizim.
Böylece, her ilçeden iki bin nur topu gibi oyumuz garantilenmiş oldu.
Bu sefer,acaba ilk kez oyun bozanlık yaşanacak mı,o gizli perdenin arkasında.
Başta bahsettiğim gibi,yeni Nejdet'ler ortaya çıkacak mı.
Ya da işimizden, aşımızdan olmayayım diye aynı nakarata,
aynı acı ağıta mı devam...