Çok zor ayrılmıştım doğduğum topraklardan.
Zor gelmişti bana, çocukluğumun tadını bile çıkaramadan köyümden ayrılmak.
O anlarda beynim müthiş zonkluyordu, sanki içimi bin bir çeşit cevapsız soru kemiriyordu; ya, bir daha asla göremezsem doğduğum evi, çayırların çimenini, kuzularımı, otlaklarını, derelerimi, Kayabaşı'nı, çılgın Arda boylarını, Asar'ı.
Acı ve sızılarımı bağrıma basarak adım attım Ana vatan toprağına.
Yirmi yaşlarındaydım o zamanlar. Otuz beş yıl sonra bu satırları yazıyorum.
Hayatımızın tümünü orada geçirmek bizlere nasip olmadı. Kader işte.Oralardan uzaklaştık, ama gönül ve rüyalardan Memleketimiz hiç eksik olmadı.Dile kolay, tam 35 yıl geçmiş göçeli. Çorak ve susuz köyüm benim. Etrafı bembeyaz kayalık yığınlarıyla döşeli. Öksüz köyüm benim...
Bursa'nın mesire yerleri meşhurdur. Yaz mevsimlerinde, ailecek bizler de bazen Uludağ'ın serin ve ferahlatıcı eteklerinde buluruz kendimizi. Bir ırmak kenarına gitsek, torunum Öykü, hemen suda zıplayan kurbağaların seyrine kaptırır kendini. Dev çınar ağaçlarının gölgesinde, kendimizi sanki, o terk ettiğimiz Memleketimizin ormanında gibi hissederiz. O anlarda eşim ve ben, hep bir ağızdan deriz ki: "Bakınız, ne kadar yeşil, ne kadar güzel, aynı Bulgaristan..."
Bir tepe yamacına tırmanışa geçsem ve uzaklardan bir göl kıyısı ilişse gözüme, hemen Arda'nın mavi suları gözümün önüne geliverir. Oysa bitmek bilmeyen bu karşılaştırmalar tüketir yüreklerimizi, büyütür içimizdeki özlemlerimizi.
Bunca yıl geçmesine ramen,ben kendimi Türkiyeli hissedemiyorum.
Aynı zamanda Türkiye emsalsiz cennet ülkem benim.
Çok seviyorum Anadolu'nun her milim parçasını.
Buralarda yetiştirdim iki çocuğumu. Ev ve mülk sahibi olduk. Bir çok zor badireler atlattık. Genç yaşlarda aile kurduk. İlk yıllarımızda yoksulluğu ve perişanlığı da gördük. Pek destek çıkanımız olmadı. Kimselere anlatamadık derdimizi, ama sonuçta başardık, çalışkanlığın meyvelerini tatmaya başladık zaman içinde.
Hep Bulgaristan'ın detska zakuskasını özledik, hep lütenitsasını hayal ettik. Oranın poniçkasını çok severdik eşimle, bozasını da hiç unutamadık.
Küçük Memleketim benim...
İster çorak olsun, ister taştan, oralarda gülüyordu gözlerim, düşlerimde.
Öyle çok şeyler hayal ediyorum ki: çıksam o gayrağın karşısındaki taşlara, yine askerim bana serenat yapsa, otursam taşlarında ve ağlasam kana kana, acaba çocukluğum ve gençliğim geri döner mi...
Her zaman yaradana şükretmeyi bilirim ben.
Çok güzel bir ülkede yaşamamızı nasip etti. Bu topraklar üzerinde yavrularımı huzur içinde yetiştirdim ve okuttum.
Atamızın Cumhuriyetinde yaşayabilmek, onur ve şereftir bizler için.
Ben baba ocağımı da hala çok özlüyorum. Sadece bu kadar.
Şimdi gitsem, ne oralarda uzun süre yaşayabilirim, aynı zamanda oraları da hiç unutamıyorum.
Ne rüyalarım Arda'sız, Kaya başı'sız kalsın, ne de Türkiye'nin al bayrağından mahrum kalayım.
Ben köyümün yağmurlarında ıslanmak, yalın ayak derelerinde yürümek, çayır çimeninde oturup kahvemi yudumlamak arzusundayım.
Bende doğduğum topraklara vize engeli olmadan ayak basmak istiyorum. Hakkım değil mi.
Ne oralar gözümden gidiyor,ne de buraları terk edebiliyorum...
İki dere arasında, kalmayı bilir misin sen, kardeşim.
Müzeyyen Avcıoğlu
четвъртък, 4 април 2013 г.
Абонамент за:
Коментари за публикацията (Atom)
13 коментара:
Müzeyyen hanım, sizi tebrik ediyoruym...1978 göçmeni akrabalarımız sözde, hep bu konular üzerinde konuşuyoruz --geldi gitti iyi oldu kötü oldu ama bir türlü düşündüklerini bu kadar net anlatamıyorlar.. haa şimdi bütün göçmenlerin kalplerindeki bu duyguyu süper bir şekilde ,kimseyi incitmeden, aktarmayı başarmışsınız. elinize sağşıl sağolun varolun yazılarınızı beklekmeteyiz..
AH MUZEYYEN ABLA AHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHH
GEL BE YENGECIM ,SU DA VAR KOYDE YESILIKTE VAR ,UC AILE KALDI KOYUNUZDE...DACIKLARDA
Müzeyyen Avcıoğlu...
Çok teşekkür ediyorum, yüreğimin sesini duyan sizlere canım arkadaşlarım, memleket insanım benim, köydeşlerim...ah o özlem yok mu içimde ah, bir türlü kanaması dinmeyen yaralarım,yağmur bulutları gözlerimde, deşilse akacaklar Arda nehrine...yaz sonu belki geleceğiz..belki...Sevgilerim aksım Bulgaristana ve tüm insanlarıma..
Muzeyyen hanım,yazıda bir cumleyi anlayamadım kusura bakmayın kendimi Turkiyeli hissetmiyorum.kendiniz diyorsunuz bukadar senedir Turkiyedeyim ama sonra Turkiyeli hissetmiyorum.
Müzeyyen Avcıoğlu
...Evet yaşadığım ülkemi çok seviyorum, her karış toprağını seviyorum, insanını seviyorum, her şeyini, bayrağına kadar, türklüğümüze kadar seviyorum, ama rüyalarımda hep köyümdeyim, çocukluğumdayım, katranlı ellerle yediğim ekmek dilimindeyim, omuzumda taşıdığım suyun bakraçındayım, otlattığım kuzularımdayım, yarım kalmış çocukluğumu her gece rüyalarımda yaşıyorum..ben doğduğum topraklarımın hasretindeyim.. Sevgiler Saygılar...
Ah ablacim ah,su bizim hep oyumuzu verdimiz DPS partisi isine baksaydi simdi vizesiz gelirdin buralara 23 yildir nerdeyse hep koalisyon hukumetlerindediler,bak biz burda daha cocuklarimizi turkce anadil okutamiyoruz,turkce televizyon programimiz yok,yok ablacim yok aldattilar bizi ,uyuttular bizi 23 yildir,coklarida bulgar ajani cikti DPS partisi yoneticileri
ARKADAŞIM,SEN GELİN GELMİŞSİN TÜRKİYE'YE .ONUN İÇİN DOĞUP BÜYÜDÜYÜN YERİ ÖZLÜYORSUN.HANGİ MEMLEKETTE OLURSA OLSUN HER KADIN BIRAKIP GİTİĞİ BABA OCAĞINI,ANA KUCAĞINI ÖZLER.BİR DE MEMLEKET DEĞİŞTİRMİŞSİN O DAHA DA ZOR.AMA VAR MI DÜNYADA AY YILDIZLI AL BAYRAĞI İLE DALGALANAN VE ANILAN BAŞKA VATAN..............
MÜZEYYENCİĞİM O KADAR GÜZEL YAZILARIN VE ŞİİRLERİN VAR Kİ,SENİNLE GURUR DUYUYORUM.HER ŞEYİ ÇOK GÜZEL VE NET YAZIYORSUN.AĞZINA SAĞLIK.KİMSENİN DEDİKODULARINA BAKMADAN USANMADAN YAZ.YAZ Kİ İNSAN GÖRSÜN HERKES.KİMSE KİMSENİN ÖZGÜRCE DÜŞÜNCESİNE LAF ATAMAZ.SAYGILARIMLA......
Ben daima sizlerde sevenlerimde yaşayacağım, gücümü sizlerden alacağım, sevenlerimden. Önüme çıkanların yüreklerine sevgimi göndereceğim, ben insanlığı seviyorum, ben doğru çizgide yürümeyi seviyorum, kıvırmak işim değil.Beni sevmeyeni de seviyorum.Allahım her insanın yüreğinde ve yanında olsun...
sen nasıl bir yürek taşıyorsun ki bu kadar hiç korkmadan her düşünceni yazabiliyorsun. tebrikliyorum vallaha.Daha çok yazını okumak isteriz.
...sevgin o güzel yürende devamlı olsun ablacıım, yazıların sayfanda yürek yakıyor kimseye aldırma o senin arkandan kuyu kazanlara devam yolunda biz seni seviyoruz ve sabırla kitabını bekliyoruz. Çıkarmayacaım demişin doğrumu bu neden, sevenlerini bırakma yarı yolda.
Sen nasıl bir yürek taşıyorsun öyle, hayat hikayeni okudum. Çok ağladım, her şey bir yana nasıl o güzel yüzün hep gülüyor çok acı çekmişsiniz. Müzeyyen kardeşim, gurur duyuyorum ben sizinle, kitabınızı bekliyorum Kırcaliye.
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.