İdeolojisiz politika olmaz.
Mestanlı yöresi Kültür ve
Dayanışma Derneği'nin Bursada düzenlediği yemekli toplantı buna kesin kanıttır.
Bulgaristan’da Hak ve Özgürlük Hareketi'nin yerel temsilcisi sıfatıyla bu
toplantıya katılanlar ve HÖH adına konuşanlar Türkiye'den HÖH'e özel destek
talep etmekle politik cahilliğini ortaya koymuşlardır.
Son 2O yılda süregelen tek yanlı
politikalara saplanmış olan ve hızla meydana gelen son değişiklikleri,
Bulgaristan Türklerinin uyanışını ve yeni politik çözümler arayışını göremeyen
HÖH yönetimi baltayı Bursa'da da taşa vurdu.
Tüm HÖH elitini niteleyen ve
izlenen politika için tamamen geçerli olan bu tanımlama, yeni başlayan seçim
kampanyasında içte ve dışta aciz saldırıların şiddetli ucunu Türkiye'ye,
göçmen derneklerine, AK Partiye, hükümete ve şahsen Başbakanımız Sn.Tayip
Erdoğan'a yöneltmişlerdir.
Bu yeni durumun nedeni şudur:
HÖH elitine göre, Türkiye (HÖH-Monşerleri)
HÖH'ü kayıtsız şartsız desteklemiyorsa yanlış yapmaktadır. Ne yazık ki, A.
Doğan'ın (ajanın) çizgisinden çıkamayan HÖH'ün değişen eliti, politikayı
okuyamadı, değiştiremedi, yenilemeyi ise hiç mi hiç düşünmedi.
Yeni çatışmanın ana konusu
ideolojik ve dolayısıyla politiktir.
HÖH-elitinin bağlandığı
neo-liberal ideolojiden Bulgaristan’da Müslümanlara geçmişte faydası olmamıştır
ve gelecekte de faydası yoktur. HÖH'ün sarmaş dolaş olduğu Rus enerji tekelleri
Bulgaristan’ı çökertiyor. Neo-liberal gelişmeler, halkımızın ezilmesi,
sömürülmesi ve yok pahasına bir avuç zengini palazlandırma ve ihya etme
anlayışına hizmet ediyor. A. Doğan'ın çevresinde kümelenen zenginler bizdeki
neo-liberallerdir. Bunların dayattıkları politika son ayda 6 vatandaşın
kendilerini yakmasına neden olmuştu. Onların hiç biri, 3.lü koalisyon ve A.
Doğan, ölüm yatağında olsak bile bir kaşık su vermezler. Neo-liberal
ideolojiden kaynaklanan politika bizde ancak ve ancak öz halkımıza, köydeşlerimize,
kentli ve tüm kardeşlerimize, yoksul halkımıza ihanet politikası izlenmiş ve
izlenmeye de devam etmektedir.
Bu ideolojiden ve politikadan
bize fayda gelmedi ve gelmeyecektir. Bunlar, hep bana ver, ben merkezli, ben
kazanayım politikasını takip etmişlerdır. Hala anlaşılamamış olan bu politik
aldatmaca, Bursadaki toplantıda AK Partinin HÖH konusunda sert tutum almasıyla
balon gibi patlamıştır. Bunlar ilerki zamanlarda da her yerde patlamaya devam
edecektir. İnsanımız artık bu politik zehirden arınma zamanı gelmiştir,
bunu da bu 2013 genel secimlerinde bunu gösterecektir.
Özellikle şuna dikkatinizi
çekmek isterim. Herkesin artık öğrendiği bu son gerginlik önce Bulgaristan'da
kızıştı. A. Doğan HÖH ağıcında büyüyen dalları budadıkça, halkımız üzüldü, halk
gamlı yaşadı. Seçim öncesi kuraklık basınca da, kahırlı insanımızdan HÖH
ağacına su taşıması, oy vermesi istendi.
Sabırlı ve dayanıklı insanlarımız
23 yıldan beri bu çileyi çekegeldi. Türkiye'de yaşayanlardan da hep karşılıksız
oy istedi ve halkımız hep mi hep verdi. Bu dışarda yaşayan insanlarımızın
karşılığı, sadece Bulgaristan’da yaşayan insanlarımıza faydalı olması idi, bunu
da ters anladılar veya işlerine öyle geldi.
Öyle ama kuruyan kapların
altındaki yara hep sızladı ve kimseye huzur vermedi.
Önce Bulgaristan'da patlayan ve
artık Türkiye'deki dernek toplantılarına da sıçrayan şimdiki amansız politik
ayrışım, derinleşen görüş ayrılıklarının aşılamamasının bir sonucudur.
İleride bu çelişki dahada keskin
bir biçim alacaktır. Söz konusu olan öncelikle HÖH'ün son yıllarda
Bulgaristan'ın iç ve dış politikasında hiç bir soruna doğru, halkın çıkarlarına
yönelik, halktan kabul gören, gerçekçi çözüm önerisi getirememiş olmasıdır. Hiç
kimseye hiç bir konuda el uzatmaması, halktan tamamen uzaklaşmasıdır.
Bu politikanın gündeme getirdiği sonuç, Müslüman-Türklerinin HÖH'ten
topluca ayrılıp, beraberce çıkıp yine topluca Ulusal Hak ve Özgürlükler
Hareketi partisine akmak, orada birleşmek, politik olarak pekişip güçlenmek ve
bu partimizi Sofya meclisine götürmektir. Şimdi 2013 genel seçimlerde halkın en
önemli politik ödevi budur.
Bursa'da çatışan taraflar:
Bursa'da kızışan sert tonlu söz düellosuna katılanlar:
BAL-GÖÇ Genel Başkanı Doç.
Dr. Yüksel ÖZKAN; AK Partisi Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk; Mestanlılılar
Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Hasan ÖZTÜRK ve HÖH eliti.
Aslında bu HÖH elitinin bir
temsilcisi ile BAL-GÖÇ nezninde göçmen dernek ve federasyonları; HÖH eliti ile
AK Partisi ve şahsen HÖH eski Başkanı A. Doğan ile Başbakanımız Sn.R.Tayyip
Erdoğan arasında meydana gelen kökten farklı bakış açısının Bulgaristan
parlamento seçimleri arifesinde kamuoyu önünde yüzleşmesidir.
Çözümüne kökten farklı yaklaşılan
ana konular şunlardır:
Bulgaristan ile Türkiye arasında
dostluk ve işbirliği politikası; Bulgaristan Başbakanı Sn.Boyko Borisov ile
Türkiye Cumhuryeti Başbakanı Sn.R. Tayyip Erdoğan arasında son dönemde gelişen
ve güven veren, verimli ve dostça ikili temaslar; özellikle de Bulgaristan ile
Türkiye devlet politikasının HÖH süzgecinden geçmesini isteyenlerin kesin
yanılgısıdır.
Şimdiki yol ayrımı HÖH
Başkanlığı'nın Bulgaristan’da Müslüman-Türklerin ve tüm soydaşlarımıza
ihanetiyle başlamış, derinleşmiş ve derinlik bir uçuruma dönüşmüştür.
Temel konularda HÖH partisinin politik yanılgıya düştüğünü ilk gören
Ulusal Hak ve Özgürlükler Hareketi Başkanı Sn.Güner Tahir oldu. HÖH Genel Başkan Yardımcılığından ayrılan Sn.Güner
Tahir HÖH'in politikalarından memnun olmayan bir grup arkadaşı ile Ulusal Hak
ve Özgürlükler Hareketi'ni (UHÖH) partisini kurdu ve halkımızın demokrasi ve
özgürleşme uğrunda verdiği ağır mücadeleleri devam etirip yaşatma yoluna
açıldı.
UHÖH 12 Mayıs 2013 parlameto seçimlerine tek başına katılıyor.
BULTÜRK Derneği Genel
Başkanı Rafet Ulutürk Soydaş derneklerinden Türkiyede ilk defa HÖH'ün ihanet
politikasını zamanında açığa vuran oldu. O, gerçekleri okuyunca yönettiği
derneğin politik çizgisini yeni temellere oturttu, yeni baştan demokratik
ilkeler üzerinde örgütledi. Başkan R. Ulutürk daha 2003 ardından 2005'te HÖH
tarafından dayatılmak istenen seçimlerle ilgili dalaveracı politikalara, oy
satın almaya sırt çevirdi. Bulgaristan Türkleri, Pomaklar ve vatanlarında
yaşayan tüm Müslümanların huzur içinde olmasına yönelik dayanışma ve
yardımlaşmayı gündeme getirdi ve değişik biçimlerde geliştirdi. Bu asil
politikadaki ana koşul Bulgaristan ile Türkiye arasında her alanda semereli,
dostça işbirliği ve yardımlaşmanın gelişerek daha fazla meyve vermesine ve iki
ülke halklarına her bakımdan yararlı olunmasına hizmet sunmaktı.
Balkanlar'da barışın ve
güvenliğin temel taşı olmak gibi asil hedefler bulunur. Dernek çalışmalarında
Bulgaristan'ın bugünkü derin bunalımdan sıyrılması, işbirliği geliştirerek
güçlenmesi; mutlu ve güvenli bir yaşama açılmasına faydalı olması
hedeflenmektedir. Bu politikada miheng taşı Bulgaristan' da yaşayan Müslüman
topluluğun tüm etnik grupların anayasal ve evrensel haklarının bütünüyle
tanınması ve uygulanmasıdır. İnsan kardeşliğine ve yardımlaşma gereğine dayanan
bu politik anlayış, soydaşlarımızın Bulgaristan'daki yerel ve parlamenter
seçimlere aktif katılmasını özendirdiği gibi, tamamen yapıcı ve güven veren
isabetli bir politikaya hizmet etmektedir.
Bursada'da dernek, federasyon ve
belediye başkanlarının katıldığı görüşme politik niteliklidir. Kızışan
tartışmanın politik özünde öncelikle BAL-GÖÇ'ün Bulgaristan'a ve HÖH'e bakış açısını
öteden beri katı tutup asla değiştirmek istememesi yatar. Bulgaristan'da
yapılan her seçimde HÖH elitine Türk oylarını hediye eden BAL-GÖÇ,
Türkiye Cumhuriyetindeki en büyük soydaş derneğidir ve HÖH'ten asla hesap
sormamakla hep yanlış yapmıştır ve bu yanlışı devam etirmektedir.
Bu arada HÖH elitinin sinsi
oyunlarına alet olmuş ve buna devam etmektedir.
Bulgaristan'da bazı önemsiz
ekonomik çıkarlara bazı yöneticiler yetinmiştir. BAL-GÖÇ, son yıllarda devamlı
"yüksek hizmet plaketı" dağtmakla yetinerek, Bulgaristan
politikasında körleşmiş, genel nitelikli bazı demeçlerle yetinmeyi
yeğlemiş ve modern siyaseti "Türkan Çeşme" Anma törenlerine turistik
katılım seviyesine indirgemiştir.
HÖH yönetiminin izlediği
politikalardan, son yıllarda Müslüman ve Türklük davasına ihanet sınırını aşan
tutumdan hesap sormaya doğal hakı olan BAL-GÖÇ bunu yapamamıştır.
BAL-GÖÇ'ün iç işlerine karışmadan
şunları söylemeden edemeyeceğim:
HÖH'e hep canı gönülden
karşılıksız destek verildi, dil özürlü gibi susuldu, hesap aranmadı, hesap
sorulmadı, misafir karşılandı, ağırlandı ve uğurladı. Sonunda????
Güneş balçikla sıvanmaz:
Bugünkü vahim durum, Bulgaristan
Türklerinin 3 parçaya, 3 partiye bölünmüşlüğü HÖH'ün körü körüne
desteklenmesinin bir sonucudur. Şu an söylenecek olan şudur: HÖH ile BAL-GÖÇ'ün
arası kesin açılacaktır. HÖH ile AK Partinin arası açılmıştır. Başbakanımız Sn.R.Tayip
Erdoğan'ın HÖH e olan sempatisi sönmüş, Kasim Dal da nasibini almak için
sırasını beklemektedir. Pabucunun dama atılacağı günler hemen yarın vay biraz
sonrası gibi yakındır.
A.Doğan'a 8. Olağan Kurultay
kürsüsü'nde tabanca çıkarılıp, "politikadan çekil" denmesinden sonra,
Bulgaristan Türklüğü ve Müslümanlığı gündeminde en önemli politik olay,
önemli nitelik taşıyan bu gelişmelerin Mestanlılılar Kültür ve Dayanışma
Derneği Başkanı Hasan ÖZTÜRK'ün Bursa'da yönettiği geleneksel misafir karşılama
ziyafetinde patlak vermesi tesadüfi değildir. Bir defa, Mestanlıların Bursa
dayanışma ve kültürel varlığı geliştirme derneği soydaşlarla çok aktif çalışan
ve Bulgaristan'ı başarılı bir şekilde etkileyebilen güçlü bir kuruluştur.
Mestanlı, Güney Doğu Rodoplar'da, Kırcali ilinde ticari ekonomik, sosyal ve
kültürel bakımdan aktif gelişerek, insanlarımızın sevdiği doğal bir yerleşim
merkezi olarak büyümektedir. Türkiye dernekleriyle belediyeler arası
dayanışmalar olumlu meyveler vermektedir. Demokrasi mücadelesinde
şehitler veren, vatan şairi Nuri Adalı şanını yaşatan Mestanlı halkı
politik olarak uyanık ve bilinçli olduğu kadar, HÖH politikasının ideolojik ve
politik çöküşünü sezen ve gören bir topluluk olarak da bilinir. Mestanlı
sakinlerinin politik tutumu Kırcaliden de farklıdır. Özgündür. Gerçekçidir.
Burada son seçim toplantılarında "HÖH'ün özünde kurt var!" diyenler
artık başkaldırmıştır.
Bu seçimlerde Mestanlı seçmeni
HÖH'e oy vermemede kararlıdır.
Halkımız kısır polikaya bundan
böyle kurban olmak istemiyor.
Önümüzdeki seçimlerde Bulgaristan'daki Müslüman-Türk
Topluluğunun kader seçimi olacaktır. Ya tarih sahnesine gömülmek ya da yeniden
dirilişin ve ebediğyen var oluşun başlangıç tarihi olacaktır.
9 коментара:
Kardeş tebrik ederim
eline sağlık
mukemmel tespitler
yolunuz acık olsun
DOĞRU OLAN TARİH SAHNESİNE GÖMÜLMELeRİ SADECE MESTANLİDA DEĞİL - HER YeRDE..BİRDE /ÇALDIKLARINI İADE ETSİNLER...
Demek yine bir Ajana göz kırpıyorsunuz, Milleti bir AJANDAN KURTARIYORSUNUZ SÖZDE AMA DİĞER TARAFTAN DA BAŞKA BİR AJANIN YANİ Güner "georgievin" kucağına atıyorsunuz, pes doğrusu.
Çok haklısın kardeş - 11;36!Ortada şu Georgiev'in ne partisi var ,ne de kendinin bir siyasi kimliği,ölmüş eşeğin tekidir kendisi.Burada bizim Gaziospapaşalı sözde dernekçilerin saçma sapan gayretlerine bir bakarmısınız.Az daha halkımız bunları destekleyecek,hatta Günerler,Rafetlet,Nedimler vekil bile seçilecek.Halkımızın göreviymiş bu.Nedimi vekil yapmak...
Mustafa Mert: Derin Komunist DS nin kalıntıları her türlü komployu ve oyunu bilinçli olarak tezgahlamış insanımızı aldatmak istiyorlar.Bizler bu Jivkovun uşaklarından siyasi arenada kurtulmak isterken gizli kalmış donostnik taşeronları birden ortaya çıkıp acık ve net ajan Savaya,Pavele oyunuzu vermeyin, ajan Georgieve verin ,neredeyse o daha az gammazladı Türkleri diyecekler. Değerli okurlar bakınız Güner Tahir KİM:
Гюнер Бехчет Тахир е български политик.
Той е роден на 24 юли 1961 г. в с. Самуил, област Разград. Средно образование завършва в Политехническа гимназия в град Разград. На 21 май 1980 г. Гюнер Тахир е вербуван от държавна сигурност и е работил като агент от 3-то управление под псевдонима „Георгиев“.[1] През 1985 година завършва Шуменския университет "К. Преславски", специалност "Българска филология" и "Журналистика". Една година е преподавател по съвременен турски език в Шуменския университет. Alın size ihanet belgesi ,birde sormak isterim neden bu ajan Georgiev'e Türkiye ye girme yasağı vardı onun da cevabını verin????
BULTÜRK GÜLRÜRK CARTTÜRK CURTÜRK EYYYYYYYY GAFİLLER. Karşınızda salaklar mı var da böyle serbest at koşturuyorsunuz.
Akıllı olun kimin ne olduğu ortadadır kimsenin yaptığı saklı kalmamıştır.
Türk halkı ihanetten bıkmış durumda inanın hainleri en iyi bilen yüce Tür halkı bir af eder iki af eder üç af eder sonunda ezayı verir göz yaşına bakmaz.
İhanet edecek olanlar iyi düşünsünler.
HÖH'çüleri anlıyorum sonunuz geldı
tebrik ediyorum kardesimizi bu cesaretinden dolayı
sizde yazın birşeyler sadece yorumşla olmaz bu
haydı baska kapıya sizin doneminiz bittti
artık gençler gelsin
Nedim kardeş sizleri vekil olarak görmek isteriz
boyle cesaretli insanlarımız kalmadı burada
23 yıl daha beklemeye niyetimiz yok
herkes UHÖH oyunu versın
NEDIM vekıl olacaksa neden gelmıyor calısmaya
NEdim Türkiyede vekil olacak kardeş Türkiyede
Türkiyeden gelip burada vekil olunmaz daha bunu bile öğrenememişsin yazık hemde ne yazık
ATTAN İNEN EŞE BİNMEZ
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.