SUİKAST GİRİŞİMİNİN ASIL HEDEFİ

19 Ocak günü Bulgaristan tarihine geçen bir kongre yaşandı. Ahmet Doğan’ın genel başkanlığı Lütvi Mestan’a bırakacağı söylentileri merakları kabartırken, Ahmet Doğan’ın konuşması sırasında patlak veren suikast girişimi önemli bir siyasi hadise olarak tarihteki yerini aldı. Zira anlaşıldığı kadarıyla suikastın amacı öldürmekten ziyade siyasi dengeleri değiştirmekti. İşte kritik soru da burada ortaya çıkıyor; siyasi dengeler ne durumdaydı ve bu girişim dengeleri ne şekilde değiştirmeliydi?
Hedef kitlesini belli bir amaç doğrultusunda yönlendirmek istediğinizde devreye toplum mühendisliği girer. Buna neden ihtiyaç duyulduğu ise halkın siyasi yönelimi ile alakalıdır. Dolayısıyla Bulgaristan’da yaşayan Türk halkı ile Türkiye’de yaşayan soydaşlarımızın son zamanlardaki siyasi yönelimi bu suikast girişiminin ana nedenidir. Burada en önemli noktalardan biri de bu olaydan kimin en çok fayda sağladığıdır. Böylelikle olayın kimler tarafından kurgulandığı da daha net görülebilir.
Bulgaristan’da yaşayan soydaşlarımız arasında HÖH’e olan güvensizlik ve memnuniyetsizlik 2008 yılında DS ajanlarının açıklanmasıyla daha da artıyor, bu ajanların partiden temizlenmesini isteyen Kasım Dal ve yol arkadaşlarının partiden ihraçları ile yeni bir siyasi döneme giriliyordu. Kasım Dal ve destekçilerinin oluşturduğu hareket tabandan giderek daha fazla destek görüyor ve nihayetinde Hürriyet ve Şeref Halk Partisi kurularak Korman İsmailov genel başkanlığa seçiliyordu. Tüm bu süreç boyunca ise HÖH mecliste grubu bulunan ve hatta iktidarda koalisyon ortaklığı yapmış bir parti olarak Türk halkının çıkarlarını savunmaktan uzaklaşıyor, parti yönetimi ise kendi maddi kazançlarından başka bir amacı olmayan birkaç siyasetçinin oyuncağı haline geliyordu.
İşte böyle bir ortamda durum, tabanından uzaklaşmakta olan ve bir avuç elitin çıkarlarına hizmet eden bir partiye karşılık tabandan artarak destek gören ve amacı halkın çıkarları olan yeni bir partinin yükselişi olarak karşımıza çıkmaktaydı. O yüzden kan kaybeden partinin oylarını yitirmemek adına yapabileceği ve en hızlı reaksiyon alabileceği hamle mağdur rolünü oynamaktı. Çünkü bilindiği gibi siyasette mağdur rolünde olan genellikle daha çok oy toplar. DS ajanı olduğu açıklanan kişilerin böyle bir tezgâhı düzenleyecek hem birikimi hem de bunu yapacak türde insanlara ulaşabilecek karanlık bağlantılarının olması hiç te akla aykırı değil. Sonuç olarak en başta sorduğumuz sorunun cevabına gelmiş bulunmaktayız. Gidişat HÖH için kötüye doğru iken, düzenlenen bir siyasi oyun ile mağdur rolüne bürünerek halktan oy toplamak ve yükselişe geçmek bu suikast girişiminin ana hedefi olarak karşımıza çıkar.

Dr. Özcan ŞİMŞEK