сряда, 23 декември 2015 г.

MORFİK REZONANSA GÖRE, MUJİKLERLERLE ÇASTUŞKA OYNAYACAKMIŞIZ, AMA NATAŞALAR NE OLACAK...

Drındar tilkisi için dün yazmıştım, bugün gene bütün Bulgar medyaları çalkalandı.Bize de yeniden aynı konuyu irdelemek düşer.

Bulgaristan’daki Türkler, her zaman Ruslar tarafından bir tek zulüm görmüştür.
Osmanlı - Rus Harbi esnasında ve sonrasında yüzbinlerce öldürülen Türk kardeşimizi hatırlayalım.

Rusların telkiniyle, komünist döneminde yine başımıza gelmeyen kalmadı.

Türkiye bizim öz Anavatanımız, bizlerde  öz be öz Türk olduğumuza göre, elbet Türkiye’nin başına gelen her kötü bir olayda, bizler hiç tereddütsüz, onun yanında saf tutacağız ve yardımına koşacağız.

Çanakkale savaşlarında ve Arabistan çöllerinde binlerce şehidimiz düşmedi mi?

Doğal olarak, bunun aynısını Anavatan’dan da bekleriz. Bulgaristan’ın başına kötü bir olay gelse, Bulgar ve Türk gözetlemeden, Türkiye sınırını mı açmayacak? Sonuçta Bulgaristan, Süriyeli sığınmacılardan daha değerli ve yakın...

Bir Rus uçağı, Türkiye sınırını ihlal etmiş ve ertesi gün Türk partisi lideri bunu kınadı.

Ama aynı partinin bilemem nesi, çıkıyor ve bu deklarasyonu bir gaf olarak nitelendiriyor. Ağzındaki baklayı tam olarak çıkaramıyor, ama kendisine  göre, Rusya değil,  Türkiye'nin suçlanması gerekiyor.

Herif,  Türk ve Türkiye düşmanlığı yapmak için eğitilmiş bir kere...

Pentagon ve NATO susabilir, ama Dünya’nın neresinde olursa olsun, her Türkün asli görevi Anavatan’ını ve milletini savunmaktır!

Drındarlı tilkinin bunu anlaması için eğitimi ve kültürü eksik...Yüreği de!

Avrupa Birliği’nden pek fazla beklentisi olmayan bu zat, yine lafı ağzında geveleyerek, neyi ima ettiği iyi anlaşılmakta.

Tek derdi, Bulgaristan’ı yeniden Rusya’ya yamalamak ve böylece umuyor ki, kimsecikler onu yakasından tutup ve yargı önüne dikmeyecek.

Rusya’nın stabilitesini sabit olarak görmekte, fakat  nedense Türkiye’nin güçleşen konumunu görmezlikten gelmekte.

Hatta, NATO ve onun savunma sistemine bile kuşkuyla yaklaşmakta. Tilki ve Rus kutup ayıları, herhalde, Bulgaristan hava sahasını, Türkiye’nin savunmasından rahatsız.

“Kurtarıcı” Rusiya durup dururken, bu NATO da neyin nesi oluyor?

Bilmem neyin nesi, Deliormanlı pehlivanlarının kurt kapanında fena halde korku sardığından dolayı, artık Gırmen kırsalına bile  tek başına gidemeyeceğini çok iyi bilmesine rağmen, hiç utanmadan boynunu aşan konulara yönelmekte.

Sanki, kendisi bir Erdoğan, Obama veya Putin?

Hatta, Yeni Yıl balo salonunda, bir sürü kadının bulunmasına hiç aldırış etmeden, bir ara “zaebavam” filan diye savsaklamakta. Belli ki, bu kerata gerçekten Sibirya’yı hak ediyor. Gitsin orada Ruslarla, kendi öz değimiyle “zaednost”yapsın...

Tilki beynine göre, güya Türkiye’nin güçlenmesi bölgede büyük krizlere neden olacakmış. Rüyalarında, yürütülen bazı sümen altı hareketler, kendisini tedirgin ediyormuş. Dahası, saatlerimizi jeopolitik veya Avrupa siyasi zamanına göre ayar çekmemiz gerekiyormuş. Öyle Ankara kalesinin burç tepesindeki saate asla güvenilemezmiş...

Sanki Tuna’da atlarına sulayan akıncılar Anadolu’dan gelmemiş bu topraklara!

Gördüğünüz gibi herif bize dokuz dereden su getirmekte, ama Türkün berrak ırmak kaynağına yaklaşmamıza izin vermemek çabası...

Sadece Rus votkası içelim ve dumanlı kafalı mujiklerle çastuşka tepinelim! Ama nedense Nataşalar bile İstanbullu erkekleri tercih etmekte...

Bizler zır cahil birer zenciyiz ya, önce bize morfik rezonansın ne olduğunu izah etmeye çalışıyor, sonra da topluluğumuzun iç nabzına değinmekte.Bizleri  hissedebiliyormuş ve bizde onu iyi anlayabiliyor muşuz, hatta hiç konuşmadan bile.

Manyak mu bu, yahu?

Morfik rezonans sayesinde, hiç konuşmadan bizim bilinç altımıza, telepatik yoldan bilgiler sunacakmış.

Yani demek istediği şu; Siz ağzınızı bile açmayın, ben bir telepati uzamanı olarak, Bulgaristan’ı koruyacağım ve şahlandıracağım.

Galiba, bulutların üzerinde yüzmeye, kendini öyle bir kaptırmış ki, Sofya’nın sarı kaldırım taşlarına, beyaz “Lada” sadece bir kere “kurtarıcı melek”indirdiğini unutmuş.

Vaktinde zokayı yutturduğu Pomaklar, çoktan ahmak değiller. Türkler de, kendilerini sessiz koyun sürüsü olarak görmüyor artık...

DPS,  yeniden yaratılamazmış. Bu doğru bir tespit. Aslında yeni DPS’ler yaratılır, ama arkalarından  koşacaklar akıllandı.

Aynı zamanda başka bir siyasi güçle de değiştirilemezmiş, hatta komşu devletlerin yardımıyla bile (Hele bundan çok emin!)... Tabi ki bu parti kurnaz tilki ordusundan temizlenebilir veya yeni bir demokratik parti kurulabilir. Zaten buna büyük bir ihtiyaç var.

Durmadan ülkemizi bir  yangın/pojar yeri olarak göstermek çabası. Acaba, kimler yangın yerine çevirdi bu güzelim ülkeyi? Bu, Selahittin Demirtaş olmasın!

Drındar tilkisi, Bulgaristan’ın kurban olarak seçilmesini arzulamıyor ama belli oluyor ki, Lütfi Mestan’ı, bizzat kendisi kurban olarak seçmiş.

Mestan, Kırcaali diyarından.

Vaktinde, bahsettiğim tilki, arkasında duran güçlere güvenerek, bu diyarı ele geçirmişti. O gelmeden önce başkaları, gerçek ve temiz SDS ve DPS örgütlerini kurmuşlardı. Bunlar acilen bertaraf edilerek, her  önemli koltuğa, güvendikleri adamları yerleştirdiler.

Eğer, yarınki gün Mestan istifasını verirse, kendisine Kırcaalili Türkler sahip çıkabilir. Ya da tilkinin,  yereldeki küçük tilkicikleri, Mestan’ın gitmesine gayret mi ederler dersiniz...

Ahmet Baş’a ve DPS’ye Gırmen halkı neden isyan etti?

Deliorman pehlivanları neden güreş kıspetlerini kuşandı?

Süleyman Gökçe, yalnız diplomasi nezaketi gereği mi, Lütvi Mestan’a doğum günü çiçeği sundu?

Sonuçta, Bulgaristan’daki Türkler yeniden ve topyekün Rusofil mi olacak, ya da gerçek özgürlüklerine mi kavuşacak?

Mümin TOPÇU

0 коментара:

Публикуване на коментар

Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.