19 Mayıs Cebel’in gününü, HÖH/D(P)S, kendi seçim mitingine çevirmiş. HÖH/D(P)S’nin Avrupa Parlamentosu seçim listedeki birinci adayı ise şöyle diyor:
“Başarılı bir oy yapalım!”
Bulgaristan’da 25 Mayıs Pazar günü, Avrupa Parlamentosu seçimleri var. 5- 10 gündür Kırcaali bölgesindeki seçim kampanyalarını izliyorum…
Bulgaristan’da faaliyet gösteren HÖH/D(P)S (Hak ve Özgürlük Hareketi) partisi, her seçim öncesinde olduğu gibi, bu seçimlerden önce de Kırcaali bölgesinde köy köy, kasaba kasaba tüm camilerde mevlit okutuyor…
HÖH/D(P)S Belediyelerinden ihale alan ve aynı partiye yakın çember şirketleri ise kesenin ağzını açmış, her mevlitten sonra köfte, kebap, alkollü içki gırla gidiyor…
19 Mayıs günü, Cebel camisinde de mevlit okundu, fakat öğle namazından önce, caminin abdesthanesinin dış kısmında abdest alanlar, abdestlerini yarıda kesmek zorunda kaldı, çünkü sular kesildi, neyse ki abdesthanenin iç kısmı daha alçakta olduğu için orada borularda kalan suyu kullanabildiler…
Cebel’in camisinde su sorunu var… Oysa namazdan birkaç saat önce Cebel Belediye başkanı kürsüden atıp savuruyordu…
19 Mayıs, Cebel’in günüdür. Bilindiği gibi 19 Mayıs 1989 yılında, Bulgaristan’daki totaliter rejime karşı ilk toplu yürüyüş Cebel’de başlamıştır.
Bugün Cebel kahramanlarını ve asimilasyon döneminde şehit düşenleri anma günüdür!
19 Mayıs Cebel’in günüdür, HÖH/D(P)S'ün değil…
Fakat bugün Cebel’de ilk yürüyüşü gerçekleştiren kahramanları ve şehitleri anmak yerine, HÖH/D(P)S, miting alanını kendi seçim afişleriyle doldurmuş, mübarek seçim propagandası yapıyor…
Şerefsizliğin bu kadarına pes doğrusu…
Yahu 19 Mayıs öncesi bu Cebel Belediye başkanı Bahri Ömer kimdi?
Yahu bu adamlarda ar, namus, şeref, utanmak diye bir şey yok mu?
19 Mayıs 1989 öncesi rejimin gizli servisi DS’nin “Pavel” kod adlı ajanı ve şimdiki HÖH/D(P)S başkanı olan Lütfi Mestan başta olmak üzere, HÖH/D(P)S listesinde birinci olan Filiz Hüsmenova ve aynı listede üçüncü sırada olan halk arasında eski rejim yanlısı bilmem ne Ali’nin torunu Nemci Ali vs kürsüde…
Her zamanki gibi, HÖH/D(P)S destekçileri Bursa BAL-GÖÇ Federasyonu Başkanı Yüksel Özkan ve Edirne Balkan Türkleri Federasyonu Başkanı Zürfettin Hacığolu da kürsüde…
Eski ajan Pavel, pardon bugünkü “özgürlük havarisi” Lütfi Mestan konuşmasında, HÖH/D(P)S’yi öve öve bitiremiyor ve Avrupa değerlerinden bahsediyor…
Filiz Hüsmenova, “25 Mayıs’ta Başarılı bir oy yapalım!” diyor…
Bilmem ne Ali’nin torunu Nemci Ali, o da başkanı gibi Avrupa değerlerinden bahsediyor…
Ne diyelim…
“Başarılı bir oy yapmalar!”
Peki 25 Mayıs seçimlerinde “Başarılı bir oy yapmak” isteyen HÖH/D(P)S, kimlerden oluşuyor?
HÖH/D(P)S, eski DS (1984 – 1989 yılları arasında Türkleri asimile etmeye çalışan eski rejimin gizli servisi) ajanlarının kontrolünde olan bir partidir…
Partinin eski başkanı ve şimdiki başkanı olmak üzere parti teşkilatının büyük kısmı eski DS ajanlarındandır…
Asimilasyon döneminde Türkçe konuştukları için Türklere ceza kesen Aydın Osman gibileri şimdi HÖH/D(P)S Yenipazar (Çernooçene) Belediye başkanıdır…
Asimilasyon dönemindeki kurban bayramlarında Sürmenler köyünde kapı kapı gezerek kurban etleri arayan Rasim Musa gibilerini daha önce HÖH/D(P)S Kırcaali Belediye başkanı, şimdi ise Milletvekilidir…
Yine asimilasyon döneminde Türklere her türlü işkenceler eden DS gibi bir kuruluşun eski subayı olan Raif Mustafa’yı şimdi HÖH/D(P)S’den Kırcaali Belediye Meclisi başkanıdır…
Bu parti hükümet ortağı olarak, - her ne kadar kendi partisinden olmasa da - asimilasyon döneminde Türklerin giyim kuşamına, Türkçe konuştukları için ceza kesen ve her türlü zulmün bir parçası olan Nazmi Mümin, namı diğer Romanof gibilerini şimdi Kırcaali vali yardımcısı yapılmasından rahatsız olmamıştır…
HÖH/D(P)S’nin içinde irili ufaklı görev alan böyle asimilasyon döneminde zulmün bir parçası olanların isimlerini saya saya bitiremeyiz…
HÖH/D(P)S, 25 yıldır Bulgaristan’da en çok iktidarda kalan parti olmasına rağmen, Türkler ne gibi “hak ve özgürlükler kazanmıştır?
HÖH/D(P)S, 1993 yılından beri Bulgaristan’da en çok iktidarda kalan parti olmasına rağmen, 1993 yılından beri Türkçe ders kitapları basılmamasına ve 1993 yılında Türkçe ders gören çocuk sayısı 117 binken, bu günlerde ders kitabı olmadan Türkçe ders gören çocuk sayısının 7 binlere inmiştir…
Bu partinin yönettiği Kırcaali, Mastanlı ve İridere gibi merkezlerde tek bir Türk çocuğu Türkçe eğitim görmemektedir…
Bu parti, 1993 yılından beri Bulgaristan’da en çok iktidarda kalan parti olmasına rağmen, asimilasyon döneminde Kırcaali bölgesinde katledilen 17 aylık Türkan bebek, Ayşe Molla Hasan, Musa Yakup, 16 yaşındaki Mümin Ahmet, Yusuf Mehmet, Mustafa Ali, Abdülaziz Bekir, Mehmet Habil, Ali Osman Ali, İbrahim İbrahim, Mustafa İbrahim, Mustafa Osman’ın anıt mezarlarında olsun, bugünkü mitingde olsun, her yıl olduğu gibi duygu sömürüsü yaparken, şehitlerin katillerinin teşhir edilip yargılanmaları için hiçbir girişimde bulunmamıştır…
HÖH/D(P)S, iktidar partisi olarak, Bulgaristan’da asimilasyon ve daha önceki dönemlerde işlenen suçların zaman aşımına uğramaması için girişimlerde bulunan sivil toplum örgütlerine kulak asmamaktadır…
Bu parti, 1993 yılından beri Bulgaristan’da en çok iktidarda kalan parti olmasına rağmen, 1989 göçünden sonra ekonomik veya başka nedenlerden dolayı daha 350 bin Türk’ün göç etmesini umursamamaktadır…
Bu parti sayesinde Bulgaristan’da Türklerin asimilasyonu devam etmektedir. Sadece eski yöntemlerin yerini yenileri almıştır. Dün zulmün bir parçası olanlar veya onların çocukları bu partide görev alıp üstlendikleri misyona devam etmektedirler…
HÖH/D(P)S’ nin Müslümanlığa bakışı nasıldır?
Bu parti mensuplarının nerdeyse tamamı ateisttir, % 95’i Fatiha süresini dahi bilmez…
Bırakın beş vakit namazı, bu parti mensuplarının % 99’u Cuma namazlarında dahi görülmez…
Parti kongrelerinde verilen yemeklerde bol bol domuz eti ve alkollü içecek verilir…
Bu partinin kontrolündeki belediyelerde Müslüman Türk çocuklarına domuz eti yedirilmesinden rahatsız olmazlar…
Bayram namazlarından hemen önce Kırcaali camisinde Belediye başkanının bir konuşma yapmasından, cemaatten birilerinin küfür ederek abdestlerinin bozulabileceğini müftü olsun, imam olsun, cemaat olsun, HÖH/D(P)S’den çekindikleri için uyarma gereği duymazlar…
Bu partinin Milletvekili olsun, Belediye başkanı olsun, parti mensupları olsun abdest alma gereği duymadan, gösteriş olsun diye namaza durdukları kanıtlanmış bir gerçektir…
Bu partidekiler, İridere camisinin bahçesinde bulunan lokalin camlarına HÖH/D(P)S seçim afişleri asabilir, fakat cemaatten birilerinin küfür ederek abdestlerinin bozulabileceği kaygısına kapılmazlar; müftü olsun, imam olsun, cemaat olsun, HÖH/D(P)S’den çekindikleri için ses çıkaramayacaklarını bilirler…
HÖH/D(P)S, Müftülüklere, Müslüman vakıflarına, cami encümenlerine kendi militanı olan eski DS ajanlarının yerleştirilmesini bir gelenek haline getirmiştir…
Müftüleri ve imamları perde arkasından HÖH/D(P)S atamaktadır…
HÖH/D(P)S, 25 senedir nasıl bu kadar güçlenebildi?
25 senedir HÖH/D(P)S’yi kontrolünde tutan güç odakları, aynı partiye Kırcaali bölgesinde veya başka bölgelerde yaşayan tüm Türkleri kontrol altında tutma görevi vermişlerdir…
Bu nedenle HÖH/D(P)S’ye itaat etmeyen tüm Türklerin elinden şu veya bu nedenle ekonomik özgürlükleri ellerinden alınmıştır…
Türk aydınlarının çoğu, zaten 1989 yılında kovulmuş olup, kalıp HÖH/D(P)S’ye karşı çıkan aydınlar ise ekonomik olarak çökertilip pasifize edilmişlerdir…
HÖH/D(P)S, Türkleri kontrolü altında tutması için, Bulgaristan devletinin tüm maddi ve manevi desteğini arkasına almıştır…
HÖH/D(P)S, her ne kadar garip olsa da, “Türk azınlığın haklarını savunuyor” gerekçesiyle birkaç sene öncesine kadar Türk devletinden de maddi ve manevi destek almıştır…
HÖH/D(P)S, yine her ne kadar garip olsa da, senelerdir Türkiye’de geçim derdine düşmüş olup Bulgaristan’da olup bitenlerden habersiz kalan 1989 göçmenlerinden de destek almıştır…
HÖH/D(P)S, Avrupa kurumlarından da destek almıştır…
Böylece HÖH/D(P)S, Bulgaristan’da Türklerin oy verebileceği alternatifsiz maddi olarak güçlü tek parti haline getirilmiştir…
HÖH/D(P)S, kazandığı belediyelerin tüm ihalelerini kendi çevresindeki çember şirketlere kazandırmaktadır. Aynı şirketler ise, seçim döneminde kesenin ağzını açmışlar ve kaz gelecek yerden tavuğu esirgememişlerdir…
Türklerin yaşadığı bölgelere kasıtlı olarak yatırım yapılmadığı için, HÖH/D(P)S’ün Belediye başkanlıklarını kazandığı bölgelerde en büyük işveren Belediye ve ondan ihale alan çember şirketler olduğu için birçok insan, HÖH/D(P)S’yi işveren olarak görmek zorunda kalmış ve onlara muhtaç bırakılmıştır…
Türklerin yaşadığı bölgelerde birçok insan, ekonomik özgürlüğü olmadığı için, “Bir gün gelir HÖH/D(P)S’ye muhtaç kalırım” düşüncesiyle, aynı partiden çekinmektedir…
Görüldüğü gibi Bulgaristan’da yaşayan Türklerin ekonomik özgürlüğü ellerinden alınmış ve alternatifsiz HÖH/D(P)S’ye muhtaç bırakılmıştır.
Şimdi bazı okuyuculardan “Alternatif partiler var!” dediklerini duyar gibiyim.
Evet var… Fakat bu alternatif partiler, HÖH/D(P)S’nin tek yerleşim yeri için ayırdığı seçim kampanyası parasını, ancak tüm Bulgaristan için ayırabiliyorlar…
İşte hepimizin elbirliğiyle yaratıp büyüttüğümüz senelerdir Bulgaristan’daki Türk kültürüne en büyük zarar veren HÖH/D(P)S canavarı bu duruma gelmiştir.
Birkaç senedir bu HÖH/D(P)S’nin iç yüzünü gördükten sonra, hep şunu sormuşumdur:
Bu partinin iç yüzünü görüp, ekonomik özgürlüğünü kazanmış, vicdan ve şeref sahibi olan birisi, HÖH/D(P)S adaylarına oy verir mi acaba?
Vah, vah, vah hallerimize… Avrupa’da bizleri kimler temsil edecek:
“25 Mayıs’ta başarılı bir oy yapalım!”
8 коментара:
Helal olsun bu yaziyilari yazanlara demek hala turkluk ve muslumanlik kalmis bulagrsitanda
Arkadas HOH AKP yi bile dize getirdi daha ne istiyorsunuz
Evet GOPaşa belediye başkan yardımcısı oradaydı
Tayip onu göndermiş pavel-lütvi ile anlaşam yapmaya
TAYİP - PAVEL Karşisinda çoktü
önümüzde seçimlerde de yok olacak
arkadas sen kim oluyorsun
AK parti hiç bir zaman destek olmuyor HÖH_DPS
o gunler artık bitti
yalan bu yazıların hepsi yalan uydurma
bravo arda
Gaziosmanpaşa belediye başkan yardımcısının siyasi anlamda hiçbir parti ile görüşmeleri olmamıştır. Makamlarla görüşmeler gerçekleştirmiştir. 2006 yılında imzalanan kardeş şehir protokolünün gereği olarak her iki bölgede yaşayan Türklerin kaynaşması için ne yapılabilir o konuşulmuştur. Buradaki amaç karşılıklı olarak belediyelerin ortak bir paydada buluşmasıdır.
Durmuş Arda'yı tebrik eder, kalem kılıçtan keskin misalin tam kakıyla veriyor. Başarıların devamını dilerim: İsmet Topaloğlu
bravo bu yazıyı yazana.yürekli ve gerçekleri nasılda sıralamış yazmış.keşke halkımda bunların farkında olsa.
Публикуване на коментар
Забележка: Само членове на този блог могат да публикуват коментари.